Bütün dünyada korona salgını var, dolar da dünya parası. Ancak sadece bizim ülkemizde “Korona ile dolar yapışık ikiz” oldular.

Koronada ikinci dalga.

Dolarda yeni dalga.

Bizde birlikte patladı.

Avrupa’da sadece korona salgını ikinci dalga uyarıları vermeye başladı. Onların ekonomileri de “korona salgınının yarattığı üretim ve tüketim azalması” durumundan etkilendi ama paraları “bizim TL” kadar perişanlık çekmedi. Dün Türkiye’nin iç döviz piyasaları çok hareketli bir gün yaşadı. Güne sabah 7 lira 5 kuruştan başlayan dolar 7 lira 28 kuruşa kadar çıkarak “tüm zamanların” rekorunu kırdı.

Gözü kör olsun!

Tüm zamanlar.

Acımasız tiranlar.

Önünde sonunda  zaman, acımasız elek. Mutlaka eler. Dolar- döviz- ihracat- üretim- büyüme- dış borç kapatma- swapla yeni dolar bulma işlerini Hazine Bakanı yönetiyormuş gibi bir izlenim var ama “Tek Adam Düzeni” kurulduğu için bu işler Cumhurbaşkanı’na bakıyor.

Onun kafasında ne var?

Döviz işini nasıl çözecek?

Dövizin yenisi gelmiyor.

Turizm yerlerde.

İhracat diplerde.

Yabancılar dolarlarını alıp gidiyorlar. Şirketler de “Dolar aşırı yükseliyor, bu gidişle batarız” korkusuna düştüler, dış borçlarını kapatmayı öne aldılar.

Döviz çok kıymetlendi.

TL sersefil.

Döviz bitti.

Korona ise bitmedi.

★★★

Belli ki, Cumhurbaşkanı’nın kafasında “ekonomiyi içine düştüğü durgunluk ve dövizsiz kalma ağır hastalığından hızla iyileştirme” reçetesi vardı. Bir yandan faizler emirle indirildi, bir yandan şirketlere bol para pompalandı. Öbür yandan Katar ile swap beraberliği kurup, devlet bankalarının elinde aslında kendilerinin olmayan dövizleri çekiç yapıp piyasada yükselen doların başına vurarak indirme; 1 dolar eşittir 6 lira 20 kuruş, bilemedin en fazla 6 lira 30 kuruşta tutma ve dış para babalarına “İşte bakın başardık...” diyebilme vardı.

Kumar oynandı.

Kumar tutmadı.

Döviz rezervi eridi.

Yeni döviz gelemedi.

Bu yüzden dolar dün çıldırdı ve 7 lira 28 kuruşa kadar çıktı.

En alevli konu:

Döviz bitti...

★★★

Bir diğer alevli konu da “koronavirüs salgının” bir yeni dalgaya dönüşerek “Türk hastane sistemini çökertme şiddetinde sarsıntı yaratma” korkusu... Sağlık Bakanı’nın verdiği vaka sayıları ile kentlerde valilerin verdiği vaka sayıları arasında uçurum var.

Burada da mı kumar?

Evet “Hastane sisteminde ve doktorluk bilgisi, birikimi, tecrübesi ve sağlık emekçilerinin fedakarlığı” noktasında Türkiye mukayeseli olarak üstünlüğünü gösterdi, Tayyip Erdoğan yönetiminin yapımına öncelik verdiği hastaneler ve özellikle öncülüğünü Çapa ile Cerrahpaşa hastanelerinin çektiği başarı birleşti, ABD ve İngiltere’nin düştüğü perişanlığa düşmedik.

Ama son tablo:

Vaka sayısını gizleyip ikinci dalganın patlamasını da “Bu milletten adam olmaz, ne mesafeye, ne el yıkamaya, ne de maske takmaya uyuyorlar” diyerek üste çıkma kumarı oynanıyor.

Aslında üçüz oldu.

Korona ikinci dalgası.

Doların alevli yükselişi.

Kumarların bitişi.