loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu; 'Medya özgür olacak, Kürt sorunu çözülecek…'

Kılıçdaroğlu; 'Medya özgür olacak, Kürt sorunu çözülecek…'
Tarih: 20.04.2015 - 11:32
Kategori: Siyaset

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğluseçim bildirgesini açıkladı, 'Medya özgür olacak, Kürt sorunu çözülecek' dedi...

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğluseçim bildirgesini açıkladı, 'Medya özgür olacak, Kürt sorunu çözülecek' dedi...

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Anadolu’nun Kemal’i” ve “Türkiye’nin Başbakanı” sloganları arasında konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Birinci sınıf demokrasi için bunlar yeterli mi? Elbette ki hayır. Medyası özgür olmayan bir ülkenin toplumu da, halkı da özgür olmaz. Medyayı özgür kılacağız, medya üzerindeki bütün baskıları kaldıracağız. Halkımızın haber alma ve ifade özgürlüğünü sağlayacağız. Medya özgürlüğünü sağlamayan bir siyasal anlayışın demokratik söylemlerinin içi tümüyle boştur. O nedenle söylüyorum medyası özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir.
Birinci sınıf demokrasi için bunlar yeterli mi? Hayır yeterli değil. Sözümüz söz her yerde söyledim yine söylüyorum, hiç kimsenin inancına, hiç kimsenin kimliğine, hiç kimsenin yaşam tarzına, hiç kimsenin siyasal düşüncesine asla müdahale etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz. 

CHP iktidarında kuvvetler ayrılığı ilkesini eksiksiz tam yürürlüğe koyacağız. Yürütme organı yani iktidar yasama organını ve yargıyı baskı aracı olarak görmeyecek. Denge unsurlarını demokrasinin gerektirdiği ölçüde yerli yerine oturtacağız. 200 yıllık parlamenter deneyimimizi güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. 

Efendim deniyor ki, parlamenter sistem çalışmıyor. Parlamenter sistemin aksaklıkları olabilir. Aksaklığı yaratan sistemin kendisi değil, sistemi engellemeye çalışanlardır. 200 yıllık deneyimimiz var. 200 yıllık deneyimi diyorlar ki atın çöp sepetine. Size başka bir şey verelim diyorlar. Halkın iradesine, özgürce düşünmesine, medyanın özgürlüğüne, kuvvetler ayrılığına, yasama organının iktidarın arka bahçesine dönüşmemesine siz eğer katkı verirseniz yurttaşlarım, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmeye namus sözü veriyorum. 

Demokrasisi gelişmiş bir Türkiye yaşanacak bir Türkiye’dir. Demokrasisi gelişmiş bir Türkiye Ortadoğu’ya örnek olacak bir Türkiye’dir. Demokrasisi gelişmiş bir Türkiye Avrupa’ya, Kafkaslara dünyaya örnek olacak bir Türkiye’dir. O nedenle söylüyoruz yaşanacak bir Türkiye’yi demokrasiden ve özgürlüklerden başlayarak yani gömleğimizin ilk düğmesini doğru ilikleyerek yolumuza devam edeceğiz. 

Türkiye’nin yaşadığı en temel sorunlardan biriside Kürt sorunudur. Bu sorun konusunda demokrasi içinde soruna en sağlıklı çözümleri üreten parti mütevazi değilim. En yürekli parti, söylemlerinde en namuslu parti CHP’dir. Söyledim yine söyleyeceğiz bu sorunu çözerse CHP çözer. CHP dışında hiçbir irade bu sorunu çözemez. Neden? Sorunu çözmek için 4 koşulu milletin önüne koyduk. Sorunu çözmek mi istiyorsun? Bir; samimi ve dürüst olacaksın dedik. İki; gizli kişisel bir ajandan olmayacaktır dedik. Üç; millete hesabını veremeyeceğin angajmanlara girmeyeceksin dedik. Dört; TBMM’ye ve millete bilgi vereceksin dedik. Hiçbirisine uymadılar. 

Bu sorunun çözüm adresi TBMM’dir dedik. Hiçbirisini dinlemediler. Ama bu sorun çözülmek zorunda olan bir sorundur. Bu sorunu çözecek olan açık ve net söylüyorum doğuda, güneydoğuda, Karadeniz’de, Trakya’da, Ege’de, İç Anadolu’da olan bütün yurttaşlarıma söylüyorum kanın akmadığı, herkesin barış türküleri söylediği, herkesin birbirini kucakladığı yaşanacak bir Türkiye’yi biz inşa edeceğiz sizin gücünüzle. 

Stratejimizin birinci ayağı özgürlük ve demokrasiydi, can ve mal güvenliğiydi, düşünce özgürlüğüydü. Yaşam tarzına, inanca müdahale etmemeydi, kimliğe saygı duymaktı. Bunları yapacağız. Bunlar bizim olmazsa olmazlarımız. 


Şimdi geliyorum stratejimizin ikinci ayağına. İkinci ayağı değerli arkadaşlarım, ülkemizin uluslararası alanda ciddi bir rekabet gücüne kavuşması gerekiyor. Uluslararası alanda, yani ekonomik olarak Türkiye’nin güçlenmesi gerekiyor. Yani Türkiye’nin orta teknoloji tuzağından kesinlikle kurtulması gerekiyor. Yani Türkiye’nin orta gelir tuzağından kesinlikle kurtulması gerekiyor. Bunun için ne yapacağız? Rekabetçi bir ekonomi için üretken yatırımlara, verimlilik artışına ve nitelikli istihdama ihtiyacımız var. Bir daha söylüyorum üretken yatırımlara, verimlilik artışına, nitelikli istihdama ihtiyacımız var. Türkiye uluslararası alanda nasıl yarışmacı olacak? Birinci sorumuz bu. Hemen cevabını vereyim. Uluslararası arenada ciddi bir yarışmacı olmak istiyorsanız üreteceksiniz. O nedenle söyledik önce üreteceğiz, sonra hakça bölüşeceğiz dedik. Üreten Türkiye’yi bunun için söyledik.
Soru iki; uluslararası alanda rekabetçi olmak için neyi üreteceğiz, ne üreteceğiz? Bunun da cevabını vereyim. Uluslararası alanda rekabetçi olmak için katma değeri yüksek ürün üretmek zorundasınız. Yani cebimizde taşıdığımız cep telefonları gibi katma değeri yüksek ürün üretmek zorundasınız. 

Soru üç; katma değeri yüksek ürünü nasıl üreteceğiz? Öyle ya nasıl üreteceğiz? Cevap; katma değeri yüksek ürün üretmek için Türkiye’yi bilgi toplumuna taşıyacaksınız. Bunun mücadelesini vereceksiniz. Bir başka soruyu soralım o zaman. 

Soru dört; bunu nasıl yapacağız? Türkiye’yi bilgi toplumuna nasıl taşıyacağız? Bunun da cevabı var arkadaşlar. Üniversiteleri birer bilgi üretim üssü haline getirirseniz Türkiye’yi bilgi toplumuna taşırsınız. 

Öğrenciliğimde son sınıfta devrim tarihi okutulurdu. Devrim tarihi dersinde unutmadığım bir bölüm var o bölümü sizinle paylaşmak istiyorum. İkinci dünya harbi sona ermiş, Almanya yerle bir, taş taş üstünde değil. Amerikalı general Alman generale söyler Almanya’da taş taş üstünde kalmadı siz artık sırtınızı zor doğrultursunuz der. Bunun üzerine Alman general Amerikalı generale tarihi bir söz söyler. Evet der Almanya’da taş taş üstünde kalmadı, her şey yakıldı, yıkıldı ama bir şeyi sakın unutmayın Almanya’nın üniversiteleri ayakta. 

Eğer bir ülkenin üniversiteleri ayakta değilse, bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa siz orta gelir tuzağından kurtulamazsınız. Türkiye’yi bilgi toplumuna taşıyamazsınız. 

Bakın değerli yurttaşlarım, insanoğlu tekerliği 3 milyon yılda bulmuş. Bugün her sanayide birden fazla buluş var. Türkiye bilgi toplumunu yakalamak ve onun onurlu bir parçası olmak zorundadır. Bu treni kaçırırsanız Türkiye’yi geriletirsiniz. 

Peki üniversitelerin bilgi üretmesi için ne yapacağız? Son soru ne yapacağız? Onları size söylüyorum. Bir; 12 Eylül darbe ürünü olan YÖK’ü kesinlikle kaldıracağız. Üniversiteler üzerindeki vesayeti, baskıyı kaldıracağız. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlar yapacağız üniversiteleri. Bilgi üretecek üniversiteler. Bilgi tarlaları olacak üniversiteler. Yeter mi? Hayır. Üniversitede öğrencilerimiz var. Üniversite öğrencilerimiz belli koşullarda kendi üniversitelerinin karar sahibi, söz sahibi olacak konuma getireceğiz. Üniversite öğrencileri oturacaklar kendi üniversiteleriyle ilgili kararlarda söz sahibi olacaklar. Öyle ya onlar yarın ülkeyi yönetecekler. Önce kendi üniversitelerini yönetmesini öğrenecekler. Başka? Koskoca hocalar, üniversite hocaları niye kendi rektörlerini kendisi seçmiyor? Neden Cumhurbaşkanı atıyor? Bunu da kaldıracağız. Her üniversite kendi yöneticisini kendisi seçecek. Kendisi seçecek ki orada bilgi üretebilsin, orada yarışabilsin. Diğer ülkelerin üniversiteleriyle yarışabilsin, bilgi üretebilsin. 

Başka? Her yıl, altını çiziyorum bütün üniversite öğrencileri duysun, onların anne ve babaları duysun her yıl en az 15 bin üniversite mezununu çeşitli branşlarda yurtdışına doktoraya göndereceğiz. Belki birileri düşünebilir e doktoraya gittiler de ne olacak? Türkiye bilgide ve teknolojide önemli bir sıçrama yapacak. Üniversitelerde gerçek anlamda hocalar olacak. Üniversiteler bilgi üretecek ve üniversiteler dünyanın saygın üniversiteleriyle yarışır konuma gelecekler. Yeter mi? Hayır. 

Eğitim sistemini ideolojik prangalardan kesinlikle kurtaracağız. Bir yılı okul öncesi olmak üzere zorunlu eğitimi 13 yıla çıkaracağız. 

Bir şey daha. Bitiriyor liseyi, bitiriyor üniversiteyi işsiz. İşsizlik bu ülkenin en temel sorunu. Bugüne kadar işsizlik sorununu çözmek için atılmış hiçbir adım yoktur. Yaşanacak bir Türkiye’yi kuracaksak herkesin aşının ve işinin olduğu bir Türkiye yaşanacak bir Türkiye’dir. Herkese iş buluyorsanız o ülke yaşanacak bir ülkedir. Ne yapacağız? İlk kez başlatacağız iş garantili eğitim. Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liseleri olacak. Anneler ve babalar çocuklarının okuması için beş kuruşluk masraf bile yapmayacaklar. Çocuklar orada okuyacak, sanayide stajını yapacak, okuldan mezun olunca da işi hazır olacak. Böylece hani diyorduk ya nitelikli ara eleman sorunu var Türkiye’de. O sorunu aşacağız. Kiminle aşacağız? CHP iktidarında aşacağız. Niçin aşacağız? Yaşanacak bir Türkiye için aşacağız. 

Teşvik sistemini de sil baştan yenileyeceğiz. Mademki Türkiye’yi bilgi toplumuna taşıyacağız, mademki üniversitelerimiz bilgi üretecek, mademki birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getireceğiz. O zaman teşvik sistemini bu amaçla yeniden ele alıp ve şekillendirmek zorundayız. Bölgesel teşvikten çok sektörel teşvike ağırlık vereceğiz. Katma değeri yüksek ürün üreten gerekirse firma bazında teşvik yapacağız. Yeter ki, bizim adımızı, bizim onurumuzu uluslararası arenada yükseltsinler.”



Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları