BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 24 Nisan 2017

Kılıçdaroğlu yine krizde!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan halk iradesini bir türlü kabullenemedi.
Yenilgiyi hazmedemedi, YSK'ya savaş açtı, soluğu Danıştay'da aldı. Umudunu AYM ve AİHM'ye bağladı.
Kesmedi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın mehabetini bozan çıkışlarını TBMM'de sürdürdü. Sine-i millete dönmekten, sokakları karıştırmaya kadar ne yapacağına bir türlü karar veremeyen Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Meclis'in kuruluşunun 97'nci yıldönümü dolayısıyla toplanan TBMM'de çok öfkeliydi. Konuşmasında sık sık sesini yükselten Kılıçdaroğlu'nun sözleri tansiyonu yükseltti. "Meclis'in itibarını satıyorsunuz. Milletin iradesi kimseye teslim edilemez.
Hiçbir makam, mevki TBMM'yi feshedemez. Nokta..." sözleri, günün anlam ve önemini aşan aziz milletin 16 Nisan kararına karşı tavır koymaya kadar giden bir öfkenin eseriydi. Biz geleceğe bakalım. Algı operasyonlarıyla, kurgulanmış keskin hamlelerle ayağa kalkan ülkemizin hayat damarları felç edilmeye teşebbüs ediliyor. Yabancı istihbarat servislerinin enstrümanlarıyla hareket eden mahfiller, devamlı karşımıza çıkıyor. Özellikle, 2007 yılından sonra, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı kuşatmak, çalışamaz hale getirmek, yıkmak için dünyanın tanınmış istihbarat örgütlerinin koordinasyonunda Türkiyemiz'e karşı algı operasyonlarının hızlandırıldığına tanık oluyoruz. STRATEJİK BEYİNLER, kelimeleri silaha çevirerek ve onunla hedef kitlelerin şuur altını zedeleyecek biçimde vurarak amacına ulaşmaya çalışıyor. Algı yönetimi deyince akla ilk akla gelen isimlerden birisi Ali Saydam'dır. İletişim ustası Ali Saydam, Yenişafak'taki son yazısında bir Kemal Kılıçdaroğlu fıkrasına yer verdi: "Rivayet o ya; Sayın Kılıçdaroğlu, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş. Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Kılıçdaroğlu, Kraliçe'ye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de 'Çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş.
Kılıçdaroğlu bunun üzerine Kraliçe'ye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını nasıl ayırt ettiğini sormuş.
Kraliçe, "Onlara doğru soruları sorarak ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve 'İzin verin göstereyim' demiş. Kraliçe hemen Başbakan Theresa May'i aramış ve 'Sayın Başbakan, lütfen şu soruya cevap verin: Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?' diye sormuş.
May: 'Bu benim, majesteleri' diye yanıtlamış. Kraliçe "Doğru. Teşekkürler, iyi çalışmalar Sayın May' demiş ve Kılıçdaroğlu'na dönerek, 'Gördünüz mü?' diye de eklemiş. Kılıçdaroğlu, 'Evet majesteleri, çok teşekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan ayrılmış. Yurda dönüşünde hemen Muharrem İnce'yi yanına çağıran Kılıçdaroğlu, 'Muharrem sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum' demiş. Muharrem: 'Tabii efendim, nedir?' Kılıçdaroğlu: 'Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var ve bu çocuk senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu? 'Muharrem İnce, sağa bakmış sola bakmış, düşünmüş taşınmış ve en sonunda: 'Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?..' demiş. Kılıçdaroğlu kabul etmiş ve Muharrem İnce oradan ayrılmış. Zaman kaybetmeden parti kurmaylarını toplantıya çağırmış, saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler; ama kimse bir cevap bulamamış.
En sonunda Muharrem İnce, cevabı bulmuş. Kılıçdaroğlu'nu arayarak 'Cevabı buldum' demiş, bir isim vermiş.
Kılıçdaroğlu büyük bir hayal kırıklığıyla demiş ki, 'Yanlış cevap Muharrem.
Doğru cevap Theresa May idi.'

SONUÇ: Kemal Kılıçdaroğlu elbette aziz milletimizin kararına uymayı ya öğrenecek, ya öğrenecek.
Yüzünü Avrupa'ya değil Anadolu'ya çevirebilirse, hem CHP, hem Türkiye kazanacaktır NOKTA...