Amerikan Life dergisinin fotoğrafçısı James Burke, 27 Mayıs’taki darbeden sadece dört gün sonra Türkiye’ye geldi. Darbecilerin farklı mekânlarda fotoğraflarını çekti.
*
Bu minvalde, Cuntanın Başı Cemal Gürsel’in makam odasına da girdi…
Onu, bitişikteki dinlenme odasında yatağının başındayken görüntüledi!
O fotoğraf karesi, “tesadüf eseri” değildir…
Mr. Gürsel’in yatağının başucundaki sehpanın üzerinde haftalık AKİS mecmuasının 30 Mayıs 1960 tarihli nüshası duruyordu:
Derginin kapağında, üzerine ÇARPI atılmış bir Adnan Menderes resmi vardı!
Fotoğrafın altında “Sabık Başbakan” yazıyordu.
*
Akis dergisini yayınlayan Metin Toker, CHP’nin Başı İsmet İnönü’nün damadıydı.
Darbeyi bütün hücreleriyle destekleyen Akis’in kapağındaki çarpı işareti, sadece Gazeteci Damat ile Paşa Kayınbabasının temennisi veya arzusunu yansıtmakla sınırlı değildi:
Ya? Aynı zamanda, Adnan Menderes’in “idam edileceğinin” de “ilk işaret fişeği” idi!
27 Mayıs darbesini yapan “MBK” adlı cuntanın üyelerinden Orhan Erkanlı, Akis dergisi hakkında şu sözleri sarf etmiştir:
“O zamanlar, Akis çıkardı. Bazıları dergi deyip geçer. Biz bu Akis dergisini hep okurduk…
Biz derken, yalnız bizim örgüt (Cunta’ya atıfla) değil; bütün Ordu’da çok okunurdu.”
*
Darbeyi müteakip kendileriyle yapılan röportaj serisinde de, 38 kişilik Cunta’dakilerin hepsinin Akis dergisini takip ettiklerinden bahsedilmiştir!
Arka planında ABD’nin ve Türkiye’deki Baronsal Gladyo’sunun yer aldığı 27 Mayıs darbesinin siyasi lokomotifi İsmet İnönü’dür.
Şöyle de söyleyebiliriz…
Washington’ın kontrolündeki İnönü, 27 Mayıs’ın mütemmim cüzüdür!
Laikçi kesimin sözcüleri; idamlar bahsi açıldığı vakit, “İsmet Paşa, idamları engellemeye çalıştı” diye palavra savurmayı pek severler.
Oysa…
İnönü’nün idamlara taraftar olduğu belgelidir.
Dahası, İsmet Paşa idamların gerçekleştirilmesi için pek gayretliydi!
İnönü, 27 Mayıs darbesinin yapılmasındaki temel gayenin Adnan Menderes’in infaz edilmesi olduğunu biliyordu.
“Kalemi darbeden iki yıl önce kırılan” Başvekil Menderes’le ilgili derin karara, sonradan iki bakanı da eklendi: üç suçsuz siyasi, 1961’in Eylül’ünde idam edildi…
Haydut ABD ve içerideki piyonları dayattığı için!
Yassıada’daki uyduruk yargılama bir tiyatrodan ibaretti.
Mahkeme Başkanı “Salim” pardon “Zalim” Başol, yargılamalara yapılan hukuki itirazlar karşısında…
“Ne yapalım? Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor!” diyerek olan biteni açıkça itiraf etmiştir.
Sözünü ettiği “Kuvvet” sadece darbeyi yapan Cunta’dan ibaret değildir; Cunta’yı “görevlendiren” Baronsal Gladyo ile onun bağlı ve bağımlı olduğu Derin ABD’dir.
Neticede, idamları da bahsi geçen “Kuvvet”in dayattığına kuşku yoktur!
Demokrasileri askıya alan darbeler, ABD&NATO Düzeni ile eş anlamlıdır.
Demokrasi mi; ABD için bir göz boyamadan, bir illüzyondan başka bir şey değildir.
Türkiye’de darbe sürecini başlatan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve gerçekleştirdiği idamlar; aziz vatanımıza yapılan kötülüklerin başında gelir!
27 Mayıs’ın Altmışıncı Yıldönümündeyiz ve halen daha ülkemizde işbu “Made in U.S.A” darbeyi savunmaya devam edenler var…
Bunların başat özelliği, Ultra Laikçi olmaları ve Atatürkçülük Ticareti yapmalarıdır!
*
Laikçi Cumhuriyet gazetesinin İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun da, 27 Mayıs Sevdalıları’nın başında geliyor.
27 Mayıs 1960 darbesi öncesindeki organize protestolarda “ön safta yer alan” CHP’li gençlerden biri olan Alev Coşkun, darbe sonrasında toplanan Kurucu Meclis’in en genç üyesiydi.
Gazetesinin önceki günkü nüshasında 60 sene önceki ilk darbeye övgüler sıralayan Mister Alev Coşkun “27 Mayıs’ın amacı, demokratik bir anayasa yapmaktı” diyerek alenen hikâye anlatıyordu…
27 Mayıs darbesinin bir numaralı hedefi Adnan Menderes’in infaz edilmesiydi!
Sırf ABD’nin kontrolünden çıktığı için…
Suçsuz, masum bir Başvekili ve onun bakanları Zorlu ile Polatkan’ı “sistematik iftiralarla” astılar!
*
“Demokrasi” Tıraşı ise darbecilerin ve onların malum yaltakçılarının sıkça başvurduğu palavralar arasında başı çeker…
Güya “demokrasi” getirmek için; darbe yapmak suretiyle demokrasiyi paketlerler!
27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü ve de 28 Şubat’ı yaptırtan Haydut Devlet Amerika; 15 Temmuz’da ise FETÖ’sünün eliyle kalkıştığı darbe/işgal girişiminde esaslı bir mağlubiyete uğradı.
Şayet: ABD ile onun piyonu FETÖ, bir kez daha darbeye teşebbüs ederlerse; 15 Temmuz’dan çok daha ağır bir yenilgiyle karşılaşacaklardır!
