Başbakan Binali Yıldırım, “Uzun çabalar sonucu iki kez toplanan ve BM iyi niyet misyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Kıbrıs konferanslarında bir sonuç alınamayacağı, Rumların da böyle bir çözüme hazır olmadığı net olarak anlaşılmıştır. Ayrıca müzakerelerin bir süre sonra kaldığı yerden devam etmesinin de bir anlamının olmadığı ve buradan bir sonuç çıkmayacağı da aşikar olarak ortadadır.” dedi. Yıldırım, Dr. Fazıl Küçük Caddesi’ndeki alanda düzenlenen Kıbrıs Barış Harekatı’nın 43. yıl dönümü töreninde vatandaşlara hitap etti. Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını Kıbrıs Türk halkına iletti.
Barış Harekatı’nın bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye’nin garantör olarak o gün dünyaya Enosis’e geçit verilmeyeceğini, Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını gösterdiğini belirtti. Yıldırım, harekatın, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirterek, “Harekat ile Türkiye adada yaşanan acılara son vermiştir ve bir daha tekrarlanmamasını teminat altına almıştır. Bu vesileyle var olma mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere mücadelede emeği geçen herkesi, en önemlisi bu yolda şehit olan herkesi rahmetle şükranla anıyor, gazi ve mücahitlerimize hayırlı ömürler diliyorum.” diye konuştu.
Rumların uzlaşmazlığına dikkat çeken Yıldırım, “Sonuçta işi baltalayıp, masayı devirmeyi hedefleyen tutumlar nedeniyle bu süreç akamete uğramıştır. Adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümün elde edilmesi için garantör ve anavatan Türkiye de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, ancak beklediği karşılığı görememiştir. Kıbrıs Konferanslarında bir sonuç alınamayacağı, Rumların da böyle bir çözüme hazır olmadığı net olarak anlaşılmıştır. Müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesinin bir anlamının olmadığı ortadadır. Kıbrıs Türk’ünün hukuku, refahı bizim milli meselemizdir” dedi, Yıldırım, Türkiye’nin doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını işbirliği için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti. Yıldırım, “Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının doğu Akdeniz’deki uluslararası hukuktan doğan hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğini bir kez daha ifade eder ve özellikle bu noktada tüm tarafların daha sorumlu davranmasını öneririm.” diye konuştu.