Konu ile ilgili açıklama da bulunan Çorum İl Müftüsü Muharrem Biçer, “16 Ocak 2020 tarihinde bir siyasi parti temsilcisi tarafından yapılan basın açıklamasında “Diyanet Müslümanları Yanıltıyor” başlıklı haberin gerçekle alakası olmayan ve tamamen maksıdının dışındaki haberin Başkanlığımızın ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzun ‘Faize cevaz verdiği’ veya ‘Devlet bankalarından alınan faizli kredilerin caiz olduğunu söylediği iddiası asılsız olduğu kadar kurumlarımızı yıpratma amacı taşıyan ve iyi niyetle bağdaşmayan, başkalarının değirmenine su taşıyan bir algı operasyonu olarak değerlendirilmekle birlikte kamuoyuna açıklama yapma gereği duyulmuştur” dedi.

Biçer, “Haricen konuyla ilgili dün gece Diyanet TV ekranlarında seyirciyle buluşan Mizan programına konuk olan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Ahmet Yaman ve Prof. Dr. Abdullah Kahraman, Kurulun TOKİ tarafından uygulanan “Sosyal Konut Projesi”yle ilgili görüşü üzerine bazı basın yayın organlarıyla ve sosyal medya mecralarında çıkan haberlere açıklık getirmişlerdir” açıklamalarında bulundu.

Biçer açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU : "DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU ÜYELERİ FAİZE HELAL DİYECEK KADAR ŞUURSUZ DEĞİLDİR"

Din İşleri Yüksek Kurulunun Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygulanan “Sosyal Konut Projesi”yle ilgili görüşü üzerine bazı medya organlarında ve sosyal medya mecralarında yapılan haberler ve paylaşımların ele alındığı programda konuşan Prof. Dr. Abdullah Kahraman, "Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri faize helal diyecek kadar şuursuz değildir." diyerek açıklama yapmıştır.

Din İşleri Yüksek Kurulu öteden beri vermiş olduğu fetvalarında; İslam'da faizin kesin olarak haram kılındığını açıkça ifade etmektedir.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygulanan “Sosyal Konut Projesi” özelinde vatandaşlarımızdan gelen yoğun sorular sebebiyle, Din İşleri Yüksek Kurulu söz konusu projenin dini hükmünü bütün boyutlarıyla değerlendirmiştir. Kurulumuz, halkımızla paylaştığı görüşünde; öncelikle faizin kesin olarak haram kılındığını, konut veya araç satın almak için faizli kredi kullanmanın caiz olmadığını çok açık ve kesin bir dille belirtmiştir. Bahse konu projenin, kira ödediği takdirde asgari geçimini zorlukla sağlayan ve ev sahibi olabilmek için faizsiz ödünç borç bulamayan alt veya orta gelirli vatandaşlara yönelik üretilen bir sosyal proje olduğu kanaatine ulaşmış ve bu projeden yararlanarak ev sahibi olmanın, dinen haram kılınan faizli işlem kapsamında değerlendirilmeyeceği sonucuna varmıştır. Zira faiz, taraflardan birinin, sözleşmede karşılığı olmayan bir fazlalığı şart koşması ve bununla haksız bir kazanç elde etmesidir. Oysa bu projede devletin, verdiği borçtan kâr etmek gibi bir amacı olmadığı gibi aksine peşin verdiği paranın yıllar sonra değer olarak daha düşük bir şekilde tahsili söz konusudur. Dolayısıyla İslam’ın haksız kazanç olarak gördüğü ve kendisine şiddetle savaş açtığı faiz, bu sosyal konut projesinde sonuç itibariyle gerçekleşmemektedir.

Nitekim Kurulumuz, daha önce de devletin yatırımları teşvik etmek, istihdam sağlamak ve kalkınmayı temin etmek amacıyla verdiği teşvik kredilerinin, şartlarına uygun bir şekilde alınıp kullanılmasının caiz olduğunu ve bunun faiz kapsamında değerlendirilmeyeceği yönünde de görüş bildirmiştir.

Ayrıca konuyla ilgili Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleş İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Orhan Çeker de;“Bu konuda resmen faiz dense de muamelede faiz yoktur. Çünkü kredi veren de evi satan da devlettir. Öyle olunca her iki işlem yani satış ve kredi veriş tek kurum tarafından yapıldığı için bu muamele aynen ‘Peşin bu kadara! Veresiye şu kadara!’ diye yapılan satış gibidir. TOKİ’den peşin aldığımızda mesela 210 bin TL, 20 yıl vade ile 400 bin TL ile satın almak aynen böyledir. Her iki kurum da yani hem TOKİ hem Kamu Bankası yukarıda devlette birleşmektedir. Aynı adamın farklı cepleri gibi. Aynı adam bir cebinden başka cebine para aktarsa sonra da o cepten fazlasıyla önceki cebe iade etse niye faiz olsun. Birileri faizdir diyebilir. Önemli olan İslam’ın ona faiz deyip dememesidir. Ama araya başka özel bir banka girseydi faiz olurdu. Bu durumda başka bir insanın cebinden bizim cebe para gelmiş gibi olurdu.” diye konuya açıklık getirmiştir.

Din İşleri Yüksek Kurulumuzun dar gelirli vatandaşlarımızın devlet desteğiyle ev sahibi olmasını amaçlayan TOKİ’nin Sosyal Konut Projesi özelindeki son görüşü de bu kapsamda görülmelidir. Söz konusu görüş üzerinden Başkanlığımızın ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzun faize cevaz verdiği veya devlet bankalarından alınan faizli kredilerin caiz olduğunu söylediği iddiası asılsız olduğu kadar, kurumlarımızı yıpratma amacı taşıyan ve iyi niyetle bağdaşmayan bir algı operasyonu olarak değerlendirilmektedir” diye konuştu.