Koronavirüs salgınını en az hasarla atlatabilmek için alınan tedbirlerin en önemlisi ve en belirleyici olanı, evde kalmak ve teması kesmektir. Artık bunu hepimiz çok iyi öğrendik ve azami derecede uyum gösteriyoruz. 2 haftadır evlerimize kapandık. Bu durum beraberinde bazı şeyleri yeniden hatırlamamızı sağlayıp, aile hayatının önemini, sağlığın değerini, sahip olduğumuz nimetlere şükretmeyi öğrettiği gibi, zaman zaman küçük sorunlar da doğuruyor. İnsan sosyal bir varlık. Evde uzun süre kapalı kalmak psikolojimizi etkiliyor ve bunun tezahürü her insanda farklı olabiliyor. Doğal olarak herkes, bu durumun daha ne kadar devam edeceğini, evde kalma mecburiyetinin ne zaman biteceğini sorgulamaya başladı. Bilim Kurulu üyeleri başta olmak üzere, bütün uzmanlar en çok bu soru ile muhatap oluyor.

DAHA AVANTAJLIYIZ

Bu konuda bütün söylenenlerden, uzmanların açıklamalarından çıkardığımız sonuç şudur: Hiç kimsenin alınan tedbirlerin bırakın tamamen kaldırılmasını, gevşetilmesi, hafifletilmesi konusunda dahi net bir şey söyleme imkânı da yok. Ne olacağını, evde kalma mecburiyetinin ne zaman biteceğini belirleyecek olan, salgının seyridir. Daha önce bu salgına muhatap olan başta Çin olmak üzere diğer ülkelerin yaşadıkları, çok önemli bir emsal oluşturuyor. Bütün uzmanlar işin başında sayılabilecek bir süreçte olduğumuzu söylüyorlar. Zamanında sıkı tedbirler aldığımız için bu virüsün bize gelme zamanı diğer ülkelere göre biraz daha geç oldu. Dolayısı ile geriden takip ediyoruz. Bu durum bize ciddi avantaj sağlıyor. Hem daha iyi ve sıkı tedbir alacak zamanımız oldu, hem de daha önce bu salgını yaşayanların birikimlerinden, tecrübelerinden faydalanıyor, ne yapacağımıza, hangi tedbirleri alacağımıza, hatta hangi ilacı kullanacağımıza daha kolay karar veriyoruz.

EN HAFİF ŞEKİLDE ATLATACAĞIZ

Şu ana kadar test sayısı, vakalar, virüsün bu vakaların etkisine bağlı olarak hastalığın hafif, orta derece ve ağır seyri ve elbette en önemlisi ölüm oranı ve sayısında çok büyük bir endişeyi gerektirecek bir durum ortaya çıkmadı. Keşke hiç ölüm olmasa, vaka sayısı çok daha azda kalabilseydi.

Ancak bu belayı dünyada en kolay, en hafif şekilde atlatacağımıza olan inancımız her zaman tamdır. Yine gerek diğer ülkelerin yaşadıklarından ve gerek bu işi bilenlerin söylediklerinden, önümüzdeki 2-3 haftanın çok önemli olduğu anlaşılıyor. Dolayısı ile bu süreçte tedbirlere en sıkı şekilde uymak, kuralları eksiksiz uygulamak vatandaş olarak hepimizin görevidir.

TELAŞ EDİLECEK BİR DURUM YOK

Bütün dünya bu belayı bir an önce defetmek için yoğun şekilde gayret gösteriyor. Hükümetimizin aldığı tedbirlerde hedef, salgının önce durdurulması, sonra geriletilmesi, en sonunda da hepten yok edilmesidir. Bu da kısa sürede olacak bir şey değildir. Dolayısı ile evde kalma konusunda çok daha sabırlı olmak ve tedbirimizi buna göre almak durumundayız. Kaldı ki, salgın dursa dahi, yenilenme ihtimalinden bahsedilmektedir. Bu durumda virüsün seyrine göre biraz gevşetilse de tedbirlerin bir süre daha devam edeceğini, normal hayata kademeli geçileceği ve yeni düzenin buna göre kurulacağını söylemek yanıltıcı olmayacaktır. Sabırlı olmalıyız. Devletimiz her türlü tedbiri almıştır ve her şey kontrol altındadır. Telaş edilecek bir durum yok ve millet olarak bunun da üstesinden geleceğiz.

BU HAİNİN DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI

Neresinden bakılırsa bakılsın koronavirüs dünyanın dengesini değiştirmiştir. Bunun yeni ve farklı sonuçlarının ortaya çıkacağı muhakkaktır. Bütün mesele bozgunculara, milletimizin moralini bozmak ve fitne çıkarmak için çabalayan ahlaksızlara hiçbir şekilde itibar etmemektir. Ne yazık ki, bu tür adamlar ortalıkta cirit atmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi, milletvekili sıfatı taşıyan bir terörist kin kusmakta, bölücülüğe ve ihanete virüs üzerinden yeni bir aşama kazandırmakta geç kalmamıştır. Bu hainlere milletimizin hiçbir şekilde itibar etmeyeceğini, prim vermeyeceğini biliyoruz.

Ancak bu yetmez, bu hainlerin milletvekili sıfatı taşıması bu millete ağır bir yüktür. Bu yükü daha fazla taşımanın bir anlamı yoktur. Sayın Devlet Bahçeli, insanlarımızın arasına kin ve nefret tohumları saçan bu bölücünün derhal dokunulmazlığının kaldırılarak milletvekilliğinden çıkarılmasının tarihi bir görev olduğunu söylemiştir. Bu ve benzeri fitnecilerin Kovid-19’dan daha vahim bir tehdit olduğunu belirtmiş ve bu bozguncunun takipçisi olunacağını açıklamıştır. TBMM bu tarihi görevi mutlaka yerine getirmeli ve bu vatanmillet düşmanlarına daha fazla tahammül gösterilmemelidir.

Biz büyük Türk milletiyiz, bu belayı da savuşturup, kaldığımız yerden daha güçlü ve iddialı şekilde devam edeceğiz. Sabretmeyi de, şükretmeyi de biliriz. Şimdi üzerimize düşen evde kalmak, kurallara uymak ve birbirimize, devletimize ve canla başla görev yapan bütün sağlık çalışanlarına güvenmek ve inanmaktır.