Metrobüs şoförleri içini Milliyet’e döktü: Yolcuyu uyandırdım yumruk yedim

İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı’na bağlı psikologlar, İstanbullulara 7 gün 24 saat hizmet veren metrobüs şoförleriyle seyahat edip, gözlem yapıyor. O seyahatlerden birine Milliyet olarak biz de eşlik ettik. Psikologlar Fahri Şahin ve Ebrar Yenice Kanık’la birlikte Söğütlüçeşme-Beylikdüzü hattında gerçekleştirdiğimiz psikolojik tur sırasında, metrobüs Florya durağında arızalandı.
O an şoförlerin işinin ne kadar zor olduğunu anladık. Bozulan araçtan inerken şoföre “Geçmiş olsun” diyen de vardı tepki gösteren de. Şoförlerin yaşadıklarını da onlardan dinledik.

‘Saygılı olsunlar’

Metrobüs araçlarının kapılarının hassas olduğunu ve kapıların rahat açılıp kapanamadığı durumlarda araçların bozulduğunu söyleyen şoför Mahmut Kurt, “Perona 3-4 araç toplu giriyoruz. Ama yolcu ilk araca binmek istiyor. Bunun yerine araçlara dağınık şekilde binseler yoğunluk olmaz. Aracın kapısı kapanmasın diye aldığı halıyı kapıya sıkıştıran var. Çantasını Akbil cihazına yakın tuttuğunda otomatik olarak cihaz çekiyor. Yolcu kulaklık taktığı için uyarımızı duymuyor. Sonra ‘Akbilim bitti, paramı verin’ diyor. Herkes saygılı olsun Anadolu yakasında bize ‘Günaydın’ diyen, selam veren yolcumuz daha fazla. Ön tarafta hep yığılma oluyor. Oysa arka tarafa ilerleme olsa herkes rahatlıkla iner biner” dedi.

Psikologlar eşlik ediyor

Metrobüs şoförleriyle bir araya gelen psikologlar, yolcu yoğunluğu ve trafik koşullarının şoförler için stres kaynağı olabildiğini belirtti: “Şoförlerin iş akışı içinde yaşadıklarını paylaşabilmeleri için dinlenme salonlarında birlikte sohbet saatleri gerçekleştiriyoruz. Ayrıca iş başında desteğe ihtiyaç duydukları alanları tespit için zaman zaman seyir halinde şoförlerimize eşlik ediyoruz.”

‘Kulaklık en büyük problem’

Metrobüste uyuyakalan yolcuyu son durakta uyandırdığı için yumruk yediğini söyleyen şoför Mustafa Baydere anlattı: “Stresimizin nedeni yolcuların bizi anlamaması. Sürekli sağ aynamızı kontrol etmek zorundayız. Ama araç boşken bile ön tarafta yığılma oluyor. Yolcuya aynayı göremiyoruz dediğimde, ‘Ben görüyorum’ diyor. Biz can taşıyoruz. Kimsenin kılına zarar gelsin istemeyiz. Yolcularımızın selamlaşmak gibi bir alışkanlığı da yok. Selam aldığımda da şaşırıyorum. Çok sinirlendiğimizde de kendi kendime konuşuyorum. Şoförün olduğu kısımda, ankesörlü telefon gibi kolunu demire dayayıp yolculuk boyunca telefonla konuşanlar var. Konuşmasınlar. Özellikle gençler, kulaklarında kulaklık olduğundan anonsları ya da durakları kaçırıyorlar. Sonra inemediklerinde bizi suçluyorlar.”

En çok sakız çiğneyen yolculardan şikayetçi olduğunu söyleyen metrobüs şoförü Eser Albayrak, “Sefer halindeyken bazen araçlarımız arıza veriyor. Yolculardan çok tepki alıyoruz. Sanki aracı biz bozmuşuz gibi davranıyorlar. Hakaret edenler de oluyor. Alttan almaya çalışıyoruz. Bir de kulağımızın dibinde sakız çiğnemesinler” dedi.

‘Çocuğunu  unutan bile var’

Kapılarla ilgili büyük sıkıntı yaşadıklarını söyleyen metrobüs şoförü Gürkan Kozar, “Bizim en çok iniş ve binişlerde sıkıntımız var. Yoğun saatlerde yolcu biniyor ve kapıya dayanıyor. Bu sefer kapılar arıza veriyor. Kapıya sarılıp gidenler de var. Kendisi metrobüse binip çocuğunu durakta unutan anneler de oluyor” diye konuştu.