Lider ve yönetici arasında büyük farklar vardır. Yönetici, insanları idare edendir. Lider, insanları kurtarandır, her açıdan dağın ardını gösterecek ufuklar sunandır. Yönetici, öngörülü olmak zorunda değildir. Onun derdi günlüktür zira. Lider böyle değildir. Lider ufkun ötesindeki gelişmeleri düşünüp ona göre tavır takınandır. Çünkü lider, asırlıktır. Asırlar geçer, liderlerin ektiği fikirler zihinden, sevgisi gönüllerden silinmez.
Her uçuruma giden yolda, yolun sonunun uçurum olacağına dair en az bir alamet vardır. Milletlerin belalara uğradığı vakitlerde, en az bir çözüm sesi vardır. Mustafa Kemal, bir çözüm sesiydi. Esaretin olmadığı bir fikri kabul etmekte zorlananların arasından, hürce çıktı o.
Bugünse karşımızda liderlik adına, çözüm adına Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayri kimse durmuyor. Günün yapay gündemlerinin peşinden koşan siyasetin aksine, asırlık fikirler sunuyor. Her konuda dolu dolu fikirleri var. Fikirsizlikten, tezsizlikten kıvrananların arasında bir devrimdir bu.
Ne halkçı olduğunu iddia eden siyasi parti, ne de milliyetçi olduğunu iddia eden siyasi parti kapitalizme muhalefet adına bir söz ile çıkmazken, O, kapitalizmin yanlışlığını haykırmakla kalmadı, tek çözümü, devayı, formülü sundu. (Aslen böyle bir kıyas yapmak da başlı başına bir hadsizlik ve haksızlıktır da, kavrayamayan çok olduğu için en barizi dahi defaatle bağırma zaruretine düşüyoruz.)
Birileri bir sarayı tartışırken, O, milletin sınırsız kaynaklarını sundu ortaya. Kaynakları peşkeş çektikleri güçlerden korkup köşelerine pısanlar, gıklarını çıkarmayanlar varken yaptı bunu.
Fikirlerin dillerde olduğu bir vakitte, iddiasını eylemiyle tasdik eden O'ndan başkasını göremiyoruz. Atatürk'ün izinde olduğunu iddia edenler, "Amerika'sız olmaz" demekte beis görmezken, millet sevgisinin iddiasında olanlar da "Avrupa'sız olmaz efendim" demekte bir sakınca görmüyor. Halbuki O, hürriyet dediyse, hürriyetin nasıl olacağını ortaya koyuyor, Atatürk diyorsa, nasıl bir Atatürk olduğunu söylüyor, bugün Atatürk'ü savunmanın nasıl olacağını söylüyor, millet sevdası diyorsa, keza... Yalnızca ülkemizde değil, dünyada bir fikir kıtlığı var. Milli Ekonomi Modeli ile (batıdaki ismi ile Haydarizm ile) çukurdan çıkmaya çalışan ülkeler ışığa kavuşmak uğruna kısmen (ismini, sahibini itiraf ederek veya etmeyerek) uyguladılar, uyguluyorlar.
Zifiri karanlığın tek ikazını ve çözümünü sunan bu liderdir, gelecek asırda hatırlanacak olan, nasıl ki biz geçmiş asra bakınca Atatürk'ü hatırlıyorsak?Gönüller bir, ufuklar bir. Kaderler benzer.
Herkesin dahi olduğunu iddia ettiği bir ortamda dahiden bahsedilemez. Her şeyin vakti vardır. Zaman, dahiye sadıktır. Yarın liderin şahsında fikrin günü olacaktır.
Her uçuruma giden yolda, yolun sonunun uçurum olacağına dair en az bir alamet vardır. Milletlerin belalara uğradığı vakitlerde, en az bir çözüm sesi vardır. Mustafa Kemal, bir çözüm sesiydi. Esaretin olmadığı bir fikri kabul etmekte zorlananların arasından, hürce çıktı o.
Bugünse karşımızda liderlik adına, çözüm adına Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayri kimse durmuyor. Günün yapay gündemlerinin peşinden koşan siyasetin aksine, asırlık fikirler sunuyor. Her konuda dolu dolu fikirleri var. Fikirsizlikten, tezsizlikten kıvrananların arasında bir devrimdir bu.
Ne halkçı olduğunu iddia eden siyasi parti, ne de milliyetçi olduğunu iddia eden siyasi parti kapitalizme muhalefet adına bir söz ile çıkmazken, O, kapitalizmin yanlışlığını haykırmakla kalmadı, tek çözümü, devayı, formülü sundu. (Aslen böyle bir kıyas yapmak da başlı başına bir hadsizlik ve haksızlıktır da, kavrayamayan çok olduğu için en barizi dahi defaatle bağırma zaruretine düşüyoruz.)
Birileri bir sarayı tartışırken, O, milletin sınırsız kaynaklarını sundu ortaya. Kaynakları peşkeş çektikleri güçlerden korkup köşelerine pısanlar, gıklarını çıkarmayanlar varken yaptı bunu.
Fikirlerin dillerde olduğu bir vakitte, iddiasını eylemiyle tasdik eden O'ndan başkasını göremiyoruz. Atatürk'ün izinde olduğunu iddia edenler, "Amerika'sız olmaz" demekte beis görmezken, millet sevgisinin iddiasında olanlar da "Avrupa'sız olmaz efendim" demekte bir sakınca görmüyor. Halbuki O, hürriyet dediyse, hürriyetin nasıl olacağını ortaya koyuyor, Atatürk diyorsa, nasıl bir Atatürk olduğunu söylüyor, bugün Atatürk'ü savunmanın nasıl olacağını söylüyor, millet sevdası diyorsa, keza... Yalnızca ülkemizde değil, dünyada bir fikir kıtlığı var. Milli Ekonomi Modeli ile (batıdaki ismi ile Haydarizm ile) çukurdan çıkmaya çalışan ülkeler ışığa kavuşmak uğruna kısmen (ismini, sahibini itiraf ederek veya etmeyerek) uyguladılar, uyguluyorlar.
Zifiri karanlığın tek ikazını ve çözümünü sunan bu liderdir, gelecek asırda hatırlanacak olan, nasıl ki biz geçmiş asra bakınca Atatürk'ü hatırlıyorsak?Gönüller bir, ufuklar bir. Kaderler benzer.
Herkesin dahi olduğunu iddia ettiği bir ortamda dahiden bahsedilemez. Her şeyin vakti vardır. Zaman, dahiye sadıktır. Yarın liderin şahsında fikrin günü olacaktır.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018