Akşama kadar evi ve çocuklarıyla meşgul olan bir hanımın yükü ve mesuliyetleri hiç de hafif değildir. Ancak bu kadın bir de çalışma hayatını tercih etmişse ya da çalışmaya mecbursa fıtraten annelik ve eşlik vazifelerinin üzerine başka vazifeler de binmiş demektir. Omuzlardaki yük hayli ağırlaşmıştır.

VAZİFELER PAYLAŞILIRSA

Erkek ve kadının birbirleri üzerinde hak ve sorumlulukları olduğu şuuru ile kurulan yuvalarda bu ağır yük fazla problem olmadan eşler arasında paylaşılır. Böylece vazifeler hafifler. Gel gelelim eğitimsiz, bilinçsiz,  merhameti kıt inancı zayıf kişilerin elinde kadın bu ağır vazifelerin altında ezilir, tükenir.

Evdeki ezilmişliğine, çalışma hayatındaki adaletsiz uygulamalar da eklenince kadının mutluluğundan bahsetmek mümkün müdür? Bugün bütün dünyada çalışma hayatında aynı işi gören kadın ve erkekler arasındaki fırsat eşitsizliği özellikle kadınlar tarafından tartışılmakta, eleştirilmektedir.

ZAMANI PLÂNLAMAK VE MUTLULUK

‘’Ev işleri aksamasın, çocuklar iyi eğitim alsın, işimde başarılı olayım, eşimi ihmal etmemeyim...’’ derken ağır yüklerin altında tükenmeye başlar. İşin ilginç yanı bu kadar koşuşturma içinde kendine zaman ayıramadığı için kazandığı parayı lâyıkıyla harcayabilmesi neredeyse büyük bir lükstür. Zira eve, işe, eşe, çocuklara yetişemez... Zaman yetmez hiçbirine. Kendi işlerini yetiştirememek onu sinirli, öfkeli, sabırsız bir kişilik haline getirir. 

Yapılan araştırmalar ve istatistiklerde çalışan kadınların neredeyse yarıya yakını mutsuz olduklarını ifade ediyorlar.

Bu yüzden modern zamanlarda kadınların çoğu, (kimi gelişmiş ülkelerde erkekler de) tam zamanlı yani sabahtan akşama çalışmaktansa yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar, esnek çalışma saatlerini tercih ediyorlar. İdareciler çalışma hayatının sosyal güvenlik şartlarını bu akışa göre tanzim ediyorlar. Böyle bir çalışma düzenini daha az yıpratıcı ve insanî buluyorlar. Ülkemizde de bir çok iş yerinde bu sistem uygulanıyor.

HÜLÂSA

Çocukken sevilen, büyürken değer verilen, eğitilirken eşit haklara sahip olan, okulundan mezun olduğunda kazandığı hakları gasbedilmeyen, dişiliğini değil kişiliğini öne çıkaran, evlenirken görüşü alınan, seven ve sevilen bir eş, saygı duyulan bir anne olan kadın mutsuz olur mu?

Mutlu aileler, kıymet bilen-kıymeti bilinen, şükredip, kanaat eden fertlerden oluşur.