Sahaya çıkacak ilk 11"in Fatih Hoca"nın el yazısıyla sosyal medyadan ilanı ve maçtan önceki gün Terim ve talebelerinin paylaştıkları "selfie" pozu sosyal medyada hayli ilgi görmüştü. Milli Takım"a yönelik kaybolan alakanın geri kazanılması anlamında modern enstrümanlardan faydalanmak hayli akıllıca. Keza rakipte son zamanların en çok konuşulan oyuncusu Zlatan İbrahimoviç"in olması da "Milli Takım"dan sıkılanlar"
için iyi bir geçici çözüm oldu.
Son iki Dünya Kupası finallerine de bizim gibi katılamamış bir ekip İsveç. Ama 2000"den beri tüm Avrupa Kupası finallerinde varlar; yani bizden biraz daha iyi durumda ama bizim gibi düşüşteler. Kadrodaki isimlerden de anlaşılacağı üzere "çok kültürlü" bir takımları var. İsveç"e altın dönemlerini yaşatan Lars Lagerback, bugün bir başka ulusun umutlarını yeşertmek için çalışıyor. Euro 2016 elemelerindeki rakibimiz İzlanda"nın bir çok yetenekli genç oyuncusundan oluşan takımına liderlik ediyor. Yani eski "iyi İsveç"''in mimarı İzlanda"nın başında yeni bir jenerasyonla karşımıza çıkacak elemelerde.
Gerek kulüp gerek Milli takımlar düzeyinde çoğunlukla bizim yediğimiz türde bir gol atarak başladık maça; çok uzun süredir ümit beslediğimiz Mevlüt"le... İlk 20 dakika Türkiye sonraki 25 dakika İsveç istekli göründü ilk devrede. Bu bölümde yüksek toplarda savunmanın hata yapmaması gelecek adına olumlu bir işaret; ikinci yarıda, Semih"in bireysel hatasıyla yediğimiz gol ise "tedbiri elden bırakma" geleneğimizin sürüyor olduğuna... Neyse ki Caner"in "pasında" Olcan"ın vuruşuyla Kuzey takımına bir günde iki kafa golü atabileceğimizi görmüş olduk.
Zlatan kenara alınınca maçın ratingi düşmüş müdür bilmiyorum ama futbolcularımızın iştahı azalmadı. Aslında genel olarak bu sezon takımlarında formda olanlar dün yine formdaydı; etkisiz de olanlar da etkisiz...
Maçı seyrederken "Caner, Onur ve Semih önümüzdeki sene Arda"ya, Nuri Şahin"e daha yakın olurlar mı?" sorusuna "yetmez ama evet" dedim. Hasılı kelam kazanmak güzeldir efendim alışkanlık yapar belki kim bilir?
