"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıpırtılar

Havva KÜÇÜK KONUR
09 Aralık 2018, Pazar
Niyedir bu hüzün, mum ışıklarındaki? Nedendir ağarmayan ufuklar, gecedeki koyu karanlık?

Her hadise bir varoluşun sancısını çekiyor, amenna! Ama okuyamamak olayları, yaşanılanları yorumlayamamak, ne yaman çelişki Yâ Rabbi!

Bunca çığlığın içinde sağır olan kulaklar... Bu kadar ağır hadiselerin önünden, görmeden geçen gözler. Sessiz bir girdapta kaybolan hüzn-ü elîm. Bu diller, bu yürekler hakkı haykırmalıydı oysa. Bu bilinç kuşatmalıydı herkesi. Olmadı. Acıya verdiğimiz tepkisizlik, hissizliğe dönüştü. Edilgenleşen toplum, kendi kolu koparılırken hiçbir şey hissetmiyor artık.

Keşke zararımız sadece maddî boyutta kalsaydı. Bir şekilde telâfisi olur, giden yerine gelirdi. Ama manevî uçurum o kadar derin ki.. Gittikçe daha da yoğunlaşıyor, derinleşiyor, genişliyor. Hâle hükmedemeyenler, istikbâli kuşatıyor. 

Şimdi’ye sözü geçmeyenler, geleceği tekelleştiriyor. Hakikatin zengin dünyası konuşulmuyor artık. İnsanî ilişkilerdeki sıcaklık, yerini tereddüt bulutlarına bıraktı. Kimse durduğu yerin oynamayacağından emin değil. Toplumun uçurumu korkutucu boyutlara uzanmak üzere. Ama çare adına üretilen çareler, neredeyse sadece çaresizlik doğuruyor.

Peki, aynı yolun yolcularına ne oluyor? Aynı sevdaya, aynı dâvâya, aynı şahikaya sevdalananlar ne durumdalar? Aynı acının çemberinden geçmiş, aynı derdin potasında erimiş yürekler, gerçekten pişmiş, olgunlaşmış mı, yoksa acının can yakıcılığından başka hiçbir şey hissetmemişler mi tekâmül adına?

Aynı ağır yükün altına elini koyup kaldırmaya çalışanlar, birbirlerine engel olur mu? Amaç birliği etmiş insanlar, birbirine köstek olur mu? 

Aynı taşı kaldırıyorsun, aynı yüke omuz veriyorsun, aynı zirveye çıkmak için tırmanıyorsun. Ama gelgelelim, yanındaki insana zarar verip yolundan engelliyorsun. Feya lil acep!

Üstadın 21. Lem’a için neden en az 15 günde bir okuma şerhi koyduğu daha iyi anlaşılıyor aslında. İhlâsın safiyeti, kendine olduğu kadar diğer dâvâ kardeşlerine de sirayet ediyor. Hani trafikte senin kuralları bildiğin, uyduğun kadar, diğer sürücülerin, hatta yayaların dahi bilmesi gerektiği öğretilir ya. İhlâs da öyle bir bakıma. Tabirimi mazur görün lütfen. İhlâs, aynı dâvânın müntesiplerinin bilmek ve uymak zorunda olduğu kurallar bütünü, aynı havanın teneffüsü ve aynı ruhun aynı oranda gönüllere işlemesi...

Bu sırrı yakalayamamak değil midir, bizi yerimizde saydıran, maksuda ulaştırmayan? Bu sukût hâli değil midir, yıllardır peşimizi bırakmayan? Hüzün, evet... Bunlar hep hüzün bulutları üstümüzde. Ne zaman güneşi görsek, önünü sürekli gölgeleyen, güneşi göstermeyen bulutlar bunlar. Ümid dolu adımlarımıza çelme, ümid gören gözlerimize mil...

Üstadın ifadesiyle “bu elîm, feci, ehl-i hamiyeti ağlattıracak hadise-i müthişe”ler, hep viran mı koyacak bağlarımızı? Hasadımızı alamayacak mıyız hiç? Herşeyden önemlisi, önümüzdeki engellere bakıp ümidimizi kıracak mıyız? 

 Mefkûre sahibi, gâye-i hayâli için hep koşturmalı. Hedefinden sapmadan onu hep kovalamalı, peşini bırakmamalı. Bediüzzaman 55 yılını Medresetüzzehra’nın ortaya çıkması için harcıyor. 

Sürekli şartları kovalıyor, hâdiseleri gözlemliyor. Bırakmıyor peşini, bıraktırmıyor da. Himmeti âlî olanların mefkûresi de yüce oluyor, hisleri de.

En büyük dersiydi belki de Üstadın. “Kimin himmeti milleti ise, o tek başına bir millettir.” Eğer himmetini milletin yaparsan, milletin kadar genişler, büyürsün dersi vermiş hayatında. Ne yüce bir ideal, ne aziz bir ideal insanı!

 Rabbim, nüvesini de olsa bizlere de nasib eyleye, onun ufukları kuşatan hayallerinden.. (Amin)

Okunma Sayısı: 1499
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı