Libya'ya asker gönderilmesinin 18 ay daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, salı günü TBMM Genel Kurulunda  kabul edildi. Libya'da ateşkesin bir türlü tesis edilememesi, siyasi bütünlüğün sağlanamaması ve tek bir hükümet çatısı altında işleyen bir devlet mekanizmasının kurulamaması tezkerenin ana gerekçelerini oluşturuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde belirlenen yol haritası kapsamında, Libya'daki taraflar 2020 yılının sonunda bir araya gelerek 24 Aralık 2021 tarihinde devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması konusunda uzlaşmışlardı.

Seçimlerin Libya'da süregiden iç kargaşaya bir son vereceği düşünülüyordu. 42 yıl süren Muammer Kaddafi iktidarının NATO'nun desteğiyle devrildiği 2011 yılından bu yana, Libya'yı büyük bir kaos esir almış ve ülke bölünmenin eşiğine gelmişti. Dönemin İtalya Başbakanı Berlusconi, Kaddafi’nin ölümü üzerine, “savaş şimdi bitti” yorumunu yapmıştı. Oysa Libya’da savaş yeni başlıyordu.

Seçimler bu yüzden yeni bir milat olarak tasvir ediliyordu. Ancak beklentiler bir türlü gerçekleşmedi. Taraflar Halife Hafter ve Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi gibi tartışmalı isimlerin adaylığı konusunda anlaşmazlığa düşünce, Yüksek Seçim Kurulu da aday listelerini bir türlü açıklayamadı.

Haliyle bu müphem vaziyet, ülkeyi ikiye bölen Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ile Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasındaki iktidar kavgasının yeniden alevlenmesine yol açtı. Seçimlerin belirsizliğe sürüklenmesi üzerine, Tobruk’taki Temsilciler Meclisinin mevcut Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresinin 24 Aralık 2021’de dolduğunu ilan ederek 10 Şubat’ta Fethi Başağa’yı başbakan seçmesi, iktidar kavgasının fitilini ateşledi. Gerekçeye göre Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, görev süresini uzatmak için seçimlere giden yolu kapatıyordu.

Abdulhamid Dibeybe, Temsilciler Meclisinin sahtekârlıkla aldığı kararı tanımadığını belirterek görevinin başında olduğunu ve görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini duyurunca, ateşin dozu daha da yükseldi. Dibeybe’nin Meclisi sahtekârlıkla suçlamasının nedeni, ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Başağa hükümetine güvenoyu verilmiş olmasıydı.

Seçim krizinin derinleşmesi, iç savaş ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan Kuzey Afrika’nın petrol ve doğalgaz zengini ülkesi Libya’yı yeni bir çatışma ortamına sürüklemesi an meselesi. Zira Birleşmiş Milletler gözetiminde faaliyetlerini yürüten Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun Kasım 2020’deki toplantılarında belirlenen yol haritasında geçiş süreci yönetiminin görev süresi 18 ay olarak belirlenmişti.

Dolayısıyla Ulusal Birlik Hükümeti’nin 18 ay olarak belirlenen görev süresi şu günlerde bitmek üzere. Bu nedenle Trablus ile Tobruk arasında silahlı bir iktidar mücadelesi yeniden alevlenebilir. Nitekim Dibeybe, seçimsiz bir şekilde hükümeti devretmeyeceğini yinelerken Başağa da ülkedeki tüm resmi kurumları görev süresi dolmuş hükümete itaat etmemeye davet ediyor. Böylesine ağır bir atmosferde Libya’da barış ve istikrarın tesisini teminen tezkerenin süresinin uzatılması, bu açıdan zamanlaması yerinde bir karardır.