Bitkisel ürün fiyatlarının maliyetlerinin altında seyretmesi, kredi faizlerinin yükselmesi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini ciddi bir krize dönüştürdü. Hükümet krizi görüyor ama aldığı önlemler yetersiz kalıyor. Son karar olarak, TMO’ya piyasadaki düşük ürün fiyatlarına müdahale etmek için ürün satın alma yetkisi verdi
Fındıkta hasat başladı. Hükümet Toprak Mahsulleri Ofisini alımda görevlendirerek fındık fiyatlarının düşmesini önlemek için müdahale alım fiyatını 17 lira olarak belirledi. Güncelde üretici malını satarken 14,5- 15 Liradan piyasada alıcı bulabiliyor. Üzümde müdahale alımı kg fiyatı 10 Lira olarak ilan edildi. Güncel piyasa fiyatı 8,5 Lira olarak gerçekleşiyor. Ayçiçeği alım fiyatı ton başına 2.500 lira olarak açıklandığı halde, güncel piyasada Ayçiçeğin ton fiyatı 2000 Liradan işlem görüyor. Çeltikte de durum farklı değil. Çeltik alım fiyatı bir tonu 3.050 lira olarak açıklanırken, güncel piyasada fiyatlar 3000 Lirada kaldı.
Pamuk piyasası hasadın başlamasıyla yeni ürünün piyasalara girmesi pamuk fiyatlarındaki düşüşü durduramadı. Toprak Mahsulleri Ofisinin devreye sokulmaması bu yıl maliyeti en çok artan pamuk üreticisini tedirginliğe, giderek de paniklemesine neden oldu. Geçen hafta bir üretici bana; ”Pamukta sonbaharda kasırga olabilir” diye yazmıştınız. Kasırga değil, tsunami geliyor” dedi.
Üreticinin sözünü ettiği yazım çıktıktan sonra sektörün temsilcileri Tarım ve Orman Bakanlığına ziyaret ederek, pamuktaki düşen ürün satış fiyatlarına, diğer ürünlerde olduğu gibi müdahale edilmesi gerektiğini Tarım ve Orman Bakan yardımcısı Mehmet Hadi Tunc’a anlatılar. Pamuk üretiminin sorunlarını yazılı olarak (bir kez daha) ilettiler. Bakanlığa giden heyette Aydın, Antalya, Adan, Diyarbakır, Urfa Ziraat Odaları, aynı illerin Ticaret Borsaları, TARİŞ, ANTBİRLİK, ÇUKOBİRLİK ve Ulusal Pamuk Konseyi de vardı, Herkes oradaydı. Bakan beyi bulamamanın hayal kırıklığını yaşasalar da, sorunlarını iletmiş oldular. Konuyla ilgili kendilerine dönüleceği söylendi.
Tarım ve Orman Bakanlığına ikinci ziyarette eylül ortalarında gerçekleşti. Birinci heyette Ziraat Odası ve Ticaret Borsasıyla katılan Ş.Urfalılar, bu kez yanlarına AKP milletvekilini de alarak Tarım ve Orman Bakanlığına gittiler. Gelen heyeti Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli dinledi. Bakan pamuk üreticilerinin sorunun çözüleceği sözünü verdi
Bu görüşmelerden sonra tam bir ay geçti. Henüz hükümetten konuyla ilgili bir geri dönüş olmadı. Peki, sektörün talepleri neler? Genel talepleri şimdilik bir kenara bırakalım. Acil yapılması gerekenlerin olabilirliğini tartışalım mı?
Üretici pamuk priminin 1.25 liraya çıkarılmasını istiyor. Hükümet yeni prim sistemi üzerinde çalışırken mevcut 80 kuruşluk primi artırması olası görünmüyor. Bu durumu” bütçede para kalmadı” görüşüyle açıklamak yanlış. Hükümet önceliği pamuk üreticisine verirse kaynak bulabilir diye düşünüyorum.
Sektör en büyük sorun Pamuk üretimini tehdit eden düşük pamuk fiyatları. Geçen yıla göre ortalama yüzde elli geçen maliyeti olduğu halde, geçen yıl 4,5 TL’ye sattığı pamuğu yaklaşık 3,5 liradan satmasının önüne geçilmesini gerekiyor.
Üreticiler hükümetin Pamuk birliklerine (veya Tarım, kredilere) finansman desteği vererek düşen pamuk fiyatlarını müdahale etmesini istiyorlar. TMO’nun diğer ürünlerde olduğu pamukta müdahale alımı yapması gerektiği görüşü oldukça yaygın. Taleplerin olabilirliğini tartışmak gerekiyor.
Önce pamuk birliklerine verilecek finansman desteği ile düşen fiyatlara müdahale etmesi seçeneğini ele alalım. Birliklerin bir dönem kullandığı ama geri ödemesini yapamadığı için kendisini krize soktuğu biliniyor. Devlet destekleme istikrar fonundan(DFİF) yararlanarak benzer bir krediyi tekrar kullanması mümkün değil. Nedeni; hatırlanacağı gibi birlikler mali yapılarında özerklik sağlanarak daha önce verilen DFİF, kredilerinin 2001 yılında kaldırılmış olması.
Hükümet tarafından finans desteği verildiği takdirde Tarım kredi kooperatifleri ve TMO pamuk alarak düşen fiyatlara müdahale edebilirler mi? Depolama sorunu nasıl çözülecek? Alınan çiğitli pamuk 20 -25 gün içinde işlenmesi gerekiyor. İşlenmediği takdirde çiğitli pamuğun gerek nemden, gerekse kendi özelliğinden dolayı fermente olur. Doğru olanı mahlıç olarak depolanması. Burada depolanacak alan sıkıntısı ortaya çıkıyor. Hadi onu da çözdünüz diyelim, bu kez mevzuat hazretleri karşınıza çıkıyor. Pamuk bu aşamada sanayi ürünü olarak kabul edildiği için muhasebe değişiyor. Burada en önemli sorun pamuk alımında kullanılacak paranın yüksek rakamlara ulaşması. Birlikte bir hesap yapalım mı? Söke Ticaret Borsası verilerine göre Söke’de 2018 yılında üretilen çiğitli pamuk miktarı 230 bin ton. Pamuk alımıyla TMO’nun görevlendirildiğini varsayalım. TMO, Söke’de üretilen pamuğun yüzde 20’sini aldığını varsaydığımızda 46 bin ton almış olur, o da 46 milyon kg yapar. Geçen yıl pamuk fiyatları ortalamasını yuvarlayarak (Söke Ticaret Borsası ortalaması 3.78) 4 lira olduğunu var saydığımız da, yalnız Söke için hükümetin 184 milyar TL ayırması gerekiyor. Ekonominin durumunu dikkate aldığımızda böyle bir paranı yalnız Söke’ye ayrılması mümkün görünmüyor.
Çözümle ilgili bir önerim var.
Pamuk üreticileri 1993 yılında pamuk fiyatlarını n enflasyon karşısında eridiğini maliyetlerin aşırı yükseldiğini hatırlar. Hükümeti oluşturan DYP-SHP koalisyonu sorunu çözmek için 2 Eylül 1993 tarih,93/4725 sayılı bakanlar kurulu kararıyla pamuk üreticilerini destekleme kararı aldı. Bu bakanlar kurulu karında ”saptanan hedef fiyat(Çiftçinin malını sattığında gelecek yılda pamuk ekebileceği Tavan) ile ( pamuğun fiyatının daha fazla düşmesine izin verilmemesi gereken noktadaki) müdahale fiyatı (taban) arasındaki fark gerekli belgelere istinaden Ziraat Bankası aracılığıyla destekleme primi olarak doğrudan üreticilere ödenir” yazıyordu. Bu kararla ilk kez kütlü pamukta destekleme primi verildi. Bu karar daha sonraki yıllarda diğer ürünlerde destek primi verilmesinin yolunu açması nedeniyle de çok önemlidir. Çiftçi kayıt sisteminin o yıllarda olmayışı bazı yolsuzluklara neden olduğu doğrudur. Günümüzde tarlada hangi ürünün ekili olduğunu çiftçi kayıt sisteminde görebilen programlara sahip olduğumuz bir dönemdeyiz. Artık o yıllarda yaşanan yolsuzlukların tekrarlanması imkânsız.
Ben, 1993 yılında pamuk üreticisini korumak amacıyla alınan destekleme kararının, revize edilerek günümüzde de uygulandığı takdirde, üreticinin derdine deva bulacağına inanıyorum. Düşünün. Bugün için üreticiyi gelecek yılda üretimde tutacak, biraz da para kazandıracak hedef fiyat 5 lira olsun. Geçen yıl 4,5 liraya satılan kütlü pamuğun bu yıl yaşanan satış fiyatlarındaki düşüşün artık buradan da aşağı düşerse çiftçi üretimden kopar dediğimiz noktaya geldiğinde müdahale edilecek fiyat 3,5 lira olsun. Hedef fiyat olan 5 lira, müdahale fiyatı olan 3,5 lira arasındaki fark olan 1,5 liranın gerekli belgeler Ziraat Bankasına verilmesi koşuluyla destekleme primi olarak hemen ödenebilir, ya da çiftçinin banka borçları dikkate alınarak kasım-aralıkta da ödenebilir.
Güneş çarığı, çarık ayağı sıkar diyen bir deyim var. Hükümet böyle bir karar alırsa yalnız üreticileri değil çırçırcıyı da rahatlatmış olacaktır. Çırçırcının da, kredi faizlerinin yüksek oluşu, geçen yıl bir liraya sattığı çekirdeği bu yıl 80 kuruşa satarak kazanç kaybına uğraması gibi nedenlerden ötürü finansman sıkıntısı içinde olduğu biliniyor
Hükümet için, pamuk üreticilerini ve tüm sektörü dikte alıp almadığının testinin yapıldığı günleri yaşıyoruz. Umarım çok geç olmadan sektörü rahatlatacak kararlar alırlar.