Cumhurbaşkanımız, yeni döneme ilişkin önemli açıklamalarını geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi Şûrası’nda yaptı. Ekonomide önümüzdeki dönemde yapılacakları anlatırken en çok dikkat çeken ifadesi, vites değiştirerek değil artık ekonomide araç değiştireceğimizden bahsetmesi oldu.

Cuma günü ise, 18. Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) EXPO Fuarı’nın açılışına katıldı ve orada da yine ekonomi ile önümüzdeki dönemle ilgili önemli açıklamalar yapmaya devam etti. Bu toplantılarda yeni bir döneme girildiğine dikkat çekerek; Türkiye’yi faiz, enflasyon ve kur sarmalından çıkararak artık çok daha güçlü bir şekilde üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata odaklanacaklarını ifade etti.

Ayrıca, iş dünyasına seslenerek; Türkiye’nin gücüne, potansiyeline, geleceğine inanan herkesle birlikte bu yolda yürümeye hazır olduklarını ve küresel ekonomide yaşanan değişimi lehimize çevirebilecek her adıma destek vereceklerini söyledi. Yine, yatırım, üretim, ihracat ve istihdam için harekete geçecek herkesin yanında yer almayı sürdüreceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanımızın bu açıklamaları, çok önem verdiği iş dünyasının en önemli kuruluşları olan TOBB ve MÜSİAD gibi kuruluşların toplantısında yapması önemliydi. Hedeflere ulaşmak için bu kuruluşların yanı sıra yine iş dünyasının diğer önemli bir kuruluşu olan Türk Sanayicileri ve İş İnsanlar Derneği’nin (TÜSİAD) ismini vererek, tüm iş dünyası ve vatandaşlardan somut destek talep etmesi de ayrıca önemliydi.

Cumhurbaşkanımız, özellikle geçtiğimiz ay çıkarılan varlık barışına da atıfta bulundu. İş dünyasının bu ülkede kazanıp bir şekilde yurt dışına götürdükleri tasarruflarını artık mutlaka ülkemize getirmelerini istedi. Tabi sadece yurt dışı değil yurt içindeki yastık altı tasarrufların da varlık barışıyla kesinlikle herhangi bir sorguya tabi olmadan kayıt altına alınarak, ekonomiye kazandırılması konusunda destek çağrısında bulundu.

Dünyada çoğu ülkenin pandemiden dolayı sıkıntı yaşadığı, doğrudan ve portföy yatırımlarının sadece kur ve faize duyarlı olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Artık tüm ülkelerin en azından bu süreçte kendi yağları ile kavrulacağı bir dönem geçiriyoruz. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımızın bu konuda daha duyarlı olarak bu ülkenin kaynaklarını yine bu ülkeye kazandırmaları gerekir.

TOBB; Ülkenin kalkınması, ekonominin gelişmesi için gerekli çalışmaları yapmak amacıyla kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde meslek üst kuruluşumuz. TÜSİAD; gönüllü Türk sermayedarları tarafından kurulmuş, Türkiye’de kamu dışında yaratılan katma değerin yaklaşık yarısını üretmektedir. Yine MÜSİAD; Türkiye’yi bölgesinde etkin, dünyada saygın ve müreffeh bir ülke haline getirmek gayesiyle kurulmuş 2000’den fazla iş adamının üyesi olduğu ve 90’ın üzerinde ülkede, 224 lokasyonda şube ve temsilcilikle faaliyetlerini sürdüren Türkiye’nin şu an en büyük STK’sıdır. Bu kuruluşlar toplam dış ticaretin nerdeyse %90’ını gerçekleştirmekteler. Ayrıca, Bankalardaki mevduatın hem tüzel kişilik olarak hem şahıs olarak %70’inden fazlasına sahipler.

Bugün tüm bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının toplamı 221 milyar dolar. Bu tutar bankalardaki toplam mevduatın yaklaşık %47’si ve bu rakamın 83 milyar doları tüzel kişilerin yani şirketlerin paraları. Kalan 138 milyar dolarlık kısmı ise bireysel vatandaşlarımızın parası.

Şimdi bu ülkenin geleceği için çalışan bu kuruluşların üyelerine önemli görevler düşmektedir. Öncelikli olarak;

-Ülkemizin bu kadar sıkıntılı bir süreçten geçtiği bu dönemde herkes döviz olarak tuttuğu parasının sadece %20’sini TL’ye çevirse, kısa sürede ülkede hem kurlar hem de faizler önemli oranda aşağı gelecektir.

-Yine bu kuruluşların mensupları olan iş adamlarımızın çeşitli saiklerle yurt dışında bulunan tasarruflarını yeni çıkarılan varlık barışı kanunu kapsamında ülkemize getirmeleri, ülkemizin dış kaynağa olan ihtiyacını önemli oranda azaltacaktır.

Bu ülkede kazanıp bu ülkenin kaynaklarını kullanan tüm firmalarımızın ve bireylerimizin şunu iyi düşünmeleri lazım. Bu ülkede kazanırken bu ülkenin tüm nimetlerinden faydalanırken bu ülkeyi çok güvenilir bulup, konu parayı değerlendirmeye gelince ülkenin güvenilmez olduğunu düşünmek çok ahlaki değil. Sonuçta bu ülkede her ferdin hakkı olan bu kaynakların kullanılarak o kazançların elde edildiğini unutmamak lazım.