Ekonomi Kârlı KOBİ’ler arttı

Kârlı KOBİ’ler arttı

14.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

İSO, KOBİ’lerden oluşan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu açıkladı. 2018’de 500 firmanın 393’ü kâr ederken 2019’da bu sayı 430’a yükseldi.

Kârlı KOBİ’ler arttı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) sanayi kuruluşlarının 2019 yılı verileri üzerinden yaptığı “İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2019” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. 2019’da İSO İkinci 500’ün üretimden satışları yüzde 14.2 artarak 137.5 milyar TL’den 157 milyar TL’ye yükseldi. Bu oran, 2017’deki yüzde 30.9 ve 2018’deki yüzde 27.8’lik artışlarla kıyaslandığında, üretimden satışlardaki büyüme performansının yavaşladığına işaret etti.

Haberin Devamı

Satışlardaki yavaşlama eğilimi, İSO İkinci 500’ün karlılıklarını da olumsuz etkiledi. İSO İkinci 500’de 2018’de 19 milyar TL olan faaliyet karı, geçen yıl yüzde 11.5’lik düşüşle 16.8 milyar TL’ye indi. Buna paralel olarak faaliyet karı oranı da 2018’de yüzde 12.1 iken, 2019’da yüzde 9.4’e geriledi.

Bununla birlikte 2019 yılında İSO İkinci 500 içerisinde kar eden kuruluş sayısı önemli ölçüde artarak 393’ten 430’a yükselirken, zarar eden kuruluş sayısı ise 107’den 70’e geriledi.

İSO İkinci 500’ün bu yılki listesine 104 yeni sanayi kuruluşu girerken, bunlardan 43’ü İSO 500’den İSO İkinci 500’e düşen şirketlerden oluştu. Listeye geçen seneki İSO 1000 dışından giren yeni firma sayısı ise 61 oldu.

Kârlı KOBİ’ler arttı

İş ve aş yarattılar

Haberin Devamı

2019’da İSO İkinci 500’de istihdam yüzde 4.1, ödenen maaş ve ücretler ise yüzde 25.8 arttı. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan şunları söyledi:

KOBİ’lerimiz ihracat, teknoloji ve Ar-Ge’de umut veriyor. İSO İkinci 500’de yer alan şirketlerin ihracatını yüzde 9.4 artırması dikkat çekicidir.

Sanayicilerimiz bugünkü Kovid-19 pandemi koşullarında görüldüğü gibi bir yıl önce de zorluklara rağmen ekonomideki en temel işlevi olan üretmeyi sürdürüp, aş ve iş yaratmayı başararak Türkiye’nin ve Türkiye ekonomisinin yanında olma sorumluluğunu güçlü bir şekilde göstermiştir.”