• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Yitirdiğimiz bir değer: Saygı

04 Temmuz 2020
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Saygı, ahlak kitabının dibacesidir. Onu kaybeden ahlakını kaybeder, ahlakını kaybeden fert ve toplumlar varlık hikmetlerini yitirmiş olurlar...

Saygı, insanın, her hak sahibine hakkının verilmesi şeklinde özetlenebilecek evrensel adalet ilkesini, kendi özünden başlayarak, tüm varlığı içine alacak kuşatıcılıkta ahlaki açılıma dönüştürmesidir. O, sınır tanımaz müstevli meyillere, iradenin koyduğu karşı tavırla vücut bulan bütüncül ahenktir. Hayatı dengeden, dengeyi de hürmet ve saygıdan ayrı düşünmek imkansızdır. 

Saygı, içtenlikte, samimiyette estetiği yakalama kıvamıdır. Saygıdan mahrum sevgi, fizik cidarını aşamamış bir vibrasyon, bir etkileşimden ibarettir. Kabadır, hantaldır, çıkara dayalıdır, laubalidir, kaypaktır. Böylesi sevgiye, geçici ve sığıntı hazları, ebedi, yerleşik huzurla karıştırma gafleti anlamında hedonizm(hazcılık) demek bile mümkündür.

Saygısız cömertlik savurganlıktır; lüzumsuz, gereksiz değer israfıdır; faydayı yele verme densizliğidir; varlığın var olma serüvenindeki kronolojik hikmeti kavramaktan yoksunluktur.

Saygıyı yitirmiş cesaret, salt öfkedir, saldırgandır, mütecavizdir. His, heves, arzu ve zaaflarını tahribin buyruğuna verme çarpıklığına çanak tutan bir bencilliktir. Riyayı, gösterişi ve övgüyü idolleştiren müfrit bir egoizmdir. 

Saygıdan yoksun akıl bir fesat kumkumasıdır. Islaha değil ifsada meyyaldir. Saygıdan mahrum ilim, bildikçe, mutlak cehle sürükleyen anafordur. Ya da rahmet mi azap mı indireceği kestirilemeyen dölsüz kara buluttur.  

Saygıyı kaybetmiş mülkiyet hegemonyaya taliptir, ihtiraslıdır. İhtirasların muhayyilesi ise kutsal değerlerin koyduğu sınırlarla kavgalıdır. Kanaat, yetinme orada yeniktir. Büyük yarış taklittedir, Entelektüalizmin sesi kısıktır, özgünlüğün nefesi bitiktir. Aydınlanmanın meşalesini tutuşturacak kıvılcım ise yine saygıdır. İnsana saygı, varlığa saygı, insanı ve varlığı var eden Allah’a saygı… 

Saygıyı yitirmiş teknoloji insanı köleleştirme peşindedir. Belki de hadiste bildirilen, cariyenin kendi efendisini doğuracağı kıyamet alameti teknolojide bu yaşananlar… Kirletilen iffet, bütün insanlığın onuru, haysiyeti, namusu. İnsan kalabilme mücadelesinden bahsediyoruz. Kanıksamalar kaybettiklerimizin envanteri. İlki kendimize, insan tarafımıza saygı..

Saygı, kabullenmelerin şuur göstergesi, tasdiklerin bilinç kriteridir. Ahlaki anlamda böyle olduğu gibi medeniyetin bütün unsurları için de bu böyledir. Gerisi ham softalık, yobazlık, bağnazlık…

Saygının kemal noktası haşyettir. Yani, kaynağı aşkın bilgi, marifet olan ve insan mahiyetini bütünüyle etkisi altına alan ürpertidir. “Allah’a en çok saygılı olanlar alim kullarıdır.” (35/28) beyanında vuzuh bulan hakikat budur. Peygamberimiz Efendimiz, “İçinizde Allah’ı en iyi tanıyanınız ve O’na en saygılı olanınız benim” ifadeleriyle, katmanları sonsuz bu manevi merhaleye işaret buyurmaktadır. Ve yine haşyet, Efendimizin “Rabbine karşı ondan daha saygılısını görmedim” sözleriyle örnek gösterdikleri tasavvurlar ötesi Cibril ahlakıdır.

Saygı, faziletler hevengidir, üstün değerler armonisidir, varlık dilinde bir sonsuzluk bestesidir. Onu bütün hayata yorumlayıp terennüm edebilenlere ne mutlu!.

İnsani ilişkiler bağlamında düşünüldüğünde, en öncelikli saygıyı hak edenler, annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz, amcalarımız, halalarımız, dayılarımız, teyzelerimiz gibi yakın akrabalarımızdır. Ayrıca, bütün yaşlılar, bütün hastalar, bütün engelliler, bütün komşular bizden daima saygı görme konumundadırlar.

Kur’an-ı Kerim, “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllükle kol kanat ger. ‘Rabbim, onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet eyle’ diye dua et” (İsra, 23-24) ayetleriyle anne- babaya saygının, ebedi disiplinlerini öğretir. Bizim kültürümüzde saygı hakkı bakımından hala, teyze anne hükmündedir. Dayı ve amcaya ise baba nazarıyla bakılır. 

Aile bireyleri olarak eşleri ve çocukları bir arada tutan en önemli birleştirici çekim gücü saygıdır. 

Yuva, içinde saygı atmosferi ne kadar güçlüyse o kadar mutlu, demektir. Saygı eksildiği ölçüde de diğer değerler de eksilir, saadet ve mutluluktan o oranda mahrumiyet söz konusu olur.

İslam dini saygıya çok önem verir. Kur’an-ı Kerim, “Saygılar karşılıklıdır” (Bakara, 194) buyurur. Ayrıca, bizler için en mukaddes iki belde olan Mekke ve Medine için “Harem” tabiri kullanılır ki, saygı gösterilmesi gereken yer anlamındadır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Böyle ahlak dersi veren yazılar

yoruma ihtiyaç bırakmıyor. Süslü kelimelerle köpürtülmüş “saygı” konusunun önemini işleyen bir yazı. Güncel bir gazetede makale yerine bir kitapta yazılsa daha uygun. Günlük gazete hareket ister, sosyal olayların yorumlanmasını ister. Örneğin kadına yönelik son günlerde ahlaksız sosyal medya mesajlarını işleyebilir siniz. Bugünkü yazınızı okuyan az olur. Ayasofya ve Bediüzzaman ı keşke yazsaydınız. Tam zamanıydı. Emirdağ Lahikası nda geçen Ayasofya yazısını.

Latif Hocam

.. Bu tür yazılar değil. Halkın kalp atışlarına uygun yazılar bekliyoruz. Mesela Ayasofya. Açılması için yazmanız gerekirdi. 90 yıldır mahzun Ayasofya için bir yazı yazmaz mı insan.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23