Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Mevduat sahipleri neden korkuyor

İlgi alanlarından biri ekonomi olan ve para-banka-finans sektöründe çalışan herkes biliyor ve kabul ediyor ki:

TL/Dolar paritesi bugünkü rakam değil...



Aslına bakarsanız...

Son 5 yıllık enflasyon/devalüasyon oranları neredeyse birbirlerine eşit gibi...

Ancak...

Rahip Brunson olayı ve Trump’ın tweetlerinden sonra TL, 15 Ağustos 2018’den sonra çıktığı yüksek bazlı enflasyon oranlarına yetişemedi...

Yani TL gerçekte dolardan en az % 10 değerli...

Bu ise haliyle ihracatı olumsuz yönde etkiliyor...

İthalatı ise cazip hale getiriyor...

Son 2 aydır yine cari açık veriyor oluşumuzun sebeplerinden biri TL’nin değerli olması...



Ve...

Dövize yatırım yapan milyonlarca yurttaş devalüasyon beklentisiyle bankalardaki döviz mevduatlarını çözmedikleri gibi...

Bir de üstüne sütlük yeni döviz mevduatları oluşturuyorlar...

Bankalarda 197 milyar dolar döviz mevduatı var...



Bu mevduatlar döviz olarak ithalatçıya ve döviz borçlusu iş insanlarına kullandırılamaz mı?..

Tabii kullandırılabilir ama...

Bu paraların efektif döviz karşılığı yok ki...

Hatta...

Hesap olarak da böyle bir karşılık yok...

Bankaya TL götüren yurttaş:

“Bunu dolara çevirin” dedi çıktı gitti...

Şimdi aynı yurttaşlar diyor ki:

“Bankada dövizim var”...



Yahu hangi bankada dövizin var?..

Sen sanıyor musun ki bankacı sen eğer TL götürüp döviz satın aldıysan sana “çentik” atmadı...

Güldürmeyin beni yahu...

Güldürmeyin beni...



Döviz mevduatını yani iki paralı sistemi Türkiye’nin başına rahmetli Turgut Özal musallat etti...

Ben 30 yıldır bu çok da akıllı olmayan sistemle mücadele ediyorum...

Sonunda öyle bir noktaya geldi ki...

Hem devlet korkuyor bu pimi çekilmiş el bombasından...

Hem de mevduat sahipleri korkuyor...



Çözüm ne?..

Var ama gazete köşesinde tartışılamayacak kadar uzun ve tehlikeli...

DIŞ GÜÇLER SENDROMU


Kendi eylemlerinizi kendi arzularınız ve hedefleriniz doğrultusunda belirleyebilecek güce sahip misiniz?.....

Kendi geleceğinizi planlama yeteneğiniz ve iradeniz var mı?...

Yapmaya karar verdiğiniz bir işte kendi kararınızı uygulayabilecek kadar özgür müsünüz?..



Bu üç sorunun üçüne de “evet” diyebiliyorsanız...

Özgür iradeniz olduğunu söyleyebilirim...

Harika bir demokrat ve seçmen...

Çok iyi bir yurttaş olabilirsiniz, tebrikler...



Yok, eğer...

Her türlü fiilinizi başkaları planlıyor...

Gelecekte yürüyeceğiniz yolun rotasını başkaları çiziyor...

Verdiğiniz kararı başkaları beğenmeyip değiştirebiliyor ve siz de buna uyuyorsanız...

Sizi içinizdeki bir otomatik pilot (Dış Güçler) yönetiyor demektir ki...



Haliyle...

Başarısız bir sonuç elde ettiğinizde “Suç, kabahat, kusur bende değil otomatik pilotta” diyorsunuz...

Lütfen bir şirketi ya da ülkeyi yönetmeye niyetlenmeyin...

Zira sizde de birilerinde olduğu gibi “Dış güçler sendromu” var...

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU


İPSOS Türkiye’nin “en güvenilir” araştırma şirketlerinden biri...

Düzenlendiği anket sonuçlarını yayımladı İPSOS...

Katılımcıların yüzde 58’ine göre “Türkiye’nin en önemli sorunu: ekonomi...”...



Terör de büyük bir sorun ama...

Ekonominin yanında neredeyse devede kulak...

Kaç mı?..

% 18...



Ve Kürt Sorunu...

Ankete katılan her yüz kişiden sadece yüzde ikisi “Kürt Sorunu” olduğuna inanıyor...



Yılardır “Türkiye’de Kürt sorunu yok...” diye yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum...

Ya ne var?..

Kürt yurttaşlarımızın acilen çözülmesi gereken sosyal ve ekonomik ve hukuki sorunları var...

Karanlık odada kaybedilen iğnenin sokak aydınlık diye orada aranması çözüm değil yani...

FELAKET...


İPSOS aştırmasında bulunan bir sonuç beni çok şaşırttı...

Doğru olması durumu çok büyük felaket çünkü...

Neden mi?..

Söyleyeyim...



Ankete katılan her yüz kişiden sadece dokuzu “Eğitim sorunu” olduğuna inanıyor...

Ya gerçekten de eğitimde çağ atlamışız...

Ki hiç de öyle görünmüyor...

Ya da felaket...

Çünkü her yüz kişiden 91’i kendisini “eğitimli” zannediyor...

CEP KARIŞTIRMA HUYU...


Ramiz, karısının sık sık ceplerini karıştırmasından şikayetçi...

Bunu kankası Hüsmen’le de paylaşır...

Hüsmen ise karısının böyle kötü bir huyu olmadığını söyler övünerek...

Ramiz sorar:

“Nerden anladın be aretlik ceplerni karıştırmadıını?”...

Hüsmen Cevap verir:

“Karıştırsa delik olduklarını da görür ve diker be yaaa...”