1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Süreç 'işkence' kelimesiyle tarif edilebilir"

27 Temmuz 2020

1000 gündür tutuklu olan iş insanı Osman Kavala için "1000 gün oldu, aradığınız suç bulunamadı" sloganıyla kampanya başlatıldı. Kavala'nın eşi Prof. Buğra, DW Türkçe'ye konuştu.

https://p.dw.com/p/3fwo9
Fotoğraf: Privat / Screenshot from Osman Bey and the Snails

Anadolu Kültür Vakfı kurucularından iş insanı Osman Kavala, bugün itibariyle cezaevinde bininci gününü dolduruyor. İnsan hakları örgütleri, ailesi ve arkadaşları, Kavala için bir kampanya başlatarak, derhal serbest bırakılması çağrılarını yineledi.

DW Türkçe’ye konuşan Kavala’nın eşi Prof. Ayşe Buğra, "Bu süreç bizim için artık işkence kelimesi kullanılarak tarif edilebilecek bir hal almış durumda" dedi.

Prof. Buğra, 1 Kasım 2017’de "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamalarıyla tutuklanan eşi Osman Kavala’nın tahliye edilmemesine tepkili: "Eşim Osman Kavala Ekim 2017’de gözaltına alındıktan sonra üç ayrı suçlamadan dört kere tutuklandı. Üç kere tahliye edildi, bir kere de beraat etti. Beraat ettiği günün akşamı ben yakınları ve dostlarıyla birlikte kendisini karşılamayı beklerken adliyeye götürüldü ve tutukluluğunun devamına karar verildi."

Prof. Ayşe Buğra
Prof. Ayşe BuğraFotoğraf: privat

Kavala, ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılandığı Gezi davasından 18 Şubat’ta beraat etti ancak hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçe gösterilerek tekrar gözaltına alındı. 9 Mart’ta 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında "casusluk" suçlamasıyla bir kez daha tutuklandı.

AİHM kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Aralık 2019’da Kavala’nın siyasi nedenlerle tutuklandığına hükmederek, ihlalin ortadan kalkması için derhal tahliye edilmesi çağrısı yapmıştı.

Prof, Buğra, AİHM’in tutukluluğun makul şüpheye dayanmadığını, siyasi nitelikli olduğunu, derhal serbest bırakılması gerektiğini son derece açık biçimde ifade eden bir karar aldığını hatırlatarak, "Bu karara rağmen serbest bırakılmadı. Salgın sırasında sağlık ve can güvenliği sorunları dikkate alınarak birçok mahkum tahliye edilirken siyasi tutuklulular serbest bırakılmadığı için eşim yine cezaevinde kaldı" diye konuştu.

Tahliye talepleri bir bir reddedilen Kavala’nın avukatları, sürecin siyasi olduğunu savunuyor. Avukat Deniz Tolga Aytöre DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Sürecin hukuki bir süreçten ziyade siyasi bir süreç olduğunu söyleyen sadece bizler değiliz. Biz bunu neye dayanarak söylüyoruz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına dayanarak söylüyoruz" şeklinde konuştu.

Kavala’nın avukatı, "hukuki gerekçelerden yoksun bir kararın bu denli uzun tutuklulukla birlikte yürütülmesinin ancak siyasi bir süreç olabileceğine" dikkat çekti.

Prof. Buğra da uzun tutukluluk süresinin hukukla bağdaşmadığını savundu. Buğra, "Bu sürecin ne hukuki mülahazalarla ne de akıl ve mantık çerçevesinde anlaşılmasına imkan olmadığını düşünüyorum. Eşim ve ben 60 yaşını geçmiş insanlarız. Hayatımızdan çalınan 1000 gün telafisi imkansız bir kayıp. Eşimin annesi 90 yaşını geçmiş bir insan ve artık oğlunu bir daha görüp göremeyeceğini düşünüyor" dedi.

Ne olmuştu?

Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Osman Kavala

1980’li yıllardan bu yana sivil toplum çalışmalarıyla tanınan Osman Kavala, Gezi davası soruşturmaları kapsamında Ekim  2017 yılında gözaltına alınıp, tutuklanmıştı. Gezi Parkı eylemleri kapsamında hazırlanan soruşturma, Şubat 2019’da tamamlandı. Bu süre zarfında Kavala, cezaevindeydi.

Davada, Osman Kavala,‘nın yanı sıra  Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Ayşe Pınar Alabora, Memet Ali Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi ve Yiğit Ali Ekmekçi yargılandı. Kavala'nın da aralarında olduğu 16 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandı. 

Sanıklar hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "mala zarar verme", "nitelikli mala zarar verme", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi", "ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme", "Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet", "nitelikli yağma", "nitelikli yaralama", "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet" suçlamaları yöneltildi. Kavala ayrıca, Gezi eylemlerini finanse etmekle suçlandı.

Şubat 2020’deki son duruşmada, davanın tutuklu yargılanan tek sanığı Osman Kavala da dahil dokuz sanık beraat etti, yurt dışındaki sanıkların dosyaları ayrıldı. Kavala’nın cezaevinden çıkması beklenirken, hakkında 15 Temmuz’a yönelik devam eden bir soruşturma kapsmaında yeniden gözaltı kararı verildi.

Osman Kavala daha tahliye edilmeden bu kez 15 Temmuz soruşturması kapsamında, TCK 328. madde uyarınca "siyasi ve askeri casusluk" suçlamasıyla tekrar tutuklanmıştı.

Burcu Karakaş

©Deutsche Welle Türkçe