Milletin sinir uçlarını da geçtiler…

“Yüreği” ile oynuyor, “niyet okuma”ya bile soyunuyorlar! “Din” korkunç derecede istismar edilerek milletin kafası karıştırılıyor…

Medya sık sık algı operasyonları ile kafa karıştırıyor…

Kemalizm üzerinden, TOKİ’nin konut kampanyasının taksitleri üzerinden…

HDPKK’lı Selo üzerinden, sarıklı cüppeli yobazlık üzerinden…

Sapla saman birbirine girdi, olmadık yerlerden fetva gibi açıklamalar türedi…

İçimizdeki virüslerden Ülkücü Hareket’in de payını aldığı oluyor maalesef…

Lâkin MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin en küçük aykırılığa tahammülü yok…

Millî takıma “teşhirci” damgası vuran Kaynaşlı Belediye Başkanı’nı…

Şak diye “ur”u kesip attı bünyeden!

*

Meczup Mezarcı’nın “Mesih töreni yaptığı” günleri yine yaşıyoruz…

Televizyonlarda mezhepler üzerinden siyaset çığırtkanlığı yapılıyor…

İran Şia’sıyla Türkmen Alevî ve Bektaşilerini aynı kefeye koymaya kalkıyorlar…

Acem Ahmedinejat’ın “2020’de Mehdi gelecek” kehanetine benzer…

Külliye’den birileri “Mehdi gelecek, ortamı buna göre hazırlamalıyız” sözleri ediyor…

Sosyal medya maymunu kızlar, Atatürk’e hakarete yelteniyorlar…

“Cumhuriyet döneminde camiler genelev olarak kullanıldı” gibi şeytani açıklamaları yapan üniversite hocaları türedi…

Akıl alacak gibi değil, Suriye’den, Irak’tan ve hatta Fas’tan kadın getirip, muhafazakâr şehirlerimizdeki erkekleri evlilik vaadiyle dolandıran çeteler cirit atıyor…

*

Erdoğan’ı, Cumhur İttifakı’nı ve dolayısıyla Bahçeli ve MHP’yi düşürebilmek uğruna girmedikleri kılık, çevirmedikleri dolap kalmadı…

“Allah ile aldatan” zihniyetle “PKK sevicileri” nin aynı değirmene su taşıdıklarından şüphemiz yok…

Siyasî ayağın bir türlü temizlenemediği ülkede, yargıdaki tuhaf kararların arkasındaki adamları temizlemek mümkün mü?

FETÖ’yü diri tutabilmenin veya en azından ihanet şebekesine umut verebilmenin oyunları oynanıyor…

“Erken seçim” balonu sürekli şişirilip millet umutsuz bırakılıyor…

Saflar net, tarafların mücadele alanları farklı…

“Yüzde 50+1”i geçemeyeceğini çok iyi bilen Y-CHP/İP/HDPKK/SP/GP/ sermaye/kripto FETÖ/medya iş birliği “parlamenter sistem tiyatrosu”na devam ediyor…

Şövalye Gül’ün İngiltere turları sürüyor, Bebecan’ın ne yapacağı belirsiz…

“Devlet aklı”nın ışığında yürümeye çalışan Cumhur İttifakı, Türk milletinin 2023, 2053 ve 2071’e hazırlanması yolunda mücadele ediyor…

*

Akıl tutulmaları yaşıyor aydın kılıklılar… Erdoğan için, “İstanbul’u kaybetti, kendisine yenisini yapıyor” diye yazacak kadar kalemleri irin dolu…

O kadar ileri gittiler ki, teröristlerin hayatını anlatan tiyatro gösterilerini kadınlara seyrettirerek yancılarına diyet ödüyorlar…

Ellerine geçirdikleri belediyelerin imkânlarını terörist kitaplarına peşkeş çekiyorlar…

Ucuz çıkarları için “devleti katil” ilan edenler kadar, “Türkiye Cumhuriyeti’ni dar-ül harp”te görerek, soyulmasına göz yumanlar da hakikat!

Ülkücü Hareket, ikiyüzlü bu yobazlığın karşısında “ipek eldiven içinde çelik yumruk” olmak zorundadır…

Kimsenin hassasiyeti, “Ülkücünün imanı ve Allah karşısındaki titreyişi”nden daha yüksek değildir!

Devlet Ata’nın şu uyarısı boşuna değildir:

Hiç kimse davadan daha önemli değildir. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ne yaptığımızı, neyi amaçladığımızı, nereye varmak istediğimizi dar ufkuyla, çürük ahlâkıyla sorgulayıp dedikodu çarkında dönenler yoldan çıkıp yolunu şaşıranlardır. Şunu bilmenizi isterim ki, yoldan çıkan, davanın önünde engeldir. ‘Ben’ diyenler sinsi planlar yapanlardır. Dava insanı, akıldan önce adanmış bir yüreğe ihtiyaç duyacaktır.

Ülkü sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, “Hiçbir zaman kesmeyeceğiz, çalışacağız, memleketi kurtaracağız. Umutsuzluğa yer yoktur. Karamsarlık aşılayanlara müsamaha yoktur.” Davayı öne geçirmek yerine, kendini öne çıkarmaya, kendi gizli gündemi için sinsi sinsi çalışana geçit yoktur. Tahammül yoktur.

Bilmem anlatabildik mi birilerine?