"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sırlarla dolu mübarek belde: Şam-ı Şerif

Şükrü BULUT
09 Aralık 2019, Pazartesi 00:14
İnsanlık tarihinin en garip noktalarını ihtiva ediyor Şam-ı Şerif.

Adem atamızla İbrahim babamızın (as) yurdu ile yerküre coğrafyası iftihar etmez mi hiç. Müslümanlara göre dünyamızın dördüncü mübarek beldesi.

Şam-ı Şerif’in, Hz. Mesih’in doğumundan sonra ortaya çıkmış bütün medeniyetlerin annesi olduğunu, yakından tanıyanlar bilirler. Zira Medinetü’n-Nebi’nin devamı niteliğindedir. Buradan yeryüzünü gülistana çevirmek üzere akmaya başlayan medeniyet nehrinin Dımışk üzerinden dünyaya dağıldığını ve on binlerce medenî aşığını Şam’a teslim ettiğini insanlık bilseydi, bu kutsal beldenin hem Doğu ve hem de Batı Medeniyetlerinin çıkış kaynağı olduğunu da kabullenecekti. Talas kıyısına giden atlılarla Ukbe ile Tarık’ın süvarileri Şam’dan hareket etmişlerdi.

Hem Şam-ı Şerif, Avrupa medeniyetinin de öz annesi. Mesihî Avrupa; Kurtuba, Palermo ve  İskandinavya üzerinden Şam’a koşuyor bu gün.

Ebu Derda’nın yurdu... Suffe’nin şakirtleri, rıhlet-i Nebi’den sonra, firkatin hirkatini ilk olarak burada gidermeye çalıştılar. Yani Hicaz‘dan kuzeye doğru on binlerce sahabe…

Tarihin artık son bulmasını isteyen “tahripçi Deccaliyet” ancak Şam’ın tahribiyle bu işin bulacağına inandığından, tam on senedir Şam önlerinde bu dehşetli savaşı veriyor. Karşısında ise insaniyetperverler, Müslümanlar ve inanmış İsevîler ittifakı…

Varsa dünyamızın  daha ömrü, Şam-ı Şerif yeni bir cihana yeni hayatlarla perdeyi açacaktır. Önce insanca yaşamak… Hürriyet ve demokrasi… Sonra Ömer’in (ra) yolunda koşuşturacak adaletli sosyal devletler… İnsanlığın bu hakikate olan ihtiyacını da biliyoruz, iştiyakını da… 

- Yalnız musîbetzede Araplar değil; Fars’ın, Kıptînin, Berberinin, siyahinin ve Cezirelinin de bakışları Şam’a kilitli… İstibdadın asırlardır zifiri karanlığında çürüttüğü mazlum Şark ile Latin Amerika halkları hürriyet ve demokrasi güneşinin buradan ışıyacağına o denli inanıyorlar ki…

Efendiler Efendisi (asm), deccallerin bu beldeye giremeyeceklerini haber vermiş. Hülâgu’nun menhus ruhunu dehşetli korkularla kovalayan topraklarının altındaki şehitler miydi? Filistin dönüşünde Dımışk’tan gizlenerek kaçanların korkuları nereden kaynaklanıyordu… Kader bu mübarek beldeyi Kemalizm zulmünden nasıl korumuştu, hiç düşündünüz mü? Hz. Yahya Kilisesi’ne sırtını dayamış Emevi Camii’nin kürsüsünden “helâket ve felâket asrının mensuplarına” yapılan hitap mı, Şam-ı Şerif karşısında dizilmiş  İslâmiyet ve insaniyet karşıtlarının dizlerinin bağını çözüyordu… Yoksa, Hüseyin (ra) yolunda şehit olmuş büyük âlim El-Butî‘nin ruhu mu IŞİD ve Marksist örgütleri kovaladı buradan… Kim bilir, belki de hepsi…

Bazı okuyucularımız gizemli cümleler kurduğumuzu iddia edecekler…Asla… Dımışk’ın kendisi sırlarla dolu. Belki de “üç yüz yılın” hadiselerini, zamanın zirvesinde irad ettiği hitabesiyle özetleyen Bediüzzaman, Şam-ı Şerif zaferini 1911 kışındaki hutbesiyle emperyalistlere, materyalistlere ve deccalistlere karşı ilân etmişti de, bugün ancak haberimiz oldu. Zamanların müceddidi, EL-EMEL diye başladığı dersle âlem-i İslâmiyet’in semasını dolduran kesif bulutları süpürmüştü. Risale-i Nur’un doğumundan tam üç sene önce, burada çok sırlı şeyler cereyan etmişti. 

Şam-ı Şerif’te zaman, Almanya Kralı Wilhelm’in, İngiltere ve müttefiki olduğu bütün şer kuvvetlerinin rağmına Sultan Selâhaddin’den özür dilediği o meşhur anlar kadar tılsımlarla yüklü… Şam-ı Şerif’in tıpkı Beytülmakdis gibi, yalnızca Müslümanların vatanı ve kutsalı olduğunu unutanlara, hem Wilhelm ve hem de Bediüzzaman yetmiyor mu?  Bu sırrın veya bu ittifakın hâlâ birçok dindar Müslümanlarca anlaşılamaması da garip bir sır olmalı… Burada herşey gizemli. Tarihin dönüm noktası da buna derler… 

Avrupa-Asya kucaklaşmasının, Kur’ân-felsefe barışının, Müslüman Hıristiyan ittifakının  ve  mektep-medrese birlikteliğinin ilk adımları bu sırlarla atılıyordu.

Okunma Sayısı: 1723
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nursima

    10.12.2019 01:10:46

    İşam olayının detayları... Ahir zaman... Medeniyetler ve kıyamet... Çok ilginç şeyler..

  • Süleyman

    9.12.2019 17:35:29

    Bu yazılarınız şamın tarihine olan ilgiyi arttırabilir.Belki de bu şehrin ilginç serencamının baştan sona kadar yemiden gözden geçirmek gerekiyor.

  • zeliha

    9.12.2019 16:30:43

    Ne kadar önemli imiş Şam-ı Şerif, adını hutbeye vermiş külliyatın içinde hususi risale olmuş. Bütün İslam aleminin dertlerine oradan bakmış ve hitap etmiş Üstad hazretleri.Demek ki orada ki ruhlar İslam aleminin dertleri ile dertleniyorlar. Ve Risale-i Nurların hürriyet ve demokrasi mücadelesinde rolü,kıyametin gecikme meseleleri ne kadar irtibatlı imiş Şam-ı şerifle. ALLAH RAZI OLSUN

  • Ramazan

    9.12.2019 09:11:10

    Şam-ı şerifin önemi satırlara çok güzelce yansıtılmış. Mesele sır olunca dikkat edilmeyince anlaşılmıyor. Buradaki bilinmeyenleri bize anlatanlardan Allah razı olsun.

  • Muzaffer

    9.12.2019 05:17:33

    Şam ı Şerif ile ilgili tespitmeri, tarihi seyri içinde tecelli eden olayları, sırları, nurları, hikmetli hadiseler seyrini gerçetlere dalanan belgesel anlayışıyla objektif olarak nazarlara nazarlara sunmanız harika... Hakızlıklara, zulümlere, göçlere, duyarsızlıklara, muhanete muhtaç insanların dıramına sırt dönen insanlara gelecekte hayıflanırken hiç mi hakikatleri görüp haykıran olmadı? Diye gelecek beddualara paratöner olması için her satırı önemli... Tebrik ediyoruz, kaleminize ve yüreğinize sağlık....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı