Tanıyanınız var mı bilmiyorum? Şüphesiz yakınlığı olanı vardır. Onunla çalışma şansını yakalayanlar, yakın muhitte oturanlar, aynı marketten alışveriş edenler, bitişiğinde komşu olanlar, aynı renk, palet, fırçaları kullananlar, bi ara iş arkadaşlığı yapanlar, akrabadan olanlar ya da yolu benim gibi bir gün kesişenler…
Onunla,tanışmaz anımız enteresandı doğrusu!… 
Hani ülkemin en bildik efsane sözünü doğrular gibiydim, Abidin Dino’ya sorulan “bana mutluluğun resmini yapabilir misin” diyen o meşhur soruyu sorar gibi karşısına geçtim ve atıkları biriktirdiğimiz yeri gösterip, üstüne buğday tarlasında başak toplayan çocukları resmeder misiniz? dedim kısa kısa…
Ama durun size her şeyi en başından anlatayım…
 Yıl 88, tıbbiyeye başlamak üzereyim, yer İzmir,  halk sağlığı bölüm öğretim üyelerinden Zuhal Amato hekimlik mesleği ile ilgili düşüncelerimizi öğrenmek istedi, bize kendi el yazılarımızla geleceğe dair beklentilerimizin ne olduğunu sordu. Kafam karışık, bu da nerden çıktı derken, A4 kağıdının anca yarısını dolduran görüşlerimi kendimce kağıda döktüm, yetmedi hayallerimi hayat geçirecek ince bir not iliştirdim kendisine…
“Neden hastane duvarları bu kadar soğuk, resimler olsa olamaz mı”?
Yıllar sonra hatırlıyorum bu anımı, yer Denizli, karşımda devlet hastanesinin çok iyi bildiği, benim ilk kez gördüğüm zarif bir şahsiyet ile tanıştırılırken, kentin duvarlarına hayat veren kırsaldan karelerin sahibi, soluk soğuk ruhsuz taş beton duvarlara yaşamın canlılığını renk renk nakşeden, tabiri-caiz ise ilmek ilmek dokuyan,  doğallığın usta çizeri bir ressam durmakta idi karşımda…Ne yapacağımı bilemedim tabi ki, kendime geldiğimde, atık deposunu elimle işaret ettim, kazolet binanın çöple kirlenmiş çirkin duvarlarını gösterip,  bana buğday tarlasında çocukları çizer misiniz? dedim.
Çizdi!!! AMA ne resimdi!……
Eğer Denizli Devlet Hastanesinin yolunuz düşerse, bir an hasta masta olduğunuzu unutun ve atık deposunun ön yan çaprazından, her bakışınızda farklı ayrıntıyı bulacağınız atık deposunun soluklaşmış, ama hala hayatta olan GÜRCAN EKİCİ imzalı inanılmaz resmine bi dah bakın…bi daha… bi daha bi daha bakın!….
Eğer hala bilmiyorsanız, bu şahsına münasır ressama, kentte kattıkları adına bir merhaba deyin, sonra adını aklınıza yazın.