*Risale-i Nur’un mesleğinde “idareyi ele geçirmek, devlet kadrolarına yerleşmek, iktidarla pazarlık yapmak ve dini siyasete âlet etmek” gibi siyasî bir anlayış söz konusu değildir; böyle bir anlayış Risale-i Nur’un mesleğiyle tamamen zıttır. (Abdulkadir Sinoğlu)
*(...)Asıl tehlike, birliği bozucu tavırlar karşısında birliğe dâvet etme ve çabalama yerine ilişkileri koparmaya dâvet eden Şeytan’a kulak vermekt(...)ir. (Ayşenur Aydoğdu Akten)
*1865 Hocapaşa yangını 19 Eylül gece yarısında başlamış, rüzgârın etkisiyle hızla yayılmış, ertesi günün gecesine kadar Eminönü, Cağaloğlu, Beyazıt, Sultanahmet ve Kadırga taraflarını harabeye çevirmişti. Buralardaki bitmek bilmeyen kolera salgını yangın vesilesiyle bitmiş, ölümcül bir illetin def’ine sebep olması da bir yangının ilk defa hayırlı olduğunu düşündür[t]müştü! Bu yangından sonra buraların yeniden imarının da Divanyolu, Babıâlî ve Gedikpaşa taraflarının modern bir şehir görüntüsüne kavuşmasına vesile olduğu söylenir... (Duygu Yüksel & Fatma Zehra Şimşek & Esra Yavuzyiğitoğlu)
*İnsanı yaşatan da, yaşarken öldüren de “basit ve küçük şeyler”dir! (Fethiye Akay)
*Ne öğreneceğime, ne duyacağıma ben karar veririm, deyip tüm reklâmlara, zihin aldatmacalarına direnme vakti; zira bu asırda direnmemiz gereken ne çok şey var! (Handenur Yaşar)
*Bugün dinî cemaatlerin arasında olması gereken uhuvvet ve muhabbetin yeterli seviyede olmayışının(...), hattâ çoğu zaman birbirlerine karşı rekàbetkârane muamelelerinin temelinde genellikle siyasî düşünce ayrılıkları veya menfaat çatışmaları vardır. (Hasan Yüksel)
*Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi (...) asrın sosyal, ruhî ve dinî hastalıklarını tespit ederek Allah’ın inayetiyle bu zamandaki insanları tedavi edecek yolları göstermiştir. (Nesibe Ersoylu)
*Ziyaretin kısası makbuldür, diye dilimizde dolaşır hep; hattâ ziyaretten erken kalkmak istediğimizde bu cümleyi söyleyip kalkıveririz. Peki bu atasözünü yanlış kullandığımızı biliyor muydunuz? Doğrusu, ziyaretin “kısas”ı makbuldür. Yani karşılıklı olanı, iade-i ziyaret yapılanı makbuldür, demektir. “Ziyareti kısa tutmak”la alâkası yokmuş meğer... Ama olsun sevgili okur, siz yine de ziyaretlerden kalkarken bu atasözünü bahane edebilirsiniz! Bizce ziyaretin “kısa”sı da “kısas”ı da makbuldür.:) (Şeyda Sultan Zengin)
BİZİM AİLE
*(...)Bebeği ve ihtiyaçlarını yaratan, bilen Cenab-ı Hak, anneyi de o donanımda yaratmıştır ya da annenin fıtratına ve sınırlarına bebek de zamanla adapte olacaktır... (Ayşenur Aydoğdu Akten)
*Desteklenmeyen kàbiliyetler (...) körelmeye mahkûm[dur]. (...) Oyunlarda da çocuklarımıza kàbiliyetlerini hissettirerek düzenlerini kendilerinin oluşturmalarına fırsat sunulmalıdır. (Berfin Betül Karakoyun & Büşranur Yıldız)
*Toplum olarak duyarsız, Müslüman olarak gamsız olduk; duyduğumuza sağır, gördüğümüze kör, haksızlığa-ahlâksızlığa-îmansızlığa razı olduk!.. “Üç maymun”u oynuyoruz her daim—evde, işte, sokakta, okulda, parkta, alış-verişte... Her birimiz kendimize gelelim önce, bu meyyit-âne tavırları bir kenara bırakalım! (Nuriye Sağdıç)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, dergilerin Kasım 2019 tarihli sayılarından derlenmiştir.