Millî Eğitim eski bakanlarından (şair, yazar, öğretmen!) Hasan Âli Yücel, 26 Şubat 1961’de öldü.
Mustafa Kemal’e adeta taparcasına şiirler yazan Hasan Âli, bütün mevcudiyetiyle Kemalist bir görüntü veriyordu. Bunun yanı sıra, İsmet İnönü ile de çok iyi anlaşabilen ve en çok onun Millî Şeflik döneminde bakanlık yapan nâdir şöhretlerden biri sayılır.
İşte onun bu yönünü nazara veren söz konusu şiirlerinden çarpıcı bazı dörtlükler:
Ben bir Türk'üm; soyum-ırkım uludur
Göğsüm millet sevgisiyle doludur
Tuttuğum yol Atatürk'ün yoludur
Hep o yoldan yürümektir dileğim
Böyle doğdum, Cumhuriyetçiyim ben
Hem halkçıyım, hem milliyetçiyim ben
İnkılapçı, laik, devletçiyim ben
Her birini bir okla göstereyim
Bu Altı Ok Kemalizmin özüdür
Altısı da Anayasa sözüdür
Atatürk ki milletinin gözüdür
Bu inanla yüceliğe ereyim
* * *
Harp çıkmıştı, orduya akıyordu bütçemiz
Maarif örgütümüz kalmıştı pek desteksiz
İşi Devlet Başkanı İnönü aldı ele
Gün doğdu bu tutuşla o zamanlar Yücel'e
Bin sıkıntı içinde kuruldu enstitüler
Bu ateşli çalışma göreni hayran eder
Köyden akın başladı, geliyordu çocuklar
* * *
Şimdi de, Yücel’in siyasî kişiliğini biraz daha yakından tanımaya çalışalım.
Evet, tek parti döneminin en şöhretli siyasilerinden biri olan Hasan Âli, 28 Aralık 1938’de Millî Eğitim Bakanlığı’na getirildi.
Tam 8 sene müddetle bu makamı işgal eden Yücel, Mustafa Kemal'e olduğu kadar, İsmet Paşaya da âdeta taparcasına bağlı bir fikir ve siyaset adamıdır.
Yücel, her iki şahsa olan bağlılığını da eğitim sahasındaki icraatleriyle, bilhassa büyük tartışmalara yol açan Köy Enstitülerini kurup işletmesiyle ispat ettiğini, yine kendisi ifadeleriyle beyan ediyor.
Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Âli
Yücel'in bakanlığa getirilmesi, 2. Reis İsmet Paşanın isteğiyle oldu. Başbakan Bayar, bu isteğe karşı koyamadı. Zaaf gösterdi. Ancak, bu zaaf ona yaramadı. Yaklaşık bir ay kadar sonra Bayar da görevden alındı. Kabinenin başına Refik Saydam getirildi.
* * *
Hasan Âli, vaktiyle İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerde edebiyat ve felsefe öğretmenliği, müfettişlik ile genel müdürlük görevlerinde bulunan Yücel, dikkat çekici bazı özelliklerin de sahibidir.
Özetle: Kendi çapında bir şair ve edebiyatçıdır. Mustafa Kemal ile birlikte, aylar süren yurt gezilerinde bulundu.
1934'te İzmir milletvekili olarak Meclis'e girdi. Defalarca mebus seçildi; daha doğrusu seçtirildi. M. Kemal'in ölümünden bir buçuk ay kadar sonra da Millî Eğitim Bakanı oldu. Bu makamda iken, 1940'ta Köy Enstitülerini kurdu. Kendince, yeni bir inkılâp hareketini ateşlemiş oldu.
Hasan Âli, Altı Ok şeklinde ifade edilen CHP'nin temel gayesini hayata geçirmek için kendince çok büyük çaba sarf etti.
* * *
1939’a kadar devam eden Bayar kabinesinden sonra Refik Saydam ve Şükrü Saraçoğlu hükûmetlerinde de Millî Eğitim Bakanlığı vazifesini sürdüren Hasan Âli, 1950 seçimlerinde milletvekiliğini kaybedince, siyasetten kısmen uzaklaştı. Ancak, bürokraside ve basın-yayın alanında ideolojik etkinliğini devam ettirdi.
Hasan Âli, kendisi gibi şair olan Can Yücel’in babası olup, daha çok Köy Enstitüleriyle anılan bir siyasetçi sıfatıyla tanınıyor.
Ne var ki, onu öve öve yere-göğe sığdıramadığı bu Köy Enstitüleri, “şuyuu vukuundan beter” öyle söylentilere sebebiyet verdi ki, bizzat kendi partisi tarafından kapatılarak sonlandırılmaya mecbur kalındı.