Milli takım ve Selim Soydan

Evet… Türkiye’de garip olaylar her zamanki gibi devam ediyor. Milli takımların başına Selim Soydan geldi. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı atasözünü bence buna en uygun olarak gördüğüm için kullandım. Kimse alınganlık göstermesin. Sevgili Selim Soydan abimizi severim. Futbol oynadığı zamanlarda da seyretmek imkanım olduğundan dolayı takdir ediyorum. Ama şöyle bir örnek vermek durumundayım;bu gün teknolojinin en ileri düzeye ulaşıldığı devirde size Ferrari marka bir araba getirsem yanına da Türkiye’de ilk çıkartılan marka olan Anadol arabasını getirsem hangisini tercih edersiniz? Tabi ki teknolojinin ve gösterişinin ve kullanma rahatlığı açısından herkes Ferrari’yi tercih eder. Bu benzetmeyi niye yaptım: Biz futbolu ileri götüreceğiz diyoruz, hamle yapacağız diyoruz Anadol marka araba ile Ferrari’yi yarıştırmaya kalkıyoruz. Bu kadar abesle işligaldir Selim Soydan‘ın getirilmesi…

Ama tebrik etmek lazım sayın Hülya Koçyiğit'i. Akil adamlara girdi her seçimde aday olmaya çalıştı, bunu geçmişte ki başka partilerde de yaptı herhangi bir yüksek okul mezunu olmadığı da biliniyor ama sayın Recep Tayip Errdoğan nezdinde özel bir ağırlığı olduğu bir kez daha ispat oldu .Sayın Erdoğan kendi partisine gerek belediye başkanı seçerken gerekse milletvekili seçerken yüksek okul arıyor,ama burada görüyorum ki sayın merhum Can Bartu'nun dediği gibi geçmişte Selim Soydan'ın Fenerbahçe’ye menajer olduğu zaman söylediği sözü hatırlatmadan edemeyeceğim. Sayın merhum Can Bartu dediydi ki Selim otuz senedir amaca gitmiyor nasıl Fenerbahçe’ye menajer oluyor onu anlayamadım diye bir beyanı vardır. Ben de şimdi soruyorum sevgili Selim Soydan abimiz herhalde maça gitmediğin otuz seneyi geçmiştir, bu durumda futbolumuza bu bilgi birikimi ile ne gibi bir faydası olacak neyi çözecek çok merak ediyorum…

Selim abiyi TV'de de seyrederken konuşmalarının birçoğunda derdini anlatmakta da zorluk çektiğini görüyorum, yani kelime darlığı çekiyor. Diyorum ya eğer ki bir işi hele futbol gibi çok geniş yelpazeli bir işi başına birini getireceksek insanların geçmişine göre değil geleceğe dönük daha enerjik futbol dünyasında daha ağırlığı olan hatta global dünyada da birkaç lisan bilen kişileri getirmek daha doğru olur. Tabi ki bu tamamen siyasetin isteği doğrultusunda oluşmuş bir görevlendirmedir. Defalarca yazılarımda da yazdım, TV programlarımda da söyledim siyaset futbolun içinden elini ayağını çekmelidir. Bunu bütün dünya görüyor ama tabi ki siyasetten birileri kendilerini tatmin etmek için ufak olsun bizim olsun misali başta federasyon olmak üzere birçok futbol kulübümüzün de içine girerek milli takımımızı başta olmak üzere lejyonerleştirdiler. Yine başka bir konuya değineceğim ama buda futbol federasyonunu direk alakadar eden bir konu sevgili Ali Koç’a Fatih Terim’e verilen tazminat ile ilgili konuşmasını doğru buluyorum. Çünkü basına yansıdığı gibi kendi isteği ile istifa eden bir teknik direktöre tazminat ödemesi yapılmaz…

Ama Türk futbolunun içine eden babası tarafından ölene kadar Demirören gurubunun hiçbir işine sokturulmayan Beşiktaş tarihinin en kötü başkanlığını yapan sayın Yıldırım Demirören tabiri caizse kıyakçılık yaparak Fatih Terim’in tazminatını mahkeme kararı ile danışıklı ve dövüşüklü olarak ödemişlerdir. Bu paralar Türk milletinin paralarıdır… Alana da verene de yazıklar olsun…