Ülkenin kanayan yaralarından biri de kayıp çocuklar. Sosyal Hizmet Uzmanı Kahraman Eroğlu, kayıp çocuklarla ilgili devlet sorumluluğunun televizyon programlarına devredildiğini söyledi

Kayıp çocuklar hakkında veri bile tutulmuyor: Devlet değil medya ilgili

MELTEM YILMAZ

Türkiye’de kaybolan çocukların sayısı çığ gibi büyüyor ancak devlet bu konudaki sorumluluğunu unutmuş durumda. Konuyla ilgili bilgi almak için aradığımız Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, “kayıp çocuklarla ilgili herhangi bir veri tutmadıklarını” belirtti. Benzer şekilde, TUİK’in 2012’den, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de 2015’ten bu yana kaybolan çocuklarla ilgili rapor yayımlamadığı ortaya çıktı. Sosyal Hizmet Uzmanı Kahraman Eroğlu, kayıp çocuklarla ilgili sorumluluğun televizyon programlarına devredildiğine dikkat çekti.

Aile içi şiddet başlıca neden
Yapılan çalışmalar, çocukların evden kaçmasının başlıca nedeninin aile içi şiddet olduğunu ortaya koyuyor. Ardından çocukların evden kaçmasının nedenleri arasında sırasıyla ekonomik nedenler, ilgi çekme çabası, anne- baba arasındaki huzursuzluktan uzaklaşma isteği ya da gönül ilişkisi olarak kendini gösteriyor. Ancak bugün Türkiye’de kaybolan çocuklarla ilgili hiçbir bilgi ya da envantere ulaşmak mümkün değil.

Konuyla ilgili bilgi almak için aradığımız Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, “kayıp çocuklarla ilgili herhangi bir veri çalışmalarının olmadığını” belirtti. Ancak yasalara göre Bakanlık’ın sorumluluk alanında olan bu konuda, Bakanlık’ın neden çalışma yapmadığı bilinmiyor.

Sayının artması mı raporu engelliyor?
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı da kayıp çocuklarla ilgili son raporunu 2015’te yayımlamış. Bu rapora göre, Türkiye’de 15 bin 900 kayıp çocuk olduğu belirtilmiş. Ancak Emniyet, o tarihten bu yana kayıp çocuklarla ilgili bir rapor yayımlamıyor. Bu konuda en sık dile getirilen iddia, AKP iktidarının artan sayı nedeniyle, bu raporların yayımlanmasını engellediği. TUİK de, benzer şekilde, 2012’den bu yana kayıp çocuklarla ilgili bir veri tutmuyor. TUİK’in 2008- 2011 arasına ilişkin yayımladığı son rapora göre, Türkiye’de kayıp çocuk sayısı 27 binden fazla.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Sosyal Hizmet Uzmanı, eski SHEÇK Müdürü Kahraman Tazeoğlu, kayıp çocukları arama görevini televizyon kanallarının yürüttüğünü belirterek “Ben de kayıp çocuklarla ilgili bilgiye, katıldığım televizyon programları aracılığıyla ulaşıyorum. Bu programlara o kadar çok başvuru var ki önce kimi aramaları gerektiğini bilemiyorlar. Şu an 50 tane böyle program olsa yine de bu sorunla baş edemezler, sayı o kadar fazla” ifadelerini kullandı.

Kaybolan çocuk sayısında patlama yaşanmasının temel nedenlerinin işsizlik ve yoksulluk, yerel yönetimlerin eksikliği ile taşımalı eğitim sistemi olduğuna dikkat çeken Eroğlu, şöyle devam etti:

“Sabah evden çıkan baba, çocuğuna ‘al şu parayı, tiyatroya, sinemaya git’ diyemediğinde çocuk da kendine farklı şekilde yaklaşan insanlara yöneliyor ve bir süre sonra evden kaçıyor. Diğer yandan belediyelerin çocuklar ve gençler için sosyal merkezler açmamaları da, evde ve sosyal yaşamda mutlu olmayan çocukları sokağa itiyor. Bir de taşımalı eğitim sisteminin evden kaçan çocuklar konusunda çok büyük bir neden olduğunu belirtmek lazım. Bu sistem nedeniyle öğretmen, aile ile muhatap olamıyor, aileyi çocuğunun eksikleri ve ihtiyaçları konusunda aydınlatamıyor. Taşımalı sistem nedeniyle yaşadığı köyden uzaktaki bir okula giden çocuğun kimin eline düştüğü belli değil.”

Türkiye’nin çocukların ekonomik, sosyal ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamaktan giderek uzaklaştığına dikkat çeken Eroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndaki müsteşar, müsteşar yardımcıları ve daire başkanlarının büyük bir çoğunluğunun meslek dışından gelen kişiler olduklarını, bu nedenle uzmanlıkları olmadığı ve veri tutmadıklarını belirterek, “Kayıp çocuklarla ilgili Bakanlık’ta tık yok” diye konuştu.