NATO müdahalesiyle Kaddafi’nin devrildiği 2011’den bu yana istikrara kavuşamayan Libya’daki savaşın tarafları Berlin’de bugün bir araya geliyor. Konferansa Trablus ve Tobruk hükümetlerinin temsilcilerinin yanı sıra bu güçlere destek veren Mısır, Rusya, Türkiye gibi ülkeler de katılacak

Berlin Konferansı’na giderken Libya’daki savaşı anlama rehberi

Alp Kadıoğlu

Almanya bugün uluslararası Libya Konferansı’na ev sahipliği yapacak. 2014’ten beri savaşan Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi’ne (LTM) bağlı General Halife Hafter arasındaki çatışmaya çözüm bulmak için taraflar Berlin’de bir araya geliyor.

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi (UNSMIL) Hassan Sallame’nin geçen yıl çağrısını yaptığı barış planı tarafların önüne konacak. Sallame, UMH ve LTM arasında ateşkes ve rehine değiş tokuşu önermiş, çatışmaya dahil olan dış güçlerin BM Güvenlik Konseyi’nin silah ambargosuna riayet etmesini istemişti. Berlin’deki konferansa taraflara destek olmakla suçlanan Türkiye, Fransa, İtalya, Rusya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanı sıra ABD, Birleşik Krallık, Çin, Cezayir, Kongo Cumhuriyeti, Arap Birliği, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği de davetli.

Uzmanlar, tarafların askeri çözüme inançları olduğu sürece çatışmaların devam edeceğini belirtiyor. Hafter’in Trablus üzerindeki askeri baskısı şiddetlenmekle birlikte Libya’nın en büyük şehri başkent Trablus’ta yaşanacak bir çatışmanın komşu ülkeler Tunus ve Cezayir’in istikrarını sarsabileceği ve Avrupa’ya İtalya üzerinden yeni bir göçmen akını başlatabileceği konuşuluyor. Bu sebeple Avrupa Birliği’nin çatışmayı barışçıl bir şekilde sonlandırması birliğin güvenliği açısından önemli.

1969’da Kral İdris’i koltuğundan indirdiği tarihten bu yana ülkeyi yöneten Muammer Kaddafi’nin, ABD ve Fransa’nın öncülüğünde gerçekleşen 2011’in Mart ayındaki NATO müdahalesi sonrasında linç edilerek öldürülmesinin ardından Libya istikrarsızlığa sürüklendi. 7 Temmuz 2012’de yapılan seçimler sonrası Genel Ulusal Kongre’de parçalı bir yapı ortaya çıktı. Merkeziyetçi Ulusal Güçler İttifakı Partisi oyların büyük bir çoğunluğunu elde etmiş, Müslüman Kardeşler (İhvan) bağlantılı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi ikinci gelmişti. Kongredeki İslamcı kanat, şeriat hükümlerini yasalarda dayatmakta ısrarcı olunca, ülke siyaseten parçalandı. Kaddafi’nin devrilmesinde rol alan milis güçleri ise giderek daha parçalı bir yapıya kavuşmuş, kongreyi basmak, başbakanı kaçırmak ve suikastlar dahil türlü eylemler gerçekleştirmeye başlamıştı.

Artan şiddet ortamını bahane eden General Halife Hafter ise Şubat 2014’te Kongre’nin dağılmasına yönelik çağrı yaptı. Kongre ise bunu bir “darbe girişimi” olarak tanımladı. Hafter, aynı yılın mayıs ayında İslamcı milislere karşı ülkenin doğusunda operasyon başlattı. İslamcı Misrata Tugayları Zintan Tugayları’nı yenilgiye uğratarak başkent Trablus’un havalimanını ele geçirdi. Bu olay sonucunda yeni seçilen LTM ülkenin doğusundaki Tobruk şehrine taşınıp Hafter’e desteğini sundu. 2015 yılının başında Trablus’taki ve Tobruk’taki hükümetler bir ateşkes anlaşmasına vardı ve sene sonunda da Fas’ta barış anlaşması imzalayarak UMH kurulmasını kararlaştırdı. BM ve AB, UMH’yi meşru yönetim olarak tanıdı, ancak LTM, UMH’nin “İslamcı teröristlere” sahip çıktığı savıyla 2016 yılında kendisini meşru yönetim olarak ilan etti.

berlin-konferansi-na-giderken-libya-daki-savasi-anlama-rehberi-677002-1.

IŞİD SONRASI HESAPLAŞMA

UMH ve Hafter güçleri geçtiğimiz yıla kadar Derne, Sirte ve Bingazi gibi kentlerdeki cihatçı IŞİD ve Ensar eş-Şeriat gibi örgütleri bitirmekle uğraştı. Ne yerel ne de uluslararası aktörlerin kabul ettiği bu cihatçı örgütler bitirilince UMH ve Hafter arasındaki çekişme doruğa çıktı. Libya çapında yapılacak genel seçimler öncesi elini güçlendirmek isteyen Hafter ve LTM’ye bağlı güçler 4 Nisan 2019’da UMH’nin merkezi olan başkent Trablus’a operasyon başlattı. Libya’nın yaklaşık 6.5 milyon nüfusunun 2.5 milyonun yaşadığı Trablus’a operasyon bütün dünyanın ilgisini tekrar Libya’ya çekti.

SAVAŞAN TARAFLARIN PROFİLİ UMH:

Trablus merkezli UMH’nin başında Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac bulunuyor. Hükmette Müslüman Kardeşler de temsil ediliyor. Libya’nın üç bölgesinden biri olan Trablusgarp bölgesinde hükümetin desteği bulunuyor. Tuareg gibi Berberi aşiretleri, Çad’la Libya sınırı arasındaki Tabu halkı, Osmanlı döneminde Libya’ya göçmüş Çerkes ve Anadolulu aşiretler UMH’yle ittifak halinde. Hükümetin muharip birlikleri Kaddafi karşıtı İslamcı milis güçlerinden oluşuyor.

Destekçileri:

Türkiye-Katar:
Orta Doğu’da İhvancı çizginin destekçileri olarak bilinen Türkiye ve Katar UMH’nin en büyük destekçileri sayılır. UMH’nin İslamcı unsurları da barındırmasından dolayı bu ülkelerin desteklerinin ideolojik olduğu yorumları yapılabilir. Türkiye ve UMH 27 Kasım 2019’da da deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası imzaladı. Bu anlaşma, İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz’deki enerji sahaları üzerinde hak iddia eden Türkiye için diplomatik cephane niteliğinde.

İtalya: AB, UMH’yi resmi Libya hükümeti olarak tanısa da Serrac hükümetiyle en sıkı ilişkilere sahip olan Avrupa devletinin İtalya olduğu gözlemleniyor. Bunun en büyük nedeni de İtalya’nın Afrika’dan gelen göçmenlerin birinci durağı olması. İtalya, UMH’yle ve ona bağlı olan milis güçleriyle olan ilişkilerini iyi tutarak göçmen akınını Libya sahillerinde durdurmayı planlıyor. İtalya, LTM ve Hafter tarafından UMH’ye bağlı milis güçleriyle birlikte çalışmakla suçlanıyor.

HALİFE HAFTER:

Kağıtta Tobruk’taki LTM’ye bağlı olan Hafter, muharip bir derebeyi olarak mevcut Libya siyasetinde göründüğünden büyük bir alan kaplıyor. Libya’nın Sirenayka bölgesinden gelen Arap aşiretlerinin ve Kaddafi yanlılarının desteğini alan Hafter’e ülke dışından gelen milis güçleri ve özel ordular da yardım ediyor. Suudi şeyhi Rabi el-Medhali’nin destekçisi selefi milisler Suudi Arabistan’ın Hafter’e olan desteği olarak yorumlanıyor. Sudan’daki isyancı Darfur Kurtuluş Cephesi de Hafter güçlerine destek sunuyor. Fransız özel kuvvetlerinin ve Rus yönetimine yakın Wagner özel ordusunun Hafter’e destek verdiği de biliniyor.

Destekçileri:

Mısır: 3 Temmuz 2013’teki darbeyle iktidara gelen Abdülfettah es-Sisi yönetimi batısındaki komşu ülke Libya’da İhvancı bir yönetim istemiyor. Paylaştıkları sınır üzerinden Tobruk’taki LTM’ye ve Hafter güçlerine askeri yardım sokarak Libya’ya yönelik BM silah ambargosunu delmekle suçlanıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE): Arap Baharı’ndan sonra İslamcı yönetimlerin baş düşmanı ve Orta Doğu’daki statükoculuğun itici gücü olarak ortaya çıkan BAE, Hafter güçlerine maddi ve askeri yardım sunuyor.

Rusya: 2015’ten beri Mısır üzerinden LUO’ya destek olmak için silah ve savaşçı güç temin etmekle suçlanıyor. Sovyetler Birliği’nin Kaddafi Libyasıyle olan yakın ilişkilerini sürdürmeyi amaçlayıp enerji ve altyapı ihalelerindeki payını korumak istiyor.

Fransa: Kaddafi’nin devrilmesinde öncü ülkelerden biri olan Fransa son dönemlerde Afrika’da iddialı bir dış politika sergiliyor. Kuzey Afrika’nın Sahel bölgesine geçtiğimiz on yıl içinde İslamcı militanlarla mücadele adı altında asker yollayıp bölgedeki ülkelerin yönetiminde söz sahibi olmayı amaçlıyor.

Libya’da da Kaddafi döneminde oldukça faal olan İtalyan petrol şirketi Eni’ye karşı Fransız Total şirketinin önünü açmayı amaçlıyor. Fransız özel kuvvetlerinin Hafter’e destek verdiği biliniyor. 2017’de Fransa Devlet Başkanı olan Macron, Serrac ve Hafter’i buluşturup Hafter’e uluslararası meşruiyet kazandıran ilk liderlerden biri oldu.

berlin-konferansi-na-giderken-libya-daki-savasi-anlama-rehberi-677003-1.

***

Askerlerini eğiteceğiz

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya konulu Berlin zirvesi öncesi Amerikan Politico için bir makale kaleme aldı. ‘Libya’yı bir savaş baronunun insafına terk etmenin tarihi bir hata olacağını’ belirterek “Libya’nın güvenlik güçlerini eğiteceğiz. Libya’da barışa giden yol Türkiye’den geçiyor” dedi. Saray’dan yapılan açıklamada da Erdoğan’ın, zirvede, Libya’da önümüzdeki dönemde barış ve istikrarın süratle tesisi amacıyla atılması gereken adımlar hakkında görüş alışverişinde bulunulacağı kaydedildi.

Uluslararası toplum rol almalı

Libya’daki ateşkesi değerlendiren İtalya Dışişleri Bakanı Di Maio, “Ateşkes ne kadar kırılgan da olsa olumlu bir haber. Çünkü bu, siyasi diyalog için vazgeçilmez bir koşuldur. Düşmanlıkların geçici de olsa durdurulmasını sağlayan Türk-Rus teklifi tabii ki memnuniyetle karşılanmaktadır. Uluslararası toplumun, düşmanlıkların sona ermesini sağlamak ve bu olumlu gelişmeden faydalanmak için birlikte çalışması mühimdir” şeklinde konuştu.

cukurda-defineci-avi-540867-1.