Koronavirüs gıda yoluyla bulaşır mı? | Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık değerlendirdi

Koronavirüsü gıda üzerinden bize bulaşır mı? Deterjanla gıdaları yıkamak doğru mu? Tükettiğimiz gıdalar yeteri kadar temiz mi? Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, Gündem Özel'de değerlendirdi.

03 Nisan 2020 14:40
Paylaş

Koronavirüse dair yapılan öneriler kimi zaman tehlikeli sonuçlara neden olabiliyor. Kimyasal dezenfekte ürünlerinin gıdalarda kullanılmasına dair öneriler gerçeği yansıtıyor mu? Meyve ve sebzeleri detarjanla yıkamak doğru mu? Market alışverişlerinde nelere dikkat edilmeli?

Koronavirüsün gıdalarla ilişkisini Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.

En çok tedirginlik yaratan ve merak edilen “Koronavirüs gıdalarla bulaşıyor mu” sorusuna yanıt veren Şık, “Covid-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüsünün gıdalarla geçtiğine dair elimizde somut bir kanıt yok” dedi.

Koronavürüs krizinin devam edeceğini belirten Bülent Şık, “Bir yandan gündelik hayatı devam ettirmek gerekiyor bir yandan da önlemler almak gerekiyor” uyarısında bulundu.

En önemli önlemlerin başında gelen gıda güvenliği ile ilgili konuşan Şık, koronavirüsün gıdalarla bulaşıp bulaşmadığı sorusunu şöyle yanıtladı: “Her yıl grip salgını olur ama bu grip salgınlarında, ‘Acaba gıdalarla grip bulaşır mı’ diye bir endişe pek taşınmadı. Covid-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüsünün gıdalarla geçtiğine dair elimizde somut bir kanıt yok. Enfekte olduğumuzda, ortamdan, karşı karşıya olduğumuz kişilerden yani olağan bulaşma yollarıyla bu virüsü almış oluyoruz. Özellikle de solunum yoluyla. Virüs damlacıklarının yüzeylere yapışması o yüzeylerde bir süre canlı kalması gibi yayımlar var, bununla ilgili uyarılar var. Gıdalara bulaşmış bir virüsün bünyeye girip hastalığa yol açma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor.”

“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE TABLO AĞIRLAŞACAK”

Koronavirüse karşı alınan önlemlerden birisi olan ‘evde kalın’ çağrılarını değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Şık, “Evlerde kalın uyarıları yapılıyor uzun zamandır ama bu yeterli olmadı. Bu konuda çok aksayan yan var. Daha katı daha işe yarar önlemler alınabilirdi. İnsanların ekonomik kayıplarını güvence altına alıp (gerek çalışmayan kesim gerek çalışan kesim) evde kalmaları sağlanabilirdi” dedi.

Sağlık çalışanlarıyla ilgili yeterli koruyucu önlemlerin hâlâ alınamadığını hatırlatan Şık, “Tüm bunlar önümüzdeki süreçte tabloyu ağırlaştıracak. Asıl kaygılanmamız gereken bunlar” ifadelerini kullandı.

“Koronavirüs kutudan bulaşıyor mu, yüzeyden bulaşıyor mu” sorularının gerçek sorunlardan uzaklaştırdığı görüşünü paylaştı. Bu kaygıların da haklı olduğunu ancak alınacak basit önlemlerle sorunun önüne geçilebileceğini söyledi. Şık, “Evet çok düşük de olsa bulaşma ihtimali var. Ama o ihtimali engellemek için bir takım önlemler alınıyor. Ellerimizi sabunla yıkamak örneğin. Virüs sabun ve suya karşı çok dayanıksız. Basit bir formu var. Sabun o formu çözüp parçalıyor. Fiziki mesafeyi korumak gerekiyor, en az 1,5 metre olmalı. Bu önlemleri hem kendimizi korumak için almalıyız, hem de bu hastalığın ağır seyrettiği risk grubunda olan insanları korumak için almalıyız. Gıdalar temel bir bulaşma yolu değil bu hastalıkta” dedi.

“KORONAVİRÜSÜN GIDALARLA BULAŞTIĞINA DAİR KANIT YOK”

2003’teki kuş gribi SARS salgını, 2012’deki MERS diye bilinen salgınları da hatırlatan Bülent Şık, “Şu anki salgınla geçmişteki salgınlara yol açan virüsle aynı aile. Aynı benzer form, aynı genetik özelliklere sahip bir virüsün yol açtığı salgın. Gerek dünya sağlık örgütü, Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı, Amerika’da salgın hastalıkları önleme merkezi gibi dünyada önemli olan kurumlar yine akademik yayınlardan bu virüsün gıdalarla geçtiğine ve hastalığa neden olduğuna ilişkin bir kanıt elde edilemediğini vurgulayalım. Elde bir kanıt olsaydı ya da bu hastalık gıdalarla bulaşıyor olsaydı inanın çok daha fazla yayılır ve enfekte etme durumu olurdu. Evet ihtimal var. Bütünüyle göz ardı edilemez. Ama bu ihtimal küçük ve önlemlerle bu ihtimal bertaraf edilebilir” ifadelerini kullandı.

“Gıdaları satın almak durumundayız” diyen Şık, alışveriş için dışarı çıkıldığında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

  • “Eskisi gibi sık aralıklarla değil, daha seyrek aralıklarla pazar market gibi gıda alışverişi yaptığımız yerlere gitmeliyiz.
  • Gittiğimizde en azından 1 hafta 10 günlük alışverişimizi yaparak çıkmalıyız.
  • Market, pazar gibi ortamlarda olabildiğince az vakit geçirelim.
  • Mümkünse ağızımızı kapatalım. Maske olabilir. Maske yoksa herhangi bir örtü, maske gibi bağlanan bir eşarp olur.
  • Aksırmadan, tıksırmadan, ellerimizi çok fazla yere değdirmeden çekinelim.
  • Gıda maddelerini eskisi gibi hangisi taze diye yoklamadan, gözle seçmelim.”

Gıda maddelerinin taşındığı poşetlerin tehlikesi konusunda, “Çeşitli poşet ya da benzeri ambalajlarda aksırma tıksırma sonucu virüs bulaşmış olabilir, bu mümkün. Ama gıdaların yüzeyinde veya başka bir nesnenin üzerinde virüsler çoğalamaz” dedi. Çok kaygı içinde olan insanların kaygılarını gidermek için, poşetin evin boş bir köşesine koyulabileceğini ve tamamen kapalı ambalajların temiz bezle silinebileceğini dile getirdi.

“GIDA MADDELERİNİN KESİNLİKLE KİMYASALLA TEMAS ETMEMESİ GEREKİYOR”

Gıdaların sabun ya da benzeri maddelerle yıkanıp yıkanamayacağı sorusuna Yrd. Doç. Dr. Şık şu yanıtı verdi:

“Gıda maddesine kesinlikle kimyasal temas etmemesi gerekiyor. Mutfağa girdiğimizde kendi kişisel hijyenimizi sağlayacağız. Ellerimizi sabunlu suyla yıkayacağız. Gıda maddelerinin sabun, deterjan, alkol, bazı hipokloritli (Sodyum hipoklorit, bir tür tuzdur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır.) çözeltilerle temas etmesi, yıkanması kesinlikle yapılmamalı.”

Şık bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Gıda maddeleri herhangi bir kimyasal maddeyi bünyesine emebilir. Bir başka problem, gıda maddelerinin bazıları girintili çıkıntılıdır. Yüzeyinde boşluklar vardır. O boşluklar dolar. Siz ne kadar durulama yapsanız da o maddeleri tamamen gideremezsiniz.”

“Gıda maddelerini bol suyla yıkayalım, tercihen akar suda yıkayalım. İş bittikten sonra da yine ellerimizi yıkayalım. Gıda maddelerini hazırlarken ortalığı olabildiğince kirli bırakmayalım” diyen Şık, “Bunlar aynı zamanda bakteriyel enfeksiyonlar için de çok büyük sorundur” uyarısında bulundu.

Evdeki temizliğin de yüksek seviyeye çıktığını hatırlatan Şık, “Temizlik kimyasalları yakıcı, zehirleyici özellikle ağız yutak solunum borusu, yemek borusu gibi çok hassas organlarımıza ciddi zarar verme potansiyeli olan kimyasallardır. Bunları kesinlikle açıkta bırakmayalım. Bu çocuk sağlığı için çok önemli” dedi.

“Sosyal medyada çok rast geliyoruz. ‘Herhangi bir hipokloritli çözeltiyi bir yemek kaşığı alın bir litre suya karıştırın. Sonra içinde gıdayı yıkayın’ diye anlatıyorlar” diyen Şık, “Piyasada satılan bu tip yüzlerce çeşit ürün var. İçeriği hepsinin aynı değil. İçerisinde temizleme dezenfekte etme işlemini yapan kimyasal madde aynı oranlarda değil. Dolayısıyla standart uygulanabilir bir şey değil bu. Yöntem olarak bundan kaçının. Zarar görme ihtimalini daha artıran bir iş yapmış olunur. Kimyasal her zaman olduğu gibi yüzey, alet ekipman, tencere tava onların temizliğinde kullanılsın” önerisinde bulundu.

“MEDYA SAĞLIKLI BESLENMEYİ BİREYSEL TERCİHLERE İNDİRGEYEN DİL KULLANIYOR”

Siyasal iktidarın, toplumu, “Evde kalabilenler ve ekmeğini kazanmak zorunda olup evde kalamayanlar” olarak bir ikilem içinde bıraktığını söyleyen Şık, “Milyonlarca insandan söz ediyoruz. İş durmadı Türkiye’de. Evde kalabilenler kaldı. Bir takım sektörlerdeki personel sayısı azaltıldı. Özellikle kamu sektöründe ama özel sektörde böyle bir girişim yok. İnsanlara gelir desteği sağlanıp evde kalmaları sağlanabilirdi. Bu büyük bir eksiklik” dedi.

Şık, güvenli ve sağlıklı beslenmeyle ilgili, “Medyanın yaygın bir dili var. Sadece korona salgını ile ilgili değil. Genel olarak sağlıklı beslenme dediğimiz olguyu tamamiyle bireysel tercihlere indirgeyen bir medya söylemi var. Bu son derece kusurlu. Herkesin eşit şansa ve eşit insanlara sahip olduğunu var saymak gibi son derece tuhaf akla mantığa uymayan bir varsayımdan yola çıkıyor ama öyle değil” dedi.

“Sağlıklı beslenmek bir kamusal politikadır” diyen Şık, “Herkes aynı şeyi yemiyor. Herkes aynı şekilde beslenemiyor. On yıllardır yüz yıllardır durum böyle. Sağlık Bakanlığının, Tarım Bakanlığının hatta Çevre Bakanlığının ortaklaşa yapması gereken bir şey. Ama bu konuda Türkiye’de çok büyük zaaflar var” ifadelerini kullandı.

“KANAL İSTANBUL GIDA GÜVENLİĞİ AÇISINDAN TÜRKİYE’Yİ DERİNDEN ETKİLEYECEK”

Kanal İstanbul projesinin ilk ihalesinin yapılmış olmasını da eleştiren Şık, “Kanal İstanbul sadece Marmara Bölgesini değil Türkiye’deki bütün ekosistemi gıda güvenliği açısından derinden etkileyecek bir proje. Sorun yaratan her türlü etkenin hem içinde olduğumuz toplumsal hayatla hem de yaşadığımız coğrafi bölgedeki ekosistemi, ekocoğrafyayı yani ekolojiyi nasıl tahrip ettiğinizle ya da etmediğinizle çok yakından bağlantısı var” dedi.

“GIDA TEMİNİYLE DE İLGİLİ SORUNLAR YAŞANACAK”

Bülent Şık, Türkiye’de sorunun sadece gıda güvenliği açısından değil, yeterli gıda teminiyle ilgili de önümüzdeki aylarda ciddi sorunlar yaşanacağını söyledi. Şık, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Nisan ayı içerisindeyiz ve yazlık sebzelerin ekim ayı. Genel bir karantina uygulaması var. Mevsimlik işçilerin gelip buralarda tarımsal işlerde çalıştıkları bir dönem ama seyahat kısıtlamaları var. Dolayısıyla çok ciddi aksamalar var bu işlerde. Bununla ilgili herhangi bir önlem, açıklama yok. Türkiye çok önemli bir gıda ithalatçısı haline geldi, ne yazık ki. Dışardan gıda ithal edemezsek beslenemiyoruz yeterince. Milyonlarca ton tahıl ithalatı yapıyoruz. Bu konuda Türkiye’nin başvurduğu Rusya tahıl ithalatına çeşitli kısıtlamalar getirdi ve bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Önümüzdeki yaz mevsiminde ya da daha sonrasında bu krizin başka krizlere yol açma ihtimali son derece yüksek. Bu konuda sadece siyasal iktidara değil, muhalefet partilerine çeşitli sivil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine bu konuda sorumluluk düşüyor.”

Reklam
ÖNCEKİ HABER

7 Haziran'da yapılacak LGS için kılavuz yayımlandı

SONRAKİ HABER

Genel-İş 2 No’lu Şube ile Gaziemir Belediyesi arasında TİS imzalandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa