"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mevlide yine keyfî engel

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Ekim 2018, Cuma
Geçen sene Kocatepe Camiinde okutmak istediğimiz Bediüzzaman Mevlidi’ne ilgili merciler baştan itibaren “Sorun yok, yapabilirsiniz” dedikleri için, buna binaen bütün hazırlık ve duyurularını yapıp geri sayıma başladığımız bir noktada, Ankara Valiliği üç gün kala OHAL gerekçesiyle mevlidi engellemişti.

Bu sene ise, Müftülük devreye sokularak daha baştan önü kesildi. Önce telefonla bilgi verildi: “Müftü Bey, yaptığı istişareler neticesinde uygun görmedi.” Yazılı cevap talebimiz üzerine de Çankaya Müftülüğü’nden bir faks mesajı gönderildi.

Bahsedilen istişarelerin kimlerle yapıldığı ve uygun görmeme gerekçesi ise meçhul.

İlk akla gelen muhtemel gerekçe güvenlik olabilir, ama onu öne sürmek Müftülüğün işi değil. Dahası artık OHAL yok.

Ve aynı camide evvelce defaatle yapılan aynı mevlidlerin hiçbirinde en ufak bir güvenlik probleminin yaşanmadığını en iyi bilenler de bizzat Emniyet makamları.

Öyle ki, 2014’teki—AKP devrinde yapılan ilk ve son—mevlidde, camiye girişlerde polis ekipleri görevlendirip arama yaptırmaya dahi ihtiyaç duymamışlardı.

16. yılını doldurmak üzere olan AKP iktidarında Kocatepe Mevlidi’ne izin vermeme ısrarı, bize, 28 Şubat’ın etkisinin artarak devam ettiği ve engellemenin başladığı dönemde bazı yetkililerin arkadaşlarımıza yaptığı “tavsiye”leri hatırlatıyor:

“Kocatepe Camiinde Said Nursî mevlidi okutmanın mantığı ne? Gidin, onun yaşadığı yerlerde okutun ve artık Kocatepe’yi unutun.”

Bizim Kocatepe’yi tercih sebebimiz ise, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle ülkenin her yerinden daha kolay ulaşılabilir bir konuma sahip Ankara’da olması.

Kutlular Ağabeyin hatıralarında belirtildiği üzere, doğuyla batıyı kucaklaştırıp barış, kardeşlik, kucaklaşma mesaj ve manalarını fiilen gerçekleştirmeyi hedefleyen bu etkinliğin yine engellenmesi, 28 Şubat zihniyetinin burada da hâlâ devam ettiğini gözler önüne seren bir gösterge.

Beğenilmeyen 90’lı yılların—kendimizin ara verdiğimiz bir yıl hariç ve 28 Şubat sürecinin ilk dört yılı dahil—tamamında Kocatepe mevlidleri hiç problem çıkmadan okutulabilmişti

Ama 2018’de hâlâ müsaade edilmiyor...

***

Rus avukatın Nurcularla ilgili tesbitleri

Okunma Sayısı: 3235
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burak KÜÇÜK

    19.10.2018 18:21:13

    Müftülük hangi yetki ile yapamazsınız diyor .Biz valiliğe bildirimimizi yapıp mevlidimizi yapalım

  • Gündüz Alp-3

    19.10.2018 12:57:18

    Yeni Türkiye'nin "absürt" hallerine şaşırmayalım. Zira kendi istek ve iradesi ile Parlamenter DEMOKRASİ ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE istinat eden sistemini kaldırıp (16 Nisan hak oylaması ve 24 Haziran genel seçimleriyle) tekçi sistemi tesis ve inşa eden bir toplumun yapılanlar karşısında "hayır olamaz!" deme hakkı bulunmasa gerektir, diye düşünüyorum. Özgürlük ve ittifaklar çağı olan 21 yy. da bile yasakçı zihniyet iktidarda kalabiliyorsa ve halk, demokrasi ve hukuku tek adamlık sistemine kurban verebiliyorsa orada ciddi ciddi düşünmek ve sorgulamada bulunmak icap eder. Başlangıçta halkın talebi ve iktidarın hedefi ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü ve AB değil mi? Peki şu anda bu talep ve hedefin neredeyiz? Çok uzağında. Parlamenter demokratik hukuk devleti olduğumuz söylenebilir mi? Biz demokrasi ve hukuk devleti olduğumuzu iddia etsek bile dahil olmak istediğimiz AB cenahı buna "diktatör olmasa bile otoriter" diyor. Yani Ankara Kriterleri ile AB Kriterleri örtüşmüyor.

  • Gündüz Alp-2

    19.10.2018 09:43:20

    Tekçi, otoriter ve bir adım ötesinde totaliter bütün rejimlerde, anayasal bir hakkın kullanılması hep "sakıncalı" işlerden görülmüş ve güvenlik bahanesiyle izin verilmemiştir. Bir ilin müftüsü bile bir hakkın kullanılmasına "uygun değil" diyebiliyor ve engelliyorsa orada DEMOKRASİ ve HUKUK vardır denebilir mi? Mevlid gibi hem dini hem milli yönü olan bir konuda bile art niyet aranıyor ve engelleyici keyfi bir karar veriliyorsa orada hukukun üstünlüğünden bahsedilebilir mi? Zaten öncesinde keyfi ve hukuksuz kararlarla yürekleri yakan ardından da ekonomik bir krizle cepleri yakan da keyfilik ve hukuksuzluk değil mi? Bir ülkede, hukuksuz bir işi kamu adına araştıran ve soruşturan bir gazeteciye yaptıkları işin gazetecilik değil "maskaralık" olduğunu (FOX TV) söyleyen bir bakan olduğu sürece o ülkede demokrasi ve hukukun devlette hâkim konuma gelmesi zordan zordur. Yasakçı zihniyet isim ve cisim değiştirmiş haliyle devam etmektedir.

  • Gündüz Alp-2

    19.10.2018 09:12:43

    Tekçi, otoriter ve bir adım ötesi totaliter rejimlerde, anayasal temel hak ve özgürlüklerin kullanılması her zaman "sakıncalı" işler olarak görülmüş ve izin verilmemiştir. Bir ülkede bir şehrin Müftüsü bile anayasal bir hakkın kullanılmasına "uygun değil" diye izin vermiyorsa, orada

  • Gündüz Alp

    19.10.2018 08:56:18

    Sayın Güleçyüz, geçen yıl vali ve OHAL bahanesi vardı bu yıl Müftülük ve İstişare ile uygun görmeme bahanesi. "Artık OHAL yok" demek için henüz çok erken. Evet kağıt üzerinde geçici OHAL kalkmış fakat farklı uygulamalarıyla kalıcı hale getirilmiştir. Şu mevlid yasağı bile kalıcı hale gelen OHAL'in bir kanıtıdır. Bugüne kadar emniyet ve asayiş sorunu yaşanmamışken yasağın mantığı ve gerekçesi nedir? 3Y (yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar) ile mücadele vaadiyle iktidara gelen ve 16 yıldır tek tabanca ülkeyi yöneten kadronun Türkiye'yi getirdiği son nokta nazara alınırsa, 3Y ile mücadelenin yapıldığını söylemek doğru bir beyan olmaz. Anayasa ile teminat altına alınmış temel hak ve hürriyetlerin bile kullanılmasına en hafifinden "güvenlik" bahanesiyle engel olunmaktadır. Tekçi sistemlerde bunun böyle olacağını bilmek için herhalde müneccim olmaya gerek yoktur.

  • Ahmet Cinali

    19.10.2018 04:11:01

    Üstadımızın; "euzübillahi mineşşeytani vessiyaseti" sözünün söyleniş nedeniyle ilgili muhataplarla karşı karşıya olduğumuzun tam ve net bir örneği sergileniyor. Bendensen herşey serbest, değilsen en masum istekler bile yasak.... Zalimler için yaşasın cehennem.

  • Ali Tam

    19.10.2018 01:11:07

    MEVLID YASAGI: Mahkeme-i Kübra da kimlerin aleyhine ne tarz sonuclanir gercekten kaygi verici bir mesele.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı