Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu, önemli açıklamalarda bulundu. Milletvekili seçimlerinin ardından Bayburt için kamuoyunda oluşan beklentilere karşı son günlerde adeta cevap niteliğinde açıklamalarda bulunan Kavcıoğlu, yine çarpıcı konuştu. Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde gazetecilerle bir araya gelen Kavcıoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Bayburt genelinde yapılan çalışmalara ve yapılması gerekenlere bir kere daha değindi. Bayburt ile ilgili “Şimdi değişim zamanı” diyen Kavcıoğlu, “Bu değişimi sağlayacağız. Yapamazsak da çekip gideceğiz. Bu kadar net. Bu değişimi sağlamayan insanların Bayburt’ta göreve devam etmesi mümkün değil. Bayburt şehir olacak, kent olacak. Sayın bakanımızın gayretleri ortada, daha çok destek olmamız lazım. Bu onuru, gururu yaşarken, aynı onuru hem Bayburt’a hem sayın bakanımıza yaşatmamız lazım. Bunu artık projelere dökmemiz lazım” dedi. 

Bayburt'un kanayan yarası haline göç sorunu ile ilgili de konuşan Kavcıoğlu, STK'lara da yüklendi. İşte Kavcıoğlu'nun açıklamaları:
"2019’a kadar 15 bin öğrenci"
"Bayburt ve köylerdeki sorunları hem incelemek, hem çözmek konusunda aşağı yukarı 1 aydır yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Yine Bayburt’un içerisinde işte altyapı çalışmaları bitti. Üstyapı çalışmaları başladı. Bu dönemde seçimden sonra Bayburt'ta önemli değişikliklere imza atıyoruz. Bunları sayın Bakanımız geldiğinde açıkladı. Biliyorsunuz, Bayburt için en önemli yerlerden birisi üniversite. Üniversite bölümlerinin özellikle fakültelerinin sayılarının artmasıyla öğrenci sayımız bu sene 10 bine yaklaştı. Bundan dolayı da Demirözü yolu üzerinde yeni kampüs oluşturuluyor. Askeriyenin yeri üniversiteye verildi, Arpalı yolu üzerinde askeriyeye yer tahsisi yapıldı. İnşallah kampüsüyle, yurtlarıyla 2019’a kadar 15 bin öğrencinin okuyacağı bir üniversiteye kavuşturacağız. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Sayın bakanımızda bu konu üzerinde duruyor. Hem üniversite hem meslek yüksek okullarımız gelişiyor. İki ilçemizde inşallah 100’er öğrenci bu yıl öğrenim görecek."

200 yataklı hastane ve OSB 
"Yine 200 yataklı hastanemizin temelini inşallah en kısa zamanda atacağız. Tarım yerleşkesi, biliyorsunuz projesi tamamlandı. Açık cezaeviyle ilgili çalışmalarımız bitti, yatırım aşamasında. Organize sanayiyle ilgili inşallah bir yıl içerisinde oradaki çalışma tamamlanarak hazır hale gelecek. Yani bir yıl içerisinde sorunsuz bir Bayburt’ta oraganize sanayiye kavuşmuş olacağız. Biliyorsunuz aşağı yukarı 15 yılı geçti organize sanayinin yapımı ama ne suyu, ne doğalgazı, ne alt yapısı vardı. Dolayısıyla yatırım yapanlar bu sıkıntıları yaşıyorlardı. Yatırım yapmak isteyenlerde gelip incelediklerinde zaten buraya bir ön yargıyla geliyorlardı. Dolayısıyla bu anlamda da yatırımdan vaz geçiyorlardı. 1 yıl içerisinde inşallah bu sorunların tamamı çözülecek. Çok güzel bir interlantı olan alt yapısı olan organize sanayi bölgesine kavuşmuş olacağız. Açıklanan yatırım paketi içerisinde yer almamızda Bayburt’a önemli bir hareketlilik kazandıracak
" "Göçü önleme çalışması yapılmadı"
"1 aydır köylerde ve merkezde yaptığımız ziyaretlerin ana konusunu ‘göç’ sorunu oluşturuyor. Tabi biz burada konuyu tespit etmek ve çözmek konusunda hem fikir olmamız lazım. Tabi ki göçü durdurmak diye bir şey yok. Dünyada da yok. Dünyanın her yerinde örneğin Londra nüfusu 20 milyonken 1 saatlik bir mesafedeki başka bir şehrin nüfusu 150 bin. Ama biz bunu biraz abarttık. Göçü önleme, göçü durdurma konusunda şimdiye dek hiçbir çalışma yapılmadı. 70 yıllara baktığınızda Bayburt’un nüfusu belli. 80-85 yıllarında insanlar Bayburt’u terk ederken hiçbir tedbir alınmaması bugünkü geldiğimiz noktada bizi çaresizliğe itiyor. Bayburt il olduğunda 107 bin nüfusu olan bir şehirdi. Yani il olup da nüfusu 75-80 binlere kadar düşen tek iliz. Yani bunların bugüne kadar tedbirinin alınmamış olması bizim en büyük dezavantajımız. Ama son üç beş senedir bunun farkındayız ve bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Bunun en büyük basamağı Bayburt’ta geriye dönük göç başlamıştır. Bu illa insanların dönüp fabrikalarda çalışması anlamında değil. Kendi ailelerimizden biliyoruz 70’li yıllarda köyler doluydu. En azınlık köyde 60-70 hane vardı. 85’li yıllara gelince köyler boşalmıştı. Bu aradaki yıllarda Bayburt’a kimse geri gelmezdi ama 90’lı yılların ardından insanlar köylerinde ev yapmak suretiyle tekrar geri gelmeye başladı. Yani senenin 5-6 ayını bu insanlar köylerinde geçiriyorlar. Bu insanlar Bayburt’ta kalıcı olabilirler. İlk çalışmamız bu. Bayburt’ta yaşayan insanlar artık Bayburt’a geri dönmeli ikametgah olarak. İkinci olarak Bayburt bir üniversite şehri haline geliyor. Dolayısıyla burada öğrencilerimizi burada tutmamız gerekiyor. Üniversitilenin şehre bir okurken katkısı var, birde okul bittikten sonra bu şehirde kalma şansı çok yüksek. Yani gerekli istihdam alanlarını oluşturduğumuz zaman öğrenciler bu memleketi benimseyip burada kalacaktır. Böyle bir potansiyelimiz var. Dolayısıyla bunu iyi planlayıp iyi değerlendirmemiz lazım."

"Kısa vadede 100 bin, uzun vadede 150 bin nüfus" 
  "Teşvik kapsamından yer alamızdan sonra son üç günde 5 tane yatırımcıyla görüştüm. Dolayısıyla bunların hepsi birden gerçekleşmeyebilir ama böyle bir talebin olması böyle görüşmelerin başlaması, Bayburt’ta bu işin olabileceğini gösteriyor. Artı Bayburt’u iyi anlamamız lazım. Siyasetin ve Bayburt’taki yerel yönetimlerin artık bu işi sahiplenmesi lazım. Bayburt’ta şu olmaz bu olmaz demek artık bunların hepsi geride kaldı. Bayburt 4 şehir etrafına sıkışmış bir şehir değil çevresine açılmış bir şehiriz biz. 2 milyon nüfusa çok kısa sürede hitap edebilecek bir şehiriz. Yani üretim üssü olduğumuzda pazar sorunu olmayan bir şehir. Hava şartları da Bayburt için artık bahane değil. Bayburt Moskova’dan daha soğuk bir yer değil. Ama desem gidelim aralık ayında Moskova’yı gezmeye hepiniz gelirsiniz. Çünkü orayı o şartlarda yaşanabilir bir yer yapmışlar. Bayburt’u da yaşanabilir bir yer haline getirdiğimiz zaman, bu potansiyel Bayburt’ta yaşamaya devam edecek. Dolayısıyla biz Bayburt’u kısa vadede 100 bin nüfuslu uzun vadede de 150 bin nüfuslu yaşanabilen bir şehir haline getirebiliriz."
 "Bu şehirde şu an bir tiyatro salonu var mı?"
"Bayburt'un kültür yaşamı çok yoğun olan bir şehirdi. Biz köyden geldiğimiz şehire ayak uyduramazdık. Bir şehirdi burası. O zamanki kültürel yoğunlaşma Bayburt’ta bir dönem kaybolunca biz onu yerine koyamadık. Şimdi bunu gerçekleştirmemiz lazım. Bu şehirde şu an bir tiyatro salonu var mı? Neden bunu konuşunca rahatsız oluyoruz, senin çocuklarının Bayburt’ta bir tiyatro izlemeye hakkı yok mu? En yeni filmi seyretmeye hakkı yok mu? Bayburt’un nüfusu 15 binken burada 3 sinema faaliyet gösterip kar ediyor. Ama nüfusu 38 bine çıkmış Bayburt’ta sinema kar etmiyor. Bizim bunları çözmemiz lazım.
" Yapılan yanlış şeyleri eleştirmemiz lazım"
"Bu şehirde yapılan yanlış şeyleri eleştirmemiz lazım. Halk buna engel olmalı, halkın önünde kimse duramaz. Bu tepkileri vermeye başaramadık. Sen de başka bir usulsüz bir iş için sıra bekliyorsan oraya karşı çıkamıyorsun. Çünkü sen de köprünün öbür tarafında belediyeden 1 kat daha fazla alayım beklentisi içindesin. Önce şehre sahip çıkmamız lazım. Ulu Camii önünü tarihi dokusuyla kavuşturmamız lazım. Kalenin eteklerini o tarihi dokusuna uygun bir şekilde yapmamız lazım. Polisevini yıkacağız. Askeri Garnizonu kültür sarayı yaparsak, yanında sinema sarayı olursa, Kız Meslek belediye binası olduğunda, Bayburt o eski yaşanabilir şehir haline tekrardan kavuşabilir. Bunu elbirliğiyle yapacağız. Benim bahçeme dokunma benden uzak dur mantığıyla bu iş çözülmez. El ele vererek başaracağız." 
"STK konuşamıyorsa, STK değildir!"
"STK’lar bu yapılan yanlışları eleştirebilmeli. Kimse alınmasın STK konuşamıyorsa, STK değildir. STK bir tane adam atayayım diye belediyeye, valiliğe mecbur kalıyorsa bu işi yapmasın. Sivil toplum kurulu şehrin ve ülkenin çıkarları adına görevini yapmalı. Bu şehir bu hale gelmişse herkesin hatası var.
"  Hiç bir şey yapmadan gelen turist!
"Şimdi değişim zamanı. Bakınız yazın 150 bin oluyor nüfusumuz. Bu potansiyelimizi değerlendirmemiz lazım. Onun için bu değişimin önünde kimse duramaz. 100 ile 150 bin arası bir nüfus 4 ay kadar Bayburt’ta kalıyor. Bizim yapmamız gereken şehri daha yaşanabilir hale getirmek. Antalya’da turizmciler 5 aylık bir sezon için dünyalar kadar yatırım yapıyor. Sen hiç bir şey yapmadan bu potansiyel geliyor. Kendi insanın, kendiliğinden geliyor. Sadece şehrimizi güzelleştireceğiz.”
"Şimdi suyu dahi içilemiyor!"
"Biz Kırkpaharların önünden geçerken soğukluğu yüzümüze vururdu. Sesinden Ulu Cami’nin oraya yaklaştığımızı anlardık. Şimdi suyu dahi içilemiyor. O serinlik, o su sesi, o ambiyans gitmiş. Dünyanın çok az yerinde kırkpaharlar gibi bir yapı vardır. Biz kendi kendimize yok ediyoruz. Kırkçeşmeler demek bile istemiyorum. İsmi bile bir anlam ifade ediyor. Yeni nesle ismini bile aktaramadık."  "Bu değişimi sağlayamazsak çekip gideceğiz" 
 "Kendi kültürümüzü mahvettik.
 Bunu elbirliği ile düzelteceğiz. Bunları yapacağız. Bu değişimi sağlayacağız. Yapamazsak da çekip gideceğiz. Bu kadar net. Bu değişimi sağlamayan insanların Bayburt’ta göreve devam etmesi mümkün değil. Bayburt şehir olacak, kent olacak. Sayın Bakanımızın gayretleri ortada daha çok destek olmamız lazım. Bu onuru, gururu yaşarken, aynı onuru hem Bayburt’a hem sayın Bakanımıza yaşatmamız lazım. Bunu artık projelere dökmemiz lazım."