Onuncu Kalkınma Plânı’nın temel amaç ve ilkelerinin son kısmında 127. Madde’de, “Küresel toplumun güçlü ve saygın bir üyesi olan ülkemiz, Kalkınma Plânı’nın ekonomik ve sosyal amaçlarını gerçekleştirerek, daha fazla değer üretmeye devam edecek, küresel ve bölgesel sorunların çözümünde daha etkili olabilecektir” denilmiş. Yani “küresel ve bölgesel” sorunların çözümünde etkili olmanın yolu kalkınmanın ekonomik ve sosyal hedeflerinin gerçekleştirilebilmesine bağlanmış.
Şimdi bu durumda tersten mantık yürüttüğümüzde 2014–2018 arası dönemde somut verilere göre kalkınmanın hedeflerini “yeterince” gerçekleştiremediğimize göre “bölgesel ve küresel” sorunların çözümünde de “yeterince” etkili olamıyoruz demektir. Son gelişmeler ve dış politikamızın mevcut halini düşündüğümüzde çok da haksız sayılmayız… On Birinci Plânı’nın da aynı hedefler ile yazıldığını göz önünde bulundurduğumuzda bir süre daha bu konuda “yeterince” etkili olamayacağız demektir.
***
TEMEL AMAÇLARA ULAŞIRKEN…
Onuncu Kalkınma Plânı’nın temel amaç ve ilkeler kısmının en son maddesinde, “Bu temel amaçlara ulaşırken kalkınma sürecinin siyasî ve toplumsal düzeyde sahiplenilerek bütüncül bir yaklaşımla sürdürülmesinde, insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri esas alınacaktır” denilmiş. Böylece kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilebilmesinin yolunun nereden geçtiği vurgulanmış.
Somut verilerle gösterdiğimiz kadarıyla bu hedefler gerçekleşmediğine göre plânın uygulama sürecinde bu ilkelere dikkat edilmediği söylenebilir.
Zaten muhalefette olan bütün siyasî partileri dışlayarak ve toplumsal ihtiyaçları göz ardı ederek yapılan bir planla ne devlet aklını işletmek ne de kalkınmada sürekliliği sağlamak mümkün.
***
İKİNCİ ONUNCU PLÂN
Buraya kadar Onuncu Kalkınma Plânı’nın hedeflerine ulaşılamadığını somut verilerle gösterdikten sonra On Birinci Plân’ın başarısı hakkında az da olsa fikir yürütmek mümkün olabilir. Henüz Onuncu Kalkınma Plânı’ndaki hedefler gerçekleştirilememişken ve ekonomik ve sosyal politikalarda bir değişiklik de yapılmadığına göre Onuncu Kalkınma Plânı’nın neredeyse kopyası olan On Birinci Kalkınma Plânı’ndan da pek bir şey beklememek lâzım. Belki de On Birinci Kalkınma Planına “İkinci Onuncu Plân” demek daha doğru olacak…
Ne dersiniz 5 yılda kalkınma hedefini gerçekleştiremeyip aynı plânı aynı şekilde tekrar yazdığımıza göre artık kalkınma planlarımızı 10 yıllık mı hazırlasak?