Korona bir alt üst oluş çağının kapısını açtı!

ABD emperyalizminin en üst düzey yöneticisi olan Trump bir kez daha atıp tutturamadı. Hatırlarsanız, iki ay kadar önce Çin’den başlayıp yayılan yeni koronavirüs salgını için “Havalar ısınınca Nisan’da geçer” demişti.

Şimdi ABD’nin pandeminin yeni merkez üssü olduğu söyleniyor.

Ama Trump atmaya devam etti. Aşağıdaki grafik 20 Şubat ile 11 Mart arasında ABD’deki vaka sayısının roket hızıyla artışını ve Trump’ın konuyla ilgili demeçlerini veriyor.

Şimdi ise durum korkunç. Ülkedeki vaka sayısı 70 bini geçti.

Nisan ayının ortasında her gün 2 bin civarında kişinin yaşamını yitirebileceği ve toplam ölü sayısının ABD’de 80 bini geçebileceği tahmin ediliyor.

Biz bu tabloyu önceden tahmin edebilir miydik?

Evet, edebilirdik. Böylesine bir salgına, bir ülkenin dayanıklı olması için ya sosyalist olması, ya da kamucu devlet örgütlenmesini henüz terk etmemiş olması gerekiyor.

Salgın piyasanın ve sermaye iktidarlarının nasıl emekçi halkı koruyamayacağını, halk sağlığında nasıl doldurulması mümkün olmayan boşluklar bıraktığını çok iyi gösterdi (ABD diye konuşuyoruz ama siz örneğin, Türkiye diye de okuyabilirsiniz).

ABD dünya emperyalist sisteminde tam bir uç örnekti. Dünyaya “demokrasi” taşıyacağını söyleye dursun, tam anlamıyla kendisi bir sermaye diktatörlüğüydü.

Bunu sadece işçi sınıfının tepesine binerek gerçekleştirmedi, dünya sömürüsünden aldığı payın bir kısmıyla geniş bir “orta sınıf” yaratmayı başararak da yapmıştı.

Uzun süredir emekçileri de içeren bu “orta sınıf” çözüldü, ABD geniş bir asgari ücretle çalışan işçiler dünyası haline geldi.

Şu hale bakın, işsizlik maaşı talebinde bulunan emekçi sayısı 300 bine yakınken, pandemi ile birlikte bu sayıya 3 milyon kişi eklenmiş. İşsizlik oranının iyi ihtimalle 2008 krizinde bile görülmeyen bir rakam olan %13’lere çıkacağı söyleniyor.

Kaldı ki ABD’de fabrikalar kapanmadı henüz.

ABD gücünün doruğuna ulaştığı 2. Dünya Savaşı yıllarının sonunda her gün bir savaş gemisini denize indirecek kapasiteye kavuşmuştu.

Şimdi ise acıklı bir durum var:

En çok vakanın görüldüğü New York Valisi “30 bin solunum cihazı gerektiren hasta var, bana 400 tane göndermişsiniz, bari kimin öleceğini siz seçin” diye isyan etti.

Emperyalizmle ilişkisini bir kenara bırakalım, ama Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bir pandemide önemli işlevleri bulunur. ABD’nin ise ödemesi gereken yıllık ödentiyi DSÖ’ye vermediği ortaya çıktı.

ABD emperyalizmin patronluğu iddiasını bu şekilde sürdürülebilir mi?

Bu arada salgını kendi ülkesinde sınırlandıran Çin zor durumda olan diğer dünya ülkelerine malzeme yardımı yapıyor, salgını uluslararası bağlarını güçlendirmek için kullanıyor.

Birbirinden malzeme çalan AB ülkelerini ise dile bile getirmiyoruz burada.

Pandemi sonrası kimse sakin bir dünya beklemesin! Emperyalist zincirde yeni zaaflar ve kuvvetli yanlar ortaya çıkacak, gerilim yükselecek. Sorunları savaşla çözme eğilimleri, otoriter rejimlerin olasılığı artacak.

ABD bunun sinyallerini veriyor ve örneğin Venezuela yöneticilerini uyuşturucu ticareti ile suçlayarak yeni bir saldırı başlattı.

Şimdiden tarihsel bir dönemlendirme yapmak doğru değil, ama dünyanın yeni koronavirüs pandemisi ile bir alt üst çağına girdiğini söyleyebiliriz.

Bu çağa damgasını kesinlikle vuracak şey sosyalizme geçiştir.

Unutmayın, evde otursanız bile saflara katılmak için yapabileceğiniz şeyler var!