Toplumsal hafızanın şekillenmesinde ve güçlendirilmesinde müzelerin oynadığı rol tartışma götürmez. Birçok araştırmada toplumsal bellek ile müzeler arasındaki ilişkiyi okumak mümkün. Toplumların kendisini tanımasında, geçmişin günümüze ve geleceğe taşınmasında, bireysel ve toplumsal gelişimde hafızaları kalıcı hale getirmesi bakımından müzelerin önemi büyüktür.

Tüm bunların yanında, toplumların tarihte yaşanmış bazı önemli hadiselerle aidiyet bağları kurmasında müzelerin varlığı ehemmiyet arz eder. Yine bir topluma yön veren sanat, kültür, edebiyat ve siyaset gibi mühim alanların gelişimine, kültür turizminin renklenmesine ve de bilimsel faaliyetlerin çoğalmasına dikkat çeken ölçüde bir katkı sunar.

Bu kısa girizgahın ardından şu soruyu sormak istiyorum: Neden Türkiye’de şimdiye kadar Kıbrıs Barış Harekâtı müzesi kurulmadı? Lakin Kıbrıs Barış Harekâtı, Büyük Taarruz’un ardından yapılan kapsamlı en büyük askeri harekât. Ayrıca Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin “milli dava” olarak nitelendirdiği en önemli dış politika konusu. Dolayısıyla Türkiye’de siyasi ve askeri erkâna ait Kıbrıs’a ilişkin çok sayıda hatıra bulmak mümkün.

Bundan yaklaşık 4 yıl önce, “Eski Genelkurmay Başkanının madalyaları bit pazarından çıktı” başlıklı bir haber yapıldı. Haberde, Kıbrıs Barış Harekâtı Komutanı, Türkiye’nin 16. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar’a ait madalya, madalyon, plaket ve rozetler gibi tarihi değeri yüksek eşyaların Ankara’daki bit pazarında ortaya çıktığı yazıyordu.

Bir taraftan 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’yla övüneceksin, diğer taraftan Kıbrıs Harekatı’na ilişkin devletin takdim ettiği tarihi belge ve eşyaların bit pazarına düşmesine müsaade edeceksin! Şimdi bu şuursuz hadiseyi çocuklarımıza ve gençlerimize nasıl açıklayabiliriz?

Geçtiğimiz haftalarda ise Kıbrıs meselesini yakından takip eden bir vatandaşımızın bana ulaşıp, “elimde Barış Harekatı’na ait yayınlanmamış ilginç fotoğraflar ve bazı değerli eşyalar var” demesi, bu yazıyı zorunlu hale getirdi. Elindeki malzemeler yine Kıbrıs Harekatı’na ilişkin madalyon, plaket, berat ve rozetler gibi tarihi değeri yüksek eşyalardı. Fotoğraflar da Harekâta ait daha önce görmediğim fotoğraflardı.

Kısa bir araştırmayla bitpazarlarının bu tür malzemelerle dolu olduğunu öğrendim. Gülsek mi ağlasak mı? Genelkurmay Başkanı Semih Sancar, 17 Ağustos 1974 tarihli bir açıklamasında, “kahraman şehit ve gazilerimizin anıları, kuşaklar boyu aziz milletimizin gönlünde ve hafızalarında yaşayacak, daima minnet ve saygıyla anılacaktır” diyordu.

Yalnızca şikâyet etmekle sorunların çözülemeyeceğini çok iyi biliyorum. O nedenle bu soruna ilişkin çözüm önerim, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yılında hizmete girmek üzere Kıbrıs Barış Harekâtı Müzesi’nin açılmasıdır.

Bu sayede Kıbrıs Barış Harekâtı’na ait tüm tarihi belgeler ve görsel malzemeler burada toplanır ve milletin hizmetine sunulur. Böylece “kahraman şehit ve gazilerimizin anıları, kuşaklar boyu aziz milletimizin” hafızalarında kalıcı bir yere kavuşmuş olur.