Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sinir krizli, kalp krizli deli maça, Beşiktaş yedek kulübesi gülerek, Fenerbahçe kulübesi somurtarak başladı.

        Beşiktaş 2,5 dakika ev sahibi gibiydi. Sonra ev sahibi ortaya çıktı. Savunmasını ileri çıkarıp çoğaldı. Üç korneri buldu, belli penaltı da gelecekti. 13. dakika iki takımın 6 korneri olmuştu. Fenerbahçe ağır basıyordu. Orta sahada kalabalıktı. Hakem o üstünlüğü teslim etti! Kontrolsüz Gary Medel, kontrollü Ali Bedel!

        Maç sık sık Ali Pala’nın çiftliği formatını aldı. Bir hakem maçtan önce maçın önüne çıkmışsa, iyi niyetli bile olsa maçın üstüne çıkar!

        ***

        Sezar’ın hakkı Kocaman’a: Fenerbahçe Beşiktaş’ın yolunu tıkamakta mahirdi. Beşiktaş ise Kadıköy’de yolunu bir türlü bulamamakta!

        Quaresma o yüzden gerildi, yay oldu. Hakemin oku hazırdı.

        En iyi zamanında dahi Beşiktaş’ın Kadıköy stresi, travması, eksik kalma kararlılığı inanılır gibi değil.

        Cenk o stresi kıracak çalımı attığında, Neto çelmeyi atıp sahadaki Portekizliler’i daha da azalttı. Hakem o kırmızı kartla nefes aldı!

        60’ıncı dakika, Negredo’nun girmesiyle Beşiktaş’ın 5’te birinin santrfor olduğu an. O andan itibaren üstünlüğü ele alır gibi oldu Beşiktaş. Tek kaleye döndürdü bir süre. Cenk kafayı vurduğunda, Volkan Demirel haftaya da yedeğe çıktı!

        Ali Bey, bu kez Şenol Güneş’i yakaladı. Medel’in kırmızılık hareketini kaçırdı. Ceza sahasında Hasan Ali’nin Cenk’in aşiline basışını da...

        Artık kaçırıyor mu, bazı şeyleri görmek, bazılarını görmemek mi istiyor, o kendi vicdanı!

        Beşiktaşlı İsmail, Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeli Lens, Beşiktaş’a girdiğinde...

        Ozan Tufan olağanüstü kişisel tarihine, anormal bir golü kaçırma becerisi de ekledi.

        Hakem maçın yıldızı olmakta kararlıydı; az önce elle oynayan Janssen’e göstermediği kartı Atiba’ya penaltıyla göstererek! Bir de Negredo’yu ofsaytta görerek!

        Fenerbahçe maçı bir adım önde hak etti; hakem o adımı 9.15’le adımladı!

        Babel ile Tolgay dövüşecek hale gelmişse, belli ki Beşiktaş da Kadıköy’e sinirli gelmiş zaten!

        ***

        Çamurdan fırlayan, çamura uçan kalecileri, çamurdan ağırlaşmış krampon ve tozlukları, rengi görünmeyen formaları severek büyümüşseniz, önce futbolu seviyorsunuz.

        Biz ona “Hatice” diyelim. Neticeyi de elbet çok severdik ama biz Hatice’yi karşılıksız severek büyümüşüz. O yüzden o Kara Sevdamız içine, bizimkisi dışında, başka başka renklerden takımların muhteşem oyunları, harika oyuncuları da sızardı.

        Hatice tek kostümle yetinemeyecek kadar büyük bir futbol aşkıydı. O yüzden o kuşaklar, boylarını aşsa da bir sürü başka hayal de kurdular. Büyük hikayeler için kuşak kuşak, neticesiz Haticelere sarıldılar.

        Futbolu nasıl seviyorsan, hayatı, bir kadını, bir erkeği, hayallerini, bir şarkıyı, bir filmi de öyle sevmişsindir. Sevgi zannettiğin şeyin çoğu zaman nefretlerle bezenmesi işte!

        Futbolu seviyorsan, ulan futbol oynayan ve seven başkalarından nasıl nefret edersin!

        Diğer Yazılar