Koronavirüs salgını döneminde en çok konuşulan ve ihtiyaç duyulan politika uygulamalarından birisi de sosyal politikalar oldu.
Sosyal destek uygulamaları yalnız yoksullar için değil aynı zamanda koronavirüs gibi salgın dönemlerinde parasal desteğe ihtiyaç duyan birçok kesim için yani bir gelire sahip olup gelir kaybına uğrayan, kayıt dışı çalışıp geliri olmayanlar için de önemli bir ihtiyaç. Bu süreçte sosyal destek uygulamalarının önemini yaşayarak tecrübe etmiş olduk.
Sosyal yardımlar için ayrılan kaynakların miktarı sınırsız değildir. Bu nedenle mevcut kaynakların ihtiyacı olan hedef kitleye ulaştırılması ne kadar önemliyse koronavirüs gibi konjonktürel dönemlerde meydana gelen sosyal yardım ve destek ihtiyacının karşılanması da oldukça önemlidir.
Bu nedenle yeni dönemde sosyal politikaların birçok açıdan yeniden dizaynı daha önemli bir hale geliyor.
Sosyal politikalarda hedeflenen kesimlerin kapsamı yani farklı kesimlerin hedeflenmesi önemli olduğu kadar, sosyal yardımları veren kurum ve kuruluşların belirlenmesi ve dolayısıyla sosyal yardımlarda mükerrerliğin ortadan kalkması da daha önemli hale gelmektedir.
Koronavirüs döneminde sosyal yardım veren belediyeler ile kurumlar arasında yaşanan yoğun tartışmalar, bu alanda düzenlemelerin yapılmasını zorunlu hale getiriyor.
Halihazırda sosyal yardımların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bünyesinde Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nün Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) üzerinden yapılması temel öncelik olmuştur. Bu sistem açıkçası tüm kamu kurumlarının birbirinden habersiz verdikleri yardımlarda mükerrerliğin önüne geçeceği gibi, yoksul ve ihtiyacı olan kişilere kamu eliyle ulaşılmasına da imkan verecektir.
Diğer yandan, belediyelerin de bu sosyal yardım sistemi içerisine alınması, yardımlarda mükerrerliğin ortadan kaldırılması, somut ve objektif kriterlerin kullanılması sosyal yardımlarda hedeflenen amaca ulaşmasını kolaylaştıracağı gibi toplumda oluşacak sosyal riskin azaltılmasına da önemli ölçüde katkı yapacaktır.
Hatta sosyal yardımlarda önemli bir aktör olan STK’ların da sosyal yardım verirken belki bu sistemin içinde olmasalar da mevcut veri tabanındaki kişilere sosyal yardımın yapılması hedeflenen yoksul ve ihtiyacı olan kesimlere ulaşılmasını sağlayacağı açıktır.
En önemlisi de tüm sosyal yardım veren kurum ve kuruluşların bütünleşik sosyal yardım sistemi içerisine alınması, sosyal koruma harcamaları içerisinde yer alan sosyal yardım, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik için ne kadarlık bir harcamanın yapıldığını görünür kılarak sonraki dönemler için politika geliştirmek için önemli bir yol gösterici olacaktır.
Sosyal politikalarda çok farklı yardım gruplarının olması ve duruma göre yeni sosyal politika uygulamaları ve farklı kesimlerin farklı taleplerini karşılayan yeni bir sosyal politika modelini zorunlu hale getirmektedir. Buradan sıklıkla dile getirdiğimiz sosyal yardımların talep üzerine değil arz bazlı olması, büyük önem taşıyor
Türkiye’nin gündeminde önemli bir yeri olan ve giderek artan önemi dolayısıyla artık kurumsal hale gelen sosyal politikalarda değişim ve dönüşümün tam zamanı.
