Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Afyonkarahisar’ın ilk dijital gazetesi olan Afyon Postası’nın konuğu oldu. Kemal Baykara’nın sorularını yanıtlayan Nazlıaka, özetle şunları söyledi: 

YAŞAM HAK PROESİ İLE KADINLARA 7 GÜN 24 SAAT HİZMET VERİYORUZ

Şiddet gören kadınlarımıza ulaşacağız diyerek yola çıkacağız dedik. Onlar bize ulaştıklarında onlara ücretsiz hukuki destek hizmeti vereceğiz. Onlara haklarını anlatacağız dedik. Barolarla protokoller imzalamaya başladık. Kadın dernekleri ile birlikte hareket ediyoruz. Kadına şiddet ile alakalı davaları takip ediyoruz. Mesela Emine Bulut var. Ölmek istemiyorum demişti. Boğazı kesilerek öldürülmüştü. Ayşe Tuğba Arslan var. 23 kez savcılığa başvuruyor. Kocası tarafından katlediliyor. Kadınlar Türkiye’de korunmuyor. Bunun üzerine çağrı merkezi kurduk. 7 gün 24 saat hizmet veriyor. Şiddet görenlere yardımcı olunuyor. Fayda yaratmaya çalışıyoruz. Bu projemizin sloganı “yalnız değilsiniz biz varız”. Türkiye’de kadınlar güvende değil. Rahat rahat yollarda yürüyemiyor. Evinin önünde aydınlatma olmadığı için çalışmayan kadınlar tanıyorum. Bir kadının ekonomik özgürlüğünün olması ne kadar önemli. Projenin adı “Yaşam Hak”. Kadınlara haklarını öğreten bir proje üretmiş olduk.

VİTRİN SÜSÜ TARTIŞMASI…

Kendi partisine oy veren baş örtülü kardeşlerimize bacım demek kendi partisine oy vermeyenleri vitrin süsü diye tanımlamak bir kere insanlığa sığmaz. Bu yüzden bende üzgünüm. Parti meclisi üyemiz vitrin süsü tabirinden çok üzüldü. Ama dayanışmayı görünce sanırım onun üzüntüsünü hafifletecek bir süreç yaşadı. Ayrılığın gayrılığın olmadığı bir Türkiye istiyoruz biz. Daha önce kıyafetler üzerinden ayrıştırılıyorduk şimdi desteklediğimiz partilerden dolayı ayrıştırılıyoruz. Biz bir ve beraber olmalıyız. Kadınların kılığına kıyafetine kaç çocuk doğuracağına karışmasınlar. Kadınlar kendi kararları ile yürüyebilirler. Kadınlar siyasette ne bir vitrin süsüdür, ne bir vitrin mankenidir. Kadınlar siyasetin öznesidir. Kadınların değiştirici gücü tarihe yön vermiştir. Biz bunu reddetiyoruz. Kadınlar iki cinsiyetten biridir. İkinci cinsiyet değildir. 

ANKARA, BAŞKENT’Tİ BOŞKENT OLDU

Melih Gökçek ile alakalı söylediklerim siyasi öngörüdür. Çünkü kokuşmuş sistem bir süre sonra pis pis kokular yayar ki artık önlenemez hale gelir. Gökçek’in yaşadığı tam olarak buydu. Ankara’mız uzun yıllar neredeyse çeyrek yüzyıl çok kötü yönetildi. Bu süreç içerisinde başkent olan bir şehir boşkente dönüştü. Ne demek istiyorum? Bir takım devlet binaları Istanbul’a taşındı. Cumhuriyet’in değerleri olan bazı binalar yıkıldı. İller Bankası, Eti Bank, Çubuk Barajı’nın ordaki gazino gibi. Bunların her biri Ankara’nın dokusuna, tarihine, insanlarına çok ciddi zarar verdi. Bunun böyle gitmeyeceği belliydi. Ben böyle bir öngörüde bulunduğumda belediye başkanlarının değişeceği yönünde en ufak bir söylenti bile yoktu. Ama bu düzenin gitmeyeceğine dair çok net bakış açısı vardı. Birde kendi çalışanlarının, ondan ekmek yiyenlerin bile katlanamayacağı kadar yanlışlar, usülsüzlükler, ahlaksızlıklar bir çok şey vardı. Bir süre sonra istifaya zorlandı. Bir ay kadar direndi. Daha sonra kameralar karşısında duygulu bir şekilde istifasını verdi. Ankara halkı adına buna sevindim. 

İLK SEÇİMDE ANKARA HALKI GEREKENİ YAPTI

Sonrasında da yapılan ilk seçimlerde Ankaralılar kendilerine en iyi yönetecek kişiye Mansur Yavaş’a Ankara’yı emanet ettiler. Bugün gerçekten başkanımız Ankara için sabah, öğle, akşam çalışıyor. Halka rağmen değil halkla birlikte Ankara’yı yönetiyor. Şeffaf bir yönetim izliyor. Canlı yayında ihaleler gerçekleşiyor. İlk zamanlar 363 bin kişi bir boru ihalesini izlemişti. Mansur Başkan, Ankaralıların kendine olan güvenini sarsmadan şehri yönetiyor. 

CHP’DE TACİZ İDDİALARI

Bizim burada samimiyetimiz ile ilgili bir açıklama yapmayı zul kabul ederim. Şu anda acı olan ne biliyor musunuz? Halkın gündemi ile sarayın gündemi birbirinden çok farklı. Sarayda yaşayanlar halkın eline tutamaz. Halkın duygularını anlayamaz. Bugün insanlar kara kışta ekmek kuyruğunda bekliyor insanlar. Bunun sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir. Geçenlerde bir vatandaşımız avucunun birine iş diğerine aş yazıp intihar etti. Vatandaşlarımız artık yaşamlarını sonlandırmaya başladı. Bizim ana gündemimiz ekonomi olmalıdır. Suni gündemler yaratarak CHP’yi tartışmaya açmak mevcut iktidarın ne kadar acz içerisinde olduğunu gösterir. Bugün iktidar temsilcilerinin kırsala gidecek yüzü yok. Çiftçiye köylüye hayvancılık ile geçim sağlayan köylüye ne diyecek?