Giriş
Tüm dünyanın corona virüs salgınıyla mücadelesi aralıksız sürerken ABD ırkçılık karşıtı protestolarla gündemde. Olayların merkez noktası olan Minneapolis kentinde başlayan eylemler kısa süre içerisinde 30 kent ve 20 eyalete yayılmış durumda. Görünen o ki ABD uzunca bir süre daha corona virüs ile mücadelesinin yanında bu geniş çaplı halk ayaklanması ile dünya gündeminde olmaya devam edecek.
Sokakların öfkesi dinmiyor
Her şey geçtiğimiz hafta telefon kamerası ile çekilerek kısa süre içerisinde sosyal medyada yayılan o korkunç görüntülerle başladı. Söz konusu görüntülerde siyahî bir genç sokak ortasında, onca insanın gözleri önünde bir ABD polisi tarafından acımasızca öldürülmüştü. İlk etapta kimse olayların bu noktaya gelebileceğini tahmin edemezdi. Floyd’u öldüren polis memurunun tutuklanması siyahîlerin öfkesini dindirmedi. Anlaşılan o ki yaşanan bu olayın arka planında ABD’de yüzyıllarca devam eden beyazlar ve siyahlar arasında gözetilen ayrım ve siyahî vatandaşların içindeki yüzyılların birikmiş öfkesi vardı. İlk olarak polis şiddetine kurban giden George Floyd’un öldürüldüğü noktada “Nefes alamıyorum” sloganlarıyla bir grup siyahî ile başlayan başlayan o protestolar kısa sürede on binlerin, yüz binlerin katılımına sahne olan büyük bir toplumsal ayaklanmaya dönüştü. Peki, olayları bu denli kızıştıran sebep neydi?
Yaşananlar dünyayı felakete sürükleyebilir
Bu soruya tek bir yanıt aramak imkânsız gibi görünüyor. Zira olaylar artık kontrol altına alınamayacak bir noktaya ulaştı. Yalnızca Minneapolis’te değil Miami, Los Angeles ve Chicago gibi pek çok kentte gösteriler aralıksız sürüyor. Yollar kapatılıyor, mağazalar yağmalanıyor, araçlar ve binalar kundaklanıyor. Öte yandan Trump’ın yatıştırıcı olmaktan ve anlayıştan yoksun ırkçı söylemleri olayları dindirmek bir yana, günden güne daha da körüklüyor. Bir devlet başkanı kendi halkını “zalim köpeklerle ve korkutucu silahlarla” tehdit ediyor. Ve arkasına devlet başkanının desteğini alan ulusal muhafızlar ülkesinin vatandaşlarını yaralıyor, öldürüyor. Yaşananlar açıkça gösteriyor ki protestolar gün geçtikçe farklı bir noktaya evriliyor. Bunun en büyük kanıtı gösterilerde yalnızca siyahların değil bunun yanında beyazların da yer almaya başlaması. Bunun yanında “Ölmek istemiyoruz” sloganlarıyla başlayan eylemler gelinen noktada Trump karşıtlığı ve sistem eleştirisi halini almış durumda. Ve belki de işin en korkutucu boyutu protestoların ABD sınırlarını aşarak dünyanın farklı şehirlerinde yankı bulmaya başlaması.
Corona virüs ile mücadelede tüm dünyada olumlu sonuçların alınmaya başladığı şu günlerde geniş kitleleri bir araya getiren ve salgının seyrini olumsuz yönde etkileme riski taşıyan bu olaylar hepimizi daha büyük bir felaketin içine sürükleyebilir.
