Yazımızın başlığını ifade eden meşrutiyetli reis, yani bugünkü ifadesi ile demokrat reis, yönetici, idareci nasıl olur ondan bahsetmek istiyoruz.
Bediüzzaman, Münazarat isimli eserinde demokrat bir idareciyi tüm özellikleri ile tarif etmiştir. Demokrat reis; hakka isnat ile aklı istimâl eder ve muhabbetle milletini kendisine yakınlaştırır. Sadece kendi aklına değil herkesin aklına, düşüncesine ve fikrine önem verir. Kendi doğrularını değil ortak fikirden ortaya çıkan ortak doğruları uygulamaya çalışır. ‘Benim kararım’ değil ‘bizim kararımız’ diyerek ortak iradeyi ciddi olarak sahiplenir. Yol yürüdüğü dava arkadaşlarının omuzları üstüne çıkmaz, altına girer, yükseltir ve şevklerini uyandırır. Gücü ele geçirince onları yanından atmak ve uzaklaştırmak gibi bir düşünceye hiçbir zaman kapılmaz.
Güzel bir hizmet, faydalı bir iş yapılırsa onu tek başına sahiplenmez. Ancak hataları ve yanlışları birinci sorumlu olarak üzerine alır ve kabullenir. Bir iyilik olursa manen millete tevzi eder, herkese bir parça namus düşmekle milletin huzuru ve neşesi artar. Yaşanan olumsuzluklarda milletini değil kendi şahsını suçlayarak milletini mesuliyetten kurtarır. Şahsını ve yakın çevresini değil milletini büyütmeye ve yüceltmeye çalışır. Tüm bu hususları uygulama gayretinde olan demokrat reise baktığınızda demokrasiyi gözle gördüğünüzü hissedersiniz.
Eğer tüm bunların aksi olursa istibdadı apaçık görür ve hissedersiniz. Eğer o reis hak yerini bulmak için milletini ziya-i mârifete karşı tutar, gonca-misâl olan o milletin hissiyatına zülâl-i muhabbet (tatlı sevgi suyu) ve aklı gönderir neşvünemâ verirse “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” Hadis-i Şerifindeki meşrutiyetli reise müşahhas bir örnek olur.