Bahçeli: Onları darağacına göndermeliyiz

Bahçeli: Onları darağacına göndermeliyiz

Devlet bahçeli: Nesilleri heba edemeyiz, çünkü gecelecekten tasarruf yapamayız. Çocuğa sahip çıkamazsak medeniyetle övünmeye hakkımız kalmayacak. Kadına el kalktığı müddetçe, çocuklarla ilgili cinsel istimar sözleri duyulduğu sürece rahat edilmemelidir. Sapıklara müsamaha asla gösterilmemelidir. Bunlara hayat haram edilmelidir.'dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin gündeminde çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet var.  Bu konuda yapılacak yasal düzenlemelere destek vereceklerini açıklayan Bahçeli, “Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa ya anasından doğduğuna pişman edilmeli, ya da kurulacak bir dar ağacında boğazına yağlı urgan geçirilmelidir.” dedi
Bahçeli’nin bir diğer gündem konusu da Zeytin Dalı Harekatı’ydı. Harekat hakkında son bilgi veren Bahçeli, “Halen Afrin’de ne işiniz var diyenler geçmişte ne işiniz var Viana kapılarında ne işiniz var diyenlerdir.”  ifadelerini kullandı.
Afrin’de 320 kilometrelik karasal alanda güvenliğin sağlandığını belirten Bahçeli, “Şu ana kadar 1715 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Verdiğimiz şehit sayısı 32, sivil kaybımız 9’dur. 170 askerimiz yaralanmıştır. Aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.” diye konuştu.

Bahçeli’nin konuşmalarından satır başları:

Kalem ve fikir sahipleri sosyal krizlere, ahlaki bunalımlara manevi dokunuşları ile cevap üretmek durumundadır. Diken battığı yerden, battığı zaman çıkarılmalıdır. Bekanın çöküşü yalnızca güvenlik duvarlarının yıkılması ile gerçekleşmez. Ahlak sönerse beka silinir gider. Milli ruh demek milli ahlak demektir. Bunun tersi de doğrudur. Milli bekanın geleceği, milli ahlakın varlığı ile temellenmiştir.

BU BİR BEKA SORUNUDUR


Özellikle Adana ve Antalya’da vuku bulan çocuk istismarları duygu sahibi her vatan evladını infiale sürüklemiştir. En rezil, en çarpık suçlar kadınlara, bebeklere, çocuklara karşı işlenmiş ve işlenmektedir. Milletimizin tamamı beddua ile tepki göstermişlerdir. Nasıl ifade edeceğiz? Bir sapığın günahı mı diyelim, bir pedofili vakası mı görelim? Allah için durup sorgulayınız. Tertemiz sabinin gözüne bu şartlar altında nasıl bakacağız, onlara ne anlatacağız? Çocuklarına kastedilmiş bir medeniyetin umutları kırgın, hayalleri kırıktır. Cinsel obje görülen, evlilik yaşı ile ilgili toto oynar gibi görüşler paylaşılan millettin hüznü dağlar kadardır. Telafisi aciliyet arz eden bir ahlak görevidir. Bu da bir beka sorunudur. Üstesinden gelinmesi mecburiyettir.

Sorumluluklarımız sadece siyasetle kısıtlı görülmemelidir. Durduramıyorsak mutlaka yapılması gereken bir şey eksiktir. Nesillerimizi heba edemeyiz. Gelecekten tasarruf yapamayız. Alçaklara, namussuzlara çocuklarımızı asla teslim edecemeyiz. Çocuğa sahip çıkamazsak medeniyetimiz ile övünmeye hakkımız kalmayacaktır. İnsanlığı çoğaltmaktan başka seçeneğimiz yol kalmamıştır. İman, imansızlıktan, ahlak, ahlaksızlıktan korkmayacaktır. Kadına el kalktığı müddetçe, çocuklarla ilgili cinsel istismar suçları duyulduğu sürece demokrasiden bahis açmak imkansızdır.

BUNLARA HAYAT HARAM EDİLMELİDİR

Sapıklığın yeşerdiği sosyal bünye süratle tedavi edilmelidir. Bunlara hayat haram edilmeli, günyüzü ise ilelebet karanlığa dönüştürülmelidir. Yasal düzenlemeler şu ana kadar sonuç vermemiştir. Şiddet devam etmektedir. Bu selin önüne geçmezsek, meçhul akıbetlere sürüklenmemiz kaçınılmazdır. BM tarafından 20 Kasım 1989’da onaylanan Çocuk Hakları Sözleşmesi bir insan hakları belgesidir. Türkiye 1990’da imzalamıştır. Zararlı etkilerden istismar ve sömürüden korunma hakkı insanlık vicdanının teminatı altındadır. Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa ya anasından doğduğuna pişman edilmeli, ya da kurulacak bir dar ağacında boğazına yağlı urgan geçirilmelidir.

“Ne arıyorsunuz Afrin’de” diyenlerle, “Afrin’e girmeyin” uyarısı yapanlar zihniyet itibarıyla ihanet madalyonunun iki yüzüdür. Haklarından taviz veren bir milletin yaşaması tesadüflere bağlıdır. Biz öyle bir milletiz ki zoru başarır, imkansıza diz çöktürürüz. Bu milli iman ve irade hamdolsun henüz canlılığından bir şey kaybetmiş değildir. Kutlu mazimiz, parlak geleceğimizin kefilidir. Biz millet olarak bir elimize sancağımızı, diğer elimize ise kefenimizi alarak kervan kervan yola koyulduk. Türk milleti hafife alınamaz. Türkiye görmezden gelinemez. Varsayalım hafife aldılar, biliniz ki Türk milleti hiçbir kursağa sığmaz, hiçbir şer güce kurban edilemez. Küresel ve bölgesel düzeyde her türlü engellemeye rağmen Zeytin Dalı Harekatı 32. gününe girmiştir. Mehmetçik, ÖSO ile birlikte aşama aşama Afrin’e yaklaşmaktadır. 320 kilometrelik karasal alanda güvenliğin sağlandığı anlaşılmaktadır. Şu ana kadar 1715 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Verdiğimiz şehit sayısı 32, sivil kaybımız 9’dur. Aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.

“AFRİN’E TÜRK ASKERİ GİRECEK, AY YILDIZLI BAYRAĞI GURURLA ÇEKECEKTİR”


CHP PM’ye seçilen bir şahıs, “Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez, vatan bölünmez lafından tiksindiğim kadar” diyor. CHP PM’ye seçilmiş şahsın hakaretlerini ayaklar altına alıyor, çiğniyorum. Beğenseler de beğenmeseler de şehitler ölmez, vatan bölünmez. Bunlar YPG’ye meftun, PKK’ya vurgun, şehitlere suskundur. Bunların Atatürk ile yolları ayrılmış. PKK, PYD, YPG hem saldırıp hendek kazmakta hem de Türkiye’deki uzantıları ile operasyonu sabote etmeye çalışmaktadır. Afrin terörden mutlaka arındırılacaktır. Afrin’e Türk askeri girecek, ay yıldızlı bayrağı hakettiği yere eninde sonunda gururla çekecektir. Afrin’den geri dönüş, beka davasından en ufak taviz yoktur.

“KUZEY IRAK MODELİNİN, KUZEY SURİYE MODELİNE UYARLANMA HAZIRLIĞI…”

Zeytin Dalı Harekatı sürerken Türkiye ile ABD arasında geçen hafta yoğun görüşme trafiği yaşanmış gergin ilişkiler yumuşama göstermiştir. Biz atılması gereken adımların neler olduğunu ifade etmiştik. Görüşlerimizi aynısı ile muhafaza ediyoruz. Terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına yönelik iradeden taviz verilmesinin söz konusu olmadığını söylemiştik. Terör örgütüne desteğin derhal kesilmesini söylemiştik. Peş peşe yapılan çelişkili açıklamalar kuşkularımızı tetiklemiştir. Suriye’de muhtemel bir otonom bölge girişiminde olduğu tespit edilmiştir. ABD’nin Suriye’deki temel hedefinin terör örgütünü meşru bir yönetim kılıfına sokmak istediği sır değildir. Kuzey Irak modelinin, Kuzey Suriye modeline uyarlanma hazırlığı medyaya bir yansımıştır.

“ABD’NİN SURİYE’DEKİ HEDEFİ SIR DEĞİLDİR”

Zeytin Dalı Harekatı sürerken Türkiye ile ABD arasında geçen hafta yoğun görüşme trafiği yaşanmış gergin ilişkiler yumuşama göstermiştir. Biz atılması gereken adımların neler olduğunu ifade etmiştik. Görüşlerimizi aynısı ile muhafaza ediyoruz. Terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına yönelik iradeden taviz verilmesinin söz konusu olmadığını söylemiştik. Terör örgütüne desteğin derhal kesilmesini söylemiştik. Peş peşe yapılan çelişkili açıklamalar kuşkularımızı tetiklemiştir. Suriye’de muhtemel bir otonom bölge girişiminde olduğu tespit edilmiştir. ABD’nin Suriye’deki temel hedefinin terör örgütünü meşru bir yönetim kılıfına sokmak istediği sır değildir. Kuzey Irak modelinin, Kuzey Suriye modeline uyarlanma hazırlığı medyaya bir yansımıştır.