Bizden Size
O günü hiç unutmuyorum: Bayezid Devlet Kütüphanesi Müdürü Şerafettin Kocaman Bey’in odasında, bembeyaz sakallı bir zat, elimi elinin içine alıp dizlerinin üzerine yerleştirdiği kalınca bir yazma eserin sayfalarında gezdirmişti. Hem gülümsüyor hem de “Dokun evladım” diyordu, “buna dokunmak her zaman nasip olmaz. Bu, Dîvânu Lugâti’t-Türk’tür”. Ta ilkokuldan itibaren adını sürekli duyduğum bir kitabın dünyadaki tek nüshasına dokunmak… Heyecanımı tahmin edersiniz. Bembeyaz sakallı zat, Mehmet Serhan Tayşi, 2003’ün tatlı bir bahar gününde Dursun Gürlek Bey’in tavassutuyla gerçekleşen o tanışmada Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü, Kâşgarlı Mahmud’u, Ali Emîrî Efendi’yi ve daha birçok şeyi öylesine hoş bir üslupla anlatmıştı ki, dayanamayıp “Efendim, hatıratınızı yazıyor musunuz?”...