Eskişehir’de dans festivali

İlk kez gidenlerin Venedik, Amsterdam veya Paris’e benzettikleri Eskişehir, 23 Şubat’a kadar dans gösterileri, DJ performansları ve yarışmalara ev sahipliği yapıyor

İç Anadolu’da bulunan ve içinden geçen Porsuk Çayı etrafındaki cıvıl cıvıl atmosferle genelde şehre ilk ayak basanlarda bir sahil şehri izlenimini bırakan Eskişehir, son yıllarda turizm sektöründe oldukça revaçta. Kimileri Eskişehir’i Porsuk Çayı’ndaki gondollar dolayısıyla Venedik’e, kimileri de teknelerden ötürü Amsterdam ve Paris’e benzetir. 2013 yılında ulusal bazda düzenlenmeye başlanan, her geçen sene gelişip büyüyen ve artık uluslararası bir etkinlik ve Avrupa’nın en büyük dans festivallerinden olan Eskişehir Dans Festivali’nin sekizincisi dün başladı. 23 Şubat’a kadar Tasigo Hotel’de yapılacak.

Bu etkinliğe Avrupa’nın en büyük dans festivallerinden yaklaşık 3 bin 500 kişi katılıyor. Üç gün boyunca dünyanın ve Avrupa’nın önde gelen performans sanatçılarının eğitimleri, sahne gösterileri, tüm gün boyunca süren DJ performansları, yarışmalar, etkinlikler ve dans partileriyle her gün 19 saat süren bu festivalin bilmeniz gereken önemli birkaç kuralı da var. Öncelikle hatırlatayım ki Eskişehir, varsa çocuklarınızla birlikte gezmek için ideal bir şehirdir. Ama bu festivalde 18 yaş sınırı var. Etkinlik düzeni ise ayakta, bu da bir dans festivalini oldukça renkli kılıyor bence.

Biletlerinizi internetten alabiliyorsunuz, hangi günler kaç etkinliğe katılacağınıza, hatta 10.00-06.00 arası süren etkinliklerin hangi kısmına, saat kaçtakilere katılmak istediğinize karar verebileceğiniz çok çeşitli imkânlar sunuyorlar bilet satışlarında. Bu yıl program çok güzel ve renkli, incelemeden kararınızı vermeyin. Çok beğenecek ve çok eğleneceksiniz.

Eskişehir’e gelmişken neler yapılmalı?

OMM (Odunpazarı Modern Müze) mutlaka görülmesi gereken yerlerin en başında geliyor. “Tanabe Chikuunsai IV’ün Mekâna Özel Yerleştirmesi” ve “Vuslat” sergileri devam ederken, “Ada: Etkileşimli Kinetik Heykel” güncel sergisi yeni başladı. Müzeyi mutlaka müzenin özel rehberli gezileriyle ziyaret etmenizi öneririm.

Kentin ilk yerleşim bölgesi olan, Evliya Çelebi’nin de “Seyahatname”sinde bahsettiği, bugün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Odunpazarı’nı ve oradaki başarılı restorasyonlarla korunmuş olan geleneksel Anadolu Türk mimarisi örneği Odunpazarı Evlerini mutlaka gezin. 30 sokağa yayılan alanda 300 ev, 3 cami, 1 külliye, 2 kervansaray, 1 çeşme ve 1 han restore edildi. Kurşunlu Camii ve Külliyesi, geleneksel el sanatlarını görebileceğiniz Atlıhan, Eskişehir sanatları çarşıları ve Lületaşı Müzesi’ni mutlaka görmelisiniz. Alışveriş için bakır, antika ve ahşap oymacılığı pek çok eser ilginizi çekecektir eminim. Bir öğrenci şehri olan Eskişehir’de Porsuk Çayı’nın iki yakasındaki cafeler, publar ve restoranlar güzel bir mola mekânıdır. Yeni nesil kahve sevenlerdenseniz bu şehirde çok yer bulacaksınız.




Sizi masaldan masala sürükleyecek Sazova Parkı’nı özellikle de yanında çocuğu olanlar mutlaka görmeliler. Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Sualtı Dünyası, Uzay Evi sizleri bekliyor.

Aslında araçla dolaşmak istemeyenler için de bir bisiklet cennetidir Eskişehir. Kiralayın bir bisiklet her yeri gönlünüzce gezin. Porsuk Çayı’nda gondol gezileri de nisanda başlıyor.

Tülomsaş Müzesi’nde Devrim Arabası’nı görün, hikâyesini okuyun.




Şayet vaktiniz varsa Frig Vadisi de görülecekler listenizde olsun. Hatta outdoor sevdalılarına orada kamp yapmalarını öneririm.
Eskişehir’e günübirlik gidebilir ya da programınıza göre 2-3 gün kalabilirsiniz. Ulaşımı özel araç ya da otobüsle tercih etmeyecekseniz size tavsiyem İstanbul ve Ankara’dan kalkan Hızlı Tren. Çok rahat ve keyifli. Ama otel rezervasyonu yaptırmadan gitmeyin.