Kapatma davası, gece yarısı bildirisi, MİT’e kurulan kumpas.., vesaireyi saymıyorum bile…
Daha yakın tarihten bakalım;
Gezi provokasyonu..,
17-25 yargı darbesi..,
15 Temmuz işgal girişimi…
Bu saldırıların tamamının hedefi direkt Erdoğan’dı… Hezimete uğradıkları her saldırıdan sonra daha büyüğü ile geldiler… Zira Türkiye’yi kontrol altına almanın, önlenemez yükselişini durdurmanın tek yolu Erdoğan’dan kurtulmaktı…
Şimdi alalım bu üç musibeti, dağıtalım istihkakı…
Mesela, ‘Gezi’ benzeri bir provokasyon İngiltere’de yaşansın…
17-25 kumpası Almanya’da olsun…
15 Temmuz’u da ABD’ye verelim…
Bunlar dünyanın en gelişmiş ülkeleri, küresel sermaye bunlardan sorulur…
Peki bizim ardı ardına yaşadığımız bu musibetlerin biri başlarına gelse n’olur?!.. (Üçü birden değil, üçünden biri!..)
Size söyleyeyim… Batarlar… Duruma göre dağılır, bölünürler… Dünyanın en büyük ekonomileri çöker…
Türkiye hepsini birden yaşamış, sonra n’olmuş?..
Sınırında dünyanın en tehlikeli terör örgütleri olduğu halde terörle mücadeleyi başarılı bir şekilde sürdürüyor..,
15 Temmuz’dan sonra Fırat Kalkanı operasyonunu gerçekleştirmiş..,
Milyonlarca mülteciye kapısını açmış..,
İnsani yardımda dünya birincisi olmuş, Afrika’dan Arakan’a kadar yardım elini uzatmış..,
Savunma sanayisini millileştirmiş, kendi tankını, helikopterini, füzesini İHA-SİHA’sını üretmeye devam etmiş.., (Şehir hastaneleri, köprü, tünel, teknoloji alanındaki yatırımları falan tek tek yazmaya kalkarsak köşe yetmez…)
Halen Türkiye’nin büyüme hızı Avrupa ortalamasının çok üzerinde… Yüzde 5,1 ile dünyanın en hızlı büyüyen beşinci ekonomisi…
Velhasıl onca badireye rağmen (görmediğimiz bir tek uzaylı işgali kaldı!) bu ülke ve dahi ekonomisi güçlü bir şekilde ayakta duruyor, gelişmeye devam ediyor…
İşte bütün ‘kavganın’ sebebi bu…
Erdoğan’dan kurtulamadılar, yeni Türkiye’ye alışamadılar…
“Rusya’dan S-400 alıyoruz, birlikte teknolojimizi geliştireceğiz” diyorsun… ABD; ‘NATO’ya uymaz, endişeliyiz’ diyor… ( Keza Kılıçdaroğlu da endişeli, o da; ‘bize uygun değil’ diyor… Kusura bakma arkadaş sipariş verdik.., uyarsa!..)
Yok yahu!..
Almanya, “Türkiye’ye silah satışında kısıtlamaya gideceğiz” diyecek,
ABD, PYD-PKK’ya 1400 TIR dolusu silah hibe edecek, yani sınırımıza silah yığacak…
Sonra?..
“Ruslardan füze alırsan uygun-uyumlu olmaz… Biz NATO’yuz seni koruruz, endişeliyiz” öyle mi?!..
Hadi ulan, yürüyün gidin işinize!..
Ona bakarsan biz de sizin gibi müttefiklerden çok endişeliyiz!.. Ve hatta ‘S-400’ler uyumlu değil, olmaz…’ diyen Kılıçdaroğlu da kendi çapında endişeli! (Hem de “kavgaysa kavga” diyecek kadar...)
Anlayın artık. Başaramadınız, başaramayacaksınız da…
Güçlü ve bağımsız Türkiye’yi kabullenin, Erdoğan’a da alışın artık…
Yoksa, kavgaysa kavga..,
İsterseniz maraton Kemal’i de alın yanınıza..,
Atletse atlet, donsa don…
Yetti ulan?!..