Kamu görevlilerinin kimlik sorma yetkileri, ifa ettikleri görev ve tabi oldukları mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur.

Zaman zaman yazılı ve görsel medyada bazı kamu görevlilerinin kimlik sorma yetkisine sahip olup olmadıkları hususu tartışma konusu yapılabilmektedir.

Kimlik sorma yetkisinin iki yönü vardır:

Birincisi, bu yetkiye ilişkin ilgili mevzuatta hüküm olmalıdır.

İkincisi ise, mevzuat hükümleri çerçevesinde kamu görevlisine verilen görevin gerekliliği kimlik sorma, kimlik kontrolü yapma yetkisini zorunlu kılmalıdır.

Bundan başka kimlik sorma yetkisine haiz kamu görevlisinin kimlik sorma eylemi, ifa ettiği görevle ilintili olmalı ve bir nedene dayanmalıdır.

Herhangi bir nedene bağlı olmadan ve herhangi bir kamu görevini ifa etmeksizin, herhangi bir yerde durup kişileri durdurma ve kimlik sorma yetkisi kimsede bulunmamaktadır.

Bazı kamu görevlilerinin kimlik sorma yetkisi ile ilgili mevzuatımızda hükümler yer almaktadır.

Örneğin; 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanunu’nun 4/A ve Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin 46. Maddelerinde adı geçen kolluk görevlilerinin kimlik sorma yetkilerinin kapsamı ve şekli açık bir şekilde belirtilmektedir.

Yasal düzenleme gereğince polis ve jandarmanın suç işlenmesini önlemek ve işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için veya diğer kanuni yetkilerini kullanırken kendisinin polis veya jandarma olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabileceği hüküm altına alınmıştır.[1]

Bu nedenle, polis memurlarının 2559 sayılı Yasanın 4/A maddesi uyarınca kişileri durdurma ve kimlik sorma yetkileri bulunmaktadır.[2]

Güvenlik görevlisinin kimlik sorma yetkisi

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'a göre güvenlik görevlisi olan kişilerin, kimlik sorma yetkileri bulunmamaktadır.

Örneğin, özel güvenlik görevlilerinin hastane otoparkında bulunan bir kişiye sırf şüphelendikleri için kimlik sorma yetki ve görevleri bulunmamaktadır.[3]

Kendilerini polis olarak tanıtıp kimlik soran kişilerin eylemi

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 264. maddesinde yazılı özel işaret ve kıyafetlerin usulsüz kullanılması suçunun oluşumu için bir rütbenin veya kamu görevinin veya mesleğin resmi elbisesinin giyilmesi veya nişan veya madalyalarının kullanılması gerekmektedir.

Örneğin, failin kişilere ele geçirilemeyen polis kimliği niteliğinde belgeyi gösterme ve kendisini polis olarak tanıtıp kimlik sorma şeklinde gerçekleşen eylemleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 262/1. maddesi uyarınca kamu görevini usulsüz üstlenme suçunu oluşturacaktır.[4]

Kişinin kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınması veya gerçeğe aykırı bilgi vermesi

Kişinin kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınması veya gerçeğe aykırı bilgi vermesinin kabahat olarak değerlendirilebilmesi için, bilgiyi soranın kişinin kamu görevlisi olması ve onun da kanunen bunu sormaya yetkili olup göreviyle bağlantılı olarak bu bilgiyi sormuş olması şarttır.

Kamu görevlisi olmayan kişilerin kanunen kimlik sorma yetkileri

Kamu görevlisi olmayan kişilerin kanunen kimlik sorma yetkileri olsa dahi bu öznelere bilgi verilmemesi veya gerçeğe aykırı bilgi verilmesi kabahat olarak değerlendirilemeyecektir.[5]

Örneğin, cep telefonu bayinden telefon hattı alındığı sırada oradaki özel kişi konumundaki görevlinin kimlik istemesi ve kimlik denetimi yapması olağan karşılanmaktadır.

Kamu görevlisi olan kişilerin görevle bağlantılı ve bir nedene dayanan kimlik sorma yetkisi

Bundan başka kişi kamu görevlisi olsa dahi yasal olarak kimlik sorma yetkisi yoksa veya böyle bir yetkisi olsa dahi bilgiyi göreviyle bağlantılı olarak sormamışsa bilgi verilmemesi veya gerçeğe aykırı bilgi verilmesi kabahat eylemine vücut vermeyecektir.[6]

Bekçilerin Kimlik Sorma yetkisi

Bu konuda tartışmalar bulunmaktadır. Burada bekçilerin kimlik kontrolü yapması veya kimlik sorması konusunda yetkili olup olmadığı hususunda bekçinin hangi görevleri yapması konusunda yetkili ve görevli olduğunun belirlenmesi ve buna göre kimlik sorma yetkisinin varlığının değerlendirilmesi gerekir.

772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun[7] 3. Maddesinde, Çarşı ve mahalle bekçilerinin görevleri sırasıyla açık bir şekilde sayılmıştır.

Bu görevler incelendiğinde, soruşturma işlemleri açısından bekçilerin önemli bir görev yürüttüğü, önleyici kolluk hizmetleri bakımından önemli yetkilerinin bulunduğu görülmektedir.

Nitekim uygulamada pek çok soruşturma başlangıcı bekçilerin bu çalışmaları ile olgunlaşmaktadır.

Bekçiler diğer kanunlarla genel zabıtaya tevdi edilen görevlerde zabıtaya yardımcı olmak konusunda görev ve yetkileri bulunmaktadır.

772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 5.maddesine göre, Çarşı ve mahalle bekçileri 2559 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde belirtilen hallerde silah kullanabilme yetkisine de sahiptirler.

772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanun, bekçilerin kimlik sorma konusunda yetkili olup olmadığına dair herhangi bir hüküm içermemektedir.

Ancak Çarşı Ve Mahalle Bekçilerinin Vazifeleri İle İlgili Olarak Riayet Etmeleri Gereken Hususları Gösterir Yönetmelik’te 16. Maddede[8] bekçilerin kimlik araştırması yapması konusunda yetkili olduklarına dair hüküm bulunmaktadır.

Bu yasal düzenlemeye göre, bekçilerin bölgeleri içinde dolaşın şüpheli şahısları takip etme ve kimliklerini araştırma görevi bulunmaktadır.

Yine bu yasal düzenlemeye göre, bekçiler şüpheli ve diğer şahısların suç teşkil eden bir fiilini gördüklerinde yakalayarak karakola teslim etmek konusunda görev ve yetkileri bulunmaktadır.

Bekçilerin herhangi bir nedene dayanmadan, ifa ettiği görevin ifası sırasında olmaksızın kişileri durdurup, kimlik kontrolü yapmak gibi bir yetkileri yoktur. Zaten böyle bir yetki kimsede yoktur.

Ancak, bekçilerin kanun ile kendisine tevdi edilen görevleri yerine getirdiği sırada, kimlik araştırması ve kimlik kontrolü yapması vazifesinin bir gereğidir. Bekçilerin görevleri ile ilgili yasal düzenleme incelediğinde, bu görevlerin önemli bir kısmı bir suç soruşturması işlemini başlatacak görevlerdir. Bu görevin ifası, kimlik sormayı ve kimlik kontrolünü pek çok zaman ihtiyaç olarak ortaya çıkarabilir.

Bu nedenle bu konu değerlendirilmeden bekçilerin kimlik sorma yetkisine olumsuz bir cevap vermek mümkün gözükmemektedir.

SONUÇ

Kimlik sorma yetkisinin bulunup bulunmadığı kişinin yerine getirdiği kamu görevi esas alınarak değerlendirilmelidir. Fakat bu da yeterli değildir. Ayrıca kişinin kimlik sorma eylemi bir nedene dayanmalı ve kimlik soran kişinin görevin ifasına dayanarak kimlik kontrolü yapması gerekmektedir.

Yoksa sokak ortasına geçip nedensiz ve herhangi bir görev ifasına dayanmayan kimlik sorma ve durdurma yetkisi kimsede yoktur.

Burada bir de yerine getirilen görev gereği kimlik sorma yetkisi doğabilir. Buna daha çok kimlik ibraz edilmesi zorunluluğu bulunan haller denilebilir.

Örneğin, adliyede kâtibin kimlik sorma yetkisi olmamasına rağmen, kendisinin denetimi altında bulunan dosyalarda işlem yaptırmak isteyen kişiye kimlik sorması olağan karşılanmalıdır.

Yine, tapuda, nüfus dairesinde, icra dairesinde, noterde ilgili görevlilerin kimlik sorma, kimlik ibrazını isteme gibi yetkilerinin varlığından söz edilebilir.

Sonuç olarak, görev ifasına dayanmayan, herhangi bir nedene bağlı olmayan, ilgili mevzuata aykırı, keyfi bir şekilde kimlik sorma yetkisi kimseye verilmemiştir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------------

[1] YCGK, E: 2019/8-249, K: 2019/499, İtirazname no: 2014/286558, KT: 25.06.2019.

[2] Y.5.CD, E: 2016/1360, K: 2018/3351, T: 07.05.2018.

[3] Emsal karar için bkz.; Y.3.CD, E: 2014/16784, K: 2014/41664, T: 15.12.2014.

[4] Y.5.CD, E: 2015/7847, K: 2016/2929, T: 21.03.2016.

[5] YCGK, E: 2013/469, K: 2015/154, T: 12.05.2015.

[6] YCGK, E: 2013/469, K: 2015/154, T: 12.05.2015.

[7] Kanun Numarası : 772 Kabul Tarihi : 14/7/1966, Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 22/7/1966 Sayı : 12355, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt: 5 Sayfa : 2576

[8] RG: T: 10.10.1966, S: 12422.