29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Koronavirüs ‘kral çıplak’ dedi

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

Son verilere göre koronavirüs salgının merkezi Avrupa’dan ABD’ye kaydı. ABD’de vaka sayısı İtalya ve Çin’i geride bıraktı; Perşembe günü itibariyle İtalya 80 bin 539, Çin 81 bin 285 ve ABD 81 bin 321. Rakamlar saat saat, gün gün değiştiği için rakam verirken günü de belirtmek zorunda kalıyoruz.

Artık koronavirüs pandemisinin merkezi Batı! Ve Batı bu dünya çapındaki bu krize karşı kendi arasında ortak bir tavır ve çözümler geliştiremiyor. Sorun sadece sağlık sorunu olmanın ötesinde boyutlar taşıyor.

AB’NİN GELECEĞİ TEHLİKEDE

AB üyesi ülkelerin liderlerinin perşembe günü video konferansla yaptığı toplantıda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “Avrupa projesinin tehlike altında olduğunu” ve “Schengen'in ölümü ile” karşı karşıya olduklarını ifade etti.

Yaşamın ve üretimin durduğu, ekonominin ve sağlık sisteminin çöktüğü İtalya ve İspanya’ya AB ülkelerinden destek gelmedi. Virüsten yaşamını yitirenlerin sayısı İtalya’da 8 bini, İspanya’da 4 bini geçti. İtalya’nın kriz sonrası avrodan çıkacağı bile tartışılıyor. Böyle bir olasılık diğer AB ülkelerinde domino etkisi yapacağını ve AB’nin Brexit’le girdiği dağılma sürecinin hızlanacağı değerlendirmeleri yapılıyor.

Salgın öncesi ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşayan Yunanistan, İspanya, İtalya ve hatta Fransa gibi Güney Avrupa ülkelerinin ekonomileri bugün bir çöküşü yaşıyor. Bu ülkeler, koronavirüs krizinden etkilenen AB ekonomisinin toparlanmasının finansmanı için ortak borçlanma kağıdı ihracı önerisi getirdiler. Almanya ise bu öneriye karşı çıkarak, Euro Bölgesi'nin kurtarma fonu ESM'nin üye ülkelere ekonomik büyüklüklerinin yüzde 2'si kadar kredi hattı oluşturmasını gündeme getirdi. Bu öneriye de Hollanda Başbakanı Mark Rutte karşı çıkarak, ESM'nin "başvurulacak son çare" olduğunu ifade ederek “ortak borçlanmaya destek vermediklerini” söyledi.

Virüs öylesine yayıldı ve can almaya başladı ki, AB ülkeleri kendi arasında korunma maskelerini bile paylaşmadı.

Fransız Ekonomist Nicolas Baverez, “Demokrasiler bu belayı hafife aldılar; Asya ile sınırlı kalacağı yanılsaması içine düştüler… Avrupa bir kez daha güçsüzlüğünü ve bölünmüşlüğünü gösterdi. Hazır değillerdi, bu da malzeme, koruyucu ekipman ve ilaç eksikliğine neden oldu. İtalya’ya, özellikle de tarama kitlerinin gönderilmesine yönelik destek eksikliği dayanışmanın olmadığını gösterdi. Ekonomik alanda olduğu gibi sağlık alanında da ne bir liderlik ne de bir strateji var” değerlendirmesini yapıyor. Tarih profesörü Edouard Husson ise “Gerçekten de Avrupa Birliği'nin sonuna tanıklık ediyoruz” diyor.

FELAKETİ YAŞIYORLARDI

Küreselleşmeci neoliberal politikaların merkezi olan Batı, yani ABD ve Avrupa zaten bir sosyo-ekonomik kriz içinde debelenip duruyordu. Gözlerini kâr hırsı bürümüş uluslararası tekeller ve onların sözcüleri konumundaki devlet başkanları için halkın sosyal durumunun, sağlık ihtiyaçlarının genel olarak halkın refahının hiçbir anlamı yoktu.

Jean-Paul Foscarvel agoravox.fr’de “Fransa, Avrupa ve Batı dünyasının genel durumu bu felaketten önce de felaketi yaşıyordu” diyor. Ve felaket öncesi durumu şöyle betimliyor: “Borçların patlaması, ticaret patlaması ve aynı zamanda nüfusun yaygın olarak yoksullaşması, yoğun özelleştirmeler, eğitimin yıkılması, sağlık, adalet, ulaşım sistemlerinin çökmesi, çalışma hakkının yok edilmesi, emeklilik hakkı, uyarı hakkı vb. Yaşanan bir anti sosyal yıkımdı”. Foscarvel’e göre “Zaten krizde olan turbo kapitalist sistem, liberal model, virüs ile birlikte bozuldu”.

BATI’DA DEVLETLER VATANDAŞINI TERK ETTİ

Sosyolog Eva Illouz nouvelobs.com’da “Koronavirüs salgınının sadece dünya çapında bir olay olması veya çok hızlı bir şekilde yayılması değil aynı zamanda iktidarlarımızın, kurumlarımızın birkaç hafta içinde bu salgın karşısında diz çökmesi ve pes etmesini de ortaya çıkardığını” ifade ediyor. Eva Illouz, devletin vatandaşını terk ettiğini söylüyor. Halbuki diyor devlet vatandaşın güvenliğini, eğitimi ve sağlığını korumaktan sorumluydu. Peki ne oldu? Devlet vatandaşından giderek uzaklaştı. Bugün, Koronavirüs salgını da gösterdi ki “Devlet, yine, bu kadar büyük ölçekte krizlerle başa çıkabilen tek varlık olduğunu kanıtlamıştır. Neoliberalizmin sahteliği ortaya çıkmıştır; bu yüksek sesle ifade edilmelidir. Tüm ekonomik oyuncuların sadece ceplerini doldurma dönemi sona ermiştir. Kamu yararı bir kez daha kamu politikalarının önceliği haline gelmelidir. Pazarın insan faaliyetleri için olası bir çerçeve olarak kalmasını istiyorlarsa şirketler bu kamu yararına katkıda bulunmalıdır.” (*) Sağlık çalışanlarının sayısını azaltan, hastanelerin bakımını yapmayan, gerekli araç gereçleri karşılamayan Fransız hükümetleri, şimdi günah çıkarıyorlar. Macron kalkmış kriz sonrası “hastanelere yönelik kapsamlı bir yatırım planı yapacaklarını” söylüyor. Devlet baba harekete geçmezse ortada devlet diye bir şey de kalmayacak.

(*) “Avrupa Birliği geleceğini tartışıyor” başlıklı yazım için bkz.

https://teoridergisi.com/avrupa-birligi-

gelecegini-tartisiyor?fbclid=IwAR3kt8tTIlW6ajUIyj88Ff9KVMwGbD5ybKKLDVOLWRO9urkkDsfy9SqXeCI