• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Merkez Bankası temkinli duruşunu korumalı CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası temkinli duruşunu korumalı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.09.2015, 00:00
En zor sonbaharlardan birisine giriyoruz... Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki asimetrinin daha da derinleştiği, FED'in faiz artırımına hazırlandığı, Çin'in belki de kur oyununda biraz daha agresifleşeceği ve en önemlisi erken seçimin olacağı bir sonbahar Türkiye ekonomisini bekliyor. Keskin dönemeçler oldukça fazla olacak. Bu yüzden Merkez Bankası'na bir kez daha önemli görev düşüyor; son günlerde başlayan siyasi telkinlere kulağını kapayıp ekonominin gereği olan sıkı para politikasına devam etmek...
Nedenleriyle bu tezimizi savunmaya çalışalım...
Ekonomiler arası asimetri şu; Gelişmiş ülkelerin büyüme hızları uzun süredir düşük. Hal böyle olunca işsizlik oranı yükselirken enflasyon oranı düşüyor hatta bazı gelişmiş ülkelerde deflasyona kadar gidiyor. Ortaya çıkan bu makroekonomik tablo karşısında gelişmiş ülke merkez bankaları doğal olarak para politikalarını gevşetiyorlar.
FED'in uyguladığı faiz oranı yüzde 0 ile 0,25 aralığında kalıyor. Avrupa Merkez Bankası benzer şekilde Euro Bölgesi'nde derinleşen durgunluğun önüne geçebilmek için seri faiz indirimleri ile politika faiz oranını yüzde 0,05'e kadar çekti. Japonya Merkez Bankası yüzde 0,10, İngiltere Merkez Bankası da yüzde 0,50 düzeylerini uzun süredir koruyorlar. İsviçre Merkez Bankası ise negatif yüzde 0,75'e kadar inmiş durumda...
Gelişmiş ülke merkez bankalarına karşın gelişmekte olan ülke merkez bankaları tam tersi yani yüksek politika faiz oranı uygulamak zorunda kalıyorlar. Brezilya Merkez Bankası listenin ilk sıralarında yüzde 14,5 ile... Petrol fiyatlarının yüzde 50'den fazla aşağı gelmesiyle ve Avrupa'nın ekonomik yaptırım uygulamasıyla zor anlar yaşayan Rusya Merkez Bankası da yüzde 11 gibi yüksek faizle bankaları fonlamak durumunda kalıyor. Türkiye ve Hindistan merkez bankaları ise sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 7,25 seviyelerini uyguluyorlar.
Merkez bankalarının verdiği faiz oranları arasındaki asimetrinin ön plana çıkan bir kaç nedeni var; birincisi banka ve banka dışı özel kesimler kendi ülkelerinde kendi para birimleri cinsinden finansman yerine ucuz gelişmiş ülke parası ile borçlanmayı tercih ettiler. Çoğunlukla Dolar... İkincisi dış talebin yanı sıra iç taleple de büyüdüler ve sonuçta yüksek büyüme hızlarına ulaştılar. İç talebin neden olduğu yüksek kredi borçları ve bazı ülkeler için cari açıklar ve tabiki yükselen talep kaynaklı enflasyonlar merkez bankalarını para politikalarını sıkılaştırarak ekonomileri soğutmak durumunda bıraktı.
Sadede geleyim...
Küresel ekonomiler ve bizim için zor günler kapıda... Bu asimetri gelişmekte olan ülkeleri zorlayacak. Yabancı sermaye yön değiştirdikçe gelişmekte olan ülke merkez bankaları faiz artırımı yönünde baskı altında kalacaklar... Bunlar yetmezmiş gibi bir de erken seçim var. Kuşkusuz 1 Kasım erken seçimleri bir önceki seçimlerde tanık olduğumuz faiz tartışmalarını bir kez daha gündeme getirebilir. Politikacılar kendi cephelerinden haklılar. Faizlerin inmesini, böylece bireylerin paraya rahat erişmek kaydıyla refahlarının yapay ve geçicide olsa istiyorlar. Ancak Merkez Bankası ise ihtisas kurumu olduğu için yukarıda özetlediğimiz gerçekler doğrultusunda faiz politikası izleyecek. Diğer bir deyişle temkinli duruşunu koruyacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA