TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Maketlerin ustası

Yaklaşık 11 yıl önce bir animasyon-sinema şirketinde şoför olarak çalışırken makete olan yeteneğini keşfeden 36 yaşındaki Erol Can, yaptığı maketlerle herkesi büyülüyor.Can, bu işte konsantrasyonun çok önemli olduğunu dile getirdi

Haber Giriş Tarihi: 23.06.2018 08:38
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Maketlerin ustası

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Erol Can İstanbul’da ikamet eden bir maket ustası. Yaklaşık 11 sene önce bir animasyon-sinema Şirketinin çektiği The Water Color isimli bir filmin setinde şoför olarak çalışmaya başlayan Erol Can, boş zamanlarında filmin maket işlerini yapan maketçilere yardım ederken, zamanla onlardan daha yetenekli olduğu anlaşılınca filmin bütün maket işlerini yaparak bir anda dikkatleri üzerine çekti. Daha sonraki süreçte film pek fazla tutulmasa da maketle olan ilişiğini kesmeyen Erol Can, geçtiğimiz sene kendi küçük imkanlarıyla hazırladığı, her detayı en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş, muhteşem Galata Kulesi ve Kız Kulesi’nin maketleri ile herkesin tekrar ilgisini çekmeyi başardı. Maket yapmaya başlangıç hikayesini, maket yapmanın zorluklarını ve bundan sonra hazırlamayı planladığı maketleri gazetemiz okuyucularıyla paylaşan Erol Can, ilk hedefinin İzmir’deki Saat Kulesi’nin maketini hazırlamak olduğunu söyledi. Erol Can, “Saat Kulesi’nin eşsiz bir eser olduğunu düşünüyorum. İncelemelere başladım. Umarım en kısa zamanda bu eseri tamamlayabilirim” dedi.

“SEN DAHA İYİ YAPIYORSUN DEDİ”

İlk olarak maket yapmaya nasıl başladığını anlatan Erol Can, “2007 yılında animasyon-sinema işleriyle uğraşan bir sinema şirketinde, oyuncuları taşımak için şoför olarak çalışıyordum. Orada keşfedildim. Ünlü karikatürcü Cihat Hazardağlı, onun bizim mahalleye gelip, bir stüdyo kurup bir animasyon sinema filmi yapmasıyla başladı her şey. Şofördüm ama küçüklüğümden beridir bu tür işlere, resme sanata ilgim hep vardı. Genelde resim çizerdim ve kendime ait tablolarım da vardır. Bir eser oluştururken de daha çok yapılmamış şeyleri yapmaya çalışırım. Stüdyoya yardımcı olmak için girdim. İçeride bulunan maketçi arkadaşlara boşta kaldığım zaman yardım ediyordum. İyi maket yaptığımı fark ettim. Hatta patronum sen daha iyi yapıyorsun, dedi. Çektiğimiz filmin adı The Water Color’dı. Film Venedik’te geçiyordu ve bütün mekanlar maketten yapılmıştı. Venedik’in komple maketini yaptım. Filmin geçtiği mekanların hepsinin maketini oluşturdum ve 4 yılımı aldı” diye konuştu.

“BİR SENEDE İKİ MAKET”

Şimdiye kadar iki tane çok dikkat çekici maket hazırladığını dile getiren Erol Can, “The Water Color filminden sonra bir hayalim vardı. Maketten Galata Kulesi’ni, Kız Kulesi’ni, Ayasofya ve Sultan Ahmet Camii’ni kendi evimde kullanabileceğim bir dekor olarak yapmak istiyordum. 1 sene içerisinde gerçekten çok zor olmasına rağmen hem Galata Kulesi’ni hem de Kız Kulesi’ni yapmayı başardım. Çok fazla kişi tarafından beğenildi. Bir de yaptığım çalışmaların örneği yok. Bu kadar ufak boyutta bu kadar detaylı maket çalışması bulmak çok zor. Bir tek minyatürde oluyor. O da el yapımı değil ve makineden çıkan parçaların birleştirilmesiyle oluşuyor. Bu arada kendi evim için yaptığım eserleri beğenip benden isteyen çok kişi oldu. Galata Kulesi’ni bitirdikten sonra bir iş adamı benden satın aldı. Şimdi yaptığım Kız Kulesi’ni de almak istiyor fakat bir iki yerde sergilemek istiyorum” şeklinde konuştu.

“SAAT KULESİNİ YAPMAK”

İzmir’i çok sevdiğini de belirten Erol Can’ın şimdiki hedefi ise İzmir’de tarihi öneme sahip Saat Kulesi’nin maketini yapmak. Erol Can, “Bundan sonraki ilk hedefim İzmir’in meşhur Saat Kulesini yapmak olacak. Geçtiğimiz günlerde fotoğraflarını inceledim. Hatta yanına gidip incelemelerde bulundum. İzmir çok güzel bir şehir. Saat Kulesi de ülkemizin en nadide eserlerinden bir tanesi olduğunu düşünüyorum. Umarım bir an önce bitiririm. Aslına bakarsanız bütün çalışmalarımı kısıtlı imkanlarla, evimdeki küçük sehpamın üzerinde yapıyorum. Atölyem yok, araç-gereç yok. Herkes bu işte gerçekten iyi olduğumu söylüyor. Bu işte ilerlememi istiyorlar. Bende kendime küçük bir atölye oluşturmak istedim. O zaman daha güzel şeyler oluşturup, benden isteyenler için güzel eserler oluşturabilirim” ifadelerini kulandı.

“OLMAYINCA OLMUYOR”

Son olarak maket yapmanın zorluklarına da değinen Erol Can, “Maket işi hakikaten biraz sabır işi, kolay kolay kimsenin uğraşmadığı bir iş. Gelen giden eşimiz, dostumuz sürekli nasıl yaptığımızı soruyor, ve ben anlatınca dinlerken bile sıkıldıklarını, benim nasıl sabrettiğimi soruyorlar. Büyük zaman alıyor, konsantrasyonunuz üst düzey olması gerekiyor ve bir de çok büyük bir hesap kitap işi gerektiriyor. Maketi yapmadan önce bile belki saatlerce nasıl yaparız, nasıl oluştururuz, nelere dikkat etmemiz gerekiyor vs. birçok şeyi düşünüyorsunuz. Zaten önce kafamda oluşturuyorum, tasarlıyorum. Maket gerçekten bir keyif işi. En ufak bir moral bozukluğunda bile yapmanız zorlaşıyor. Çok büyük bir konsantrasyon gerekiyor. Bazen ne kadar zamanda yaptığımı soruyorlar ama bunun belli bir zamanı yok. Keyfiniz ve konsantrasyonunuz ne zaman yerindeyse o zaman yapabiliyorsunuz. Bir de ben mükemmeliyetçi bir insanım. Yapacağım eserin mükemmel olması gerekir. En ufak bir hata bile yapmak istemiyorum” değerlendirmelerinde bulundu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.