Korkusuz
Ümit Zileli

Milli paranın değerini önemsemeyen Maliye Bakanı!..

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Bey, önceki gün 3 yıllık Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıkladı...

Bu kaçıncı program diye sormayın lütfen, hatırlamıyorum! Bu programlar açıklanınca ne olur diye de sormayın; onu hiç bilmiyorum! Daha doğrusu hiçbir şey olmadığını, her açıklamanın ardından ekonominin iyice battığını biliyorum!

Bakan Bey, gayet “pembe” bir tablo çizip birbiriyle çelişkili bir sürü şey anlattıktan sonra gazetecilerle yaptığı toplantıyı kapattı... E, hani soru-cevap bölümü? Bir tek o yoktu zaten! Ancak Dünya Gazetesi yazarı Hakan Güldağ, Hazine’nin ve Maliye’nin başındaki muhterem zata tam kapıdan çıkarken döviz kurlarındaki ürkütücü artışı sordu. Paranın başındaki zat, tarihe geçmesi kesin şu yanıtı verdi:

-Kur benim için hiç önemli değil. Ben işin o tarafına hiç bakmıyorum!..

Gazeteci Güldağ, şoka girdi mi, elindekileri yere düşürdü mü bilmiyorum ama, Bakan Bey’in bu sözlerini televizyonda aktardı!

Ben izlerken “Yok canım, dili sürçmüştür, yanlış cümle kurmuştur” filan dedim, ancak muhteremin sonraki sözleri bu umudumu da anında gömdü: Bakın ne diyordu Türkiye’nin para politikalarının, Hazinesi’nin başındaki zat:

-Sanayi sağlam, üretim tarafı sağlam. Kur meselesinden en karlı çıkan biz olacağız!..

Pes doğrusu! Bakan Albayrak’ın en büyük gafı, doların yükselişini soran Tv programcısına “Siz maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” yanıtıydı şu yukarıdaki sözleri söyleyene dek! Ama bu, tüm zamanların en büyük “fiyaskosu” olarak tarihe kazındı!..

Gelelim “kârlı çıkacağız” kısmına... Herhalde doların çıldırmasıyla maaşı neredeyse yarı yarıya eriyen, açlıkla, yoksullukla savaşan zavallı halk bu “biz” meselesine hiç mi hiç dahil değil! Üstelik bu insanlar dövizin artmasının kendileri için ne kadar önemli, ne kadar yaşamsal olduğunun da bal gibi farkında!

-Zekalarıyla alay edilmesini de hiç hoş karşılamıyorlar zannımca!

Pembe rüyalar!


Gelelim Bakan Bey’in YEP’ine!

Türkiye’nin Yeni Ekonomik Programı üç tema üzerine oturacakmış:

-Yeni Dengelenme, Yeni Normal, Yeni Ekonomi.

Hazine ve Maliye Bakanı, bu üç unsuru “meydan okuma” olarak görüyormuş. Sürdürülebilir bir büyüme modeli inşa etmekte kararlılarmış! Yıl sonunda pozitif büyüme beklentisi içindelermiş. Ekonomik veriler V tipi toparlanmayı gösteriyormuş. Yıl sonunda 12.4 milyar dolar cari fazla vermeyi hedefliyorlarmış!..

Bu kadar “miş, muş” tan ne çıkarıyoruz? Tablo pespembe! O zaman bu konuşmanın sonuna sıkıştırdığı şu cümle ne oluyor:

-İşsizlik oranını 2023’te yüzde 10.9 seviyesinde bekliyoruz!

Oldu mu şimdi! Sen o kadar müthiş açıklamalar yap, sonra da işsizlik için 3 sene sonraya neredeyse yüzde 11’lik randevu ver! Ki bu “randevu” dahi gerçeklerle uyuşmuyor!

Tabii, Bakan Bey’in özel sektöre verdiği “moral ve heyecan” anında “destek” olarak geri döndü; mesela İTO Başkanı, “Program, Türkiye’nin makro hedeflerine ve güncel sorunlarına yeni açılımlar getiriyor” dedi. Güncel sorunlar, makro hedefler dediği kendi sorunları, kendi hedefleriyse biraz anlarım tabii!

TOBB Başkanı’nın coşku dolu sözlerini ise nereye koyacağımı şaşırdım doğrusu:

-Yüksek büyümenin hedeflenmesi özel sektörümüze heyecan ve moral vermiştir!

Ve gerçekler!


Gelin bir de gerçeklere göz atalım...

Hazine ve Maliye Bakanı sıfatına haiz zatın açıklamalarından sonra dolar 7.85 TL’ye, Euro ise

9.21’e fırladı! Türkiye’nin yeni ekonomik programının açıklandığı saatlerde oldu bu! Dolar ve Euro herhalde “nasıl olsa Bakan Bey önemli görmüyor” diye düşünmüş olsa gerek! Ehh, önem vermeyince de TL yılın ilk yarısında tam yüzde 31 değer kaybetmiş oldu!

Sayılan, sayılmayan, saklanan yani geniş işsizlik yüzde 40’a dayandı! Hani bir “işten çıkarma yasağı” ilan edilmişti ya; işte o süreçte, yalnızca 3 ayda 3 milyon kişi işini kaybetti!

Yapılan zamlarla TÜİK’in alay eder gibi ilan ettiği enflasyon arasındaki fark iyice açıldı. Elektrik yüzde 30, doğal gaz yüzde 35 zamlandı! Hani bir iki “müjde” daha verseler toptan batacağız!

Hazine son bir yılda 600 milyar daha borçlandı! Merkezi yönetimin borcu 1.8 trilyon TL oldu! Yalnızca devlet değil, yurttaşın borcu da katlandı. Tüketici kredisi borçları bir yılda yüzde 60 arttı!

-Pembe tablolar açıklamak, gerçeklerin üzerini örtmeye yetmiyor efendiler!..