‘Kitap yakan tamam da, kitap yırtan nasıl oluyor?’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Bu meseleye birkaç defa şahit olmuşluğum vardır.

En son bir matbaacı arkadaşla sohbet ederken konusu açıldı.

Bir belediyeden bir kamyon dolusu cilt cilt kitaplar geldi.

‘Ne olacak bu kitaplar’ diye sordum;

‘Bu kitapların önsözleri değiştirilecek, yeni bir önsöz bastırılıp, çıkan önsözün yerine konulacak.’

Anlatması kolay iş şöyle olacak;

Bir kamyon dolusu, çeşitli çap, ebat ve ağırlıkta belediyenin kültür yayınları arasında çıkan kitaplarda, seçimi kaybeden veyahut yeniden aday gösterilmeyen belediye başkanının önsözü olduğu için yeni başkan tarafından vatandaşa dağıtılması uygun bulunmamıştır.

Kitapların ciltleri tek tek sökülecek, önsöz sayfası alınacak, yeni başkanımız tarafından her kitap türü için ayrı yarı yazılan yeni önsözler, ayrı yarı bastırılarak, her bir kitap türüne ayrı yarı konularak sökülen bütün kitaplar yeniden ciltlenerek dağıtıma hazır hale getirilecek.

Bir kitabı en bastan hazırlayıp bastırmaktan daha külfetli, daha maliyetli ve daha fazla zaman alacak bu işi neden yaptırıyor yeni belediye başkanı?

Kabul, çöpe atmaktan daha makul bir çözüm…

Ve fakat çöpe atılan kitap dağları daha büyük felaketlere sebebiyet verebilir.

Geri yakmak kalıyor çare olarak, ona da gönül razı değil…

Moğollardan bu yana buna tevessül eden olmadı, ihtilal idarecileri haricinde.

Kendi partisinin eski belediye başkanı tekrar aday gösterilmeyen yeni belediye başkanı, önceki belediye başkanı tarafından hazırlanmış kitapları dağıtmak istemiyor.

Niye?

Çünkü o kitaplarda önceki belediye başkanının resimli önsözü var.

Ne olacak şimdi bu depolar dolusu koli koli kitap.

Matbaada bastırılıp yerlerine dikelecek; önsözler sökülecek, önsözler dizilecek…

Her biri ayrı bir dert, her biri ayrı bir masraf ve her biri ayrı bir zaman…

Haydi, belki şunu anlayabiliriz;

Belediyeyi başka partiden almışsındır, eldeki kitaplarda başka partinin, önceki belediye başkanının resimli önsözleri vardır.

Zihniyet farkı; bunun dağıttırmazsın, bu anlaşılabilir…

Peki, aynı partiden şu eski, bu yeni belediye başkanın bir birlerine kitap yırttıracak dereceye varan husumetini nasıl anlayabilelim?

Nihayetinden aynı parti; devam eden bir zihniyet ve devam eden bir hizmet var.

Değil mi?

Bu dağıtılacak kitapları eski başkanın propaganda aracı mesabesinde değerlendirmenin, işi o seviyeye indirmenin manası yok.

Madem halka dağıtımını çok mahzurlu buluyorsun, kütüphanelere verirsin, kültür yayınlarından milleti de faydalandırmış olursun.

Böylelikle, ne zaman dağıtılmış olduğunun da pek bir hükmü önemi kalmamış olur.

Makamlar gelip geçici, halka ve halkın kültürüne yapılan hizmeti, kim yaparsa yapsın takdir edecek ve kimin yaptığından evvel, esere kıymet verecek olgunluğa ulaşamıyorsak,

Ya nice belediye reisliği?