Karar açıklandı: İçişleri Bakanlığı Korkmaz ailesine tazminat ödeyecek

Eskişehir’de Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin İçişleri Bakanlığı’na karşı açtığı davada karar açıklandı. Bakanlık, Korkmaz ailesine tazminat ödemeye mahkum edildi.

Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin ailesinin İçişleri Bakanlığı’na açılan davada Mahkeme, Bakanlığın aileye tazminat ödemesine karar verdi.

19 yaşındaki Anadolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail Korkmaz Gezi direnişi sırasında 3 Haziran 2013 gecesi sivil ve polis kişilerce sokakta dövülmüştü. 38 gün komada kalan 19 yaşındaki Korkmaz 10 Temmuz 2013'te hayatını kaybetmişti.

Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre Eskişehir 2. İdare Mahkemesi, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesine 650 bin TL manevi, 57 bin 180 TL maddi olmak üzere, 707 bin 180 TL tazminat ödenmesine karar verdi.

Mahkeme kararında, “kamu görevlilerinin üstlendikleri ödev ve yürüttükleri hizmetin kural, usul ve gereklerine aykırılık teşkil eden eylemlerinin idarenin hizmet kusuru içerisinde kaldığı” belirtildi.

Kararda ayrıca “Güvenlik güçlerinin kamu hizmetini icra ettikleri sırada sivil vatandaşlarla birlikte tekmeli - sopalı saldırı gerçekleştirerek, Korkmaz’ın ölümüne sebep olmalarıyla idarenin hizmet kusuruna yol açtıkları kuşkusuzdur. Diğer bir ifadeyle, ilgilinin (Ali İsmail Korkmaz) güvenlik görevlileri ve sivil vatandaşın birlikte saldırısına uğradığı, olay sonucu meydana gelen zararın kamu hizmetinin yürütülmesi ve görevin ifası sırasında oluştuğu, dolayısıyla zarar ile idare eylem arasında nedensellik bağı bulunduğu açıktır” ifadeleri yer aldı. 

Mahkeme, maddi tazminatların yanı sıra “idarenin kusuru, olayın oluş şekli, zararın niteliği, ölümdeki kastın yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle davacıların duyduğu acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının kısmen de olsa dindirilmesi için” manevi tazminata da hükmetti.

‘Az hesaplandı’ gerekçesiyle şerh 

Hakim Yaşar Tunç, manevi tazminatın az hesaplandığı gerekçesiyle karara şerh koydu.

“Olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ve idarenin hem pozitif hem de negatif yükümlülüğünü ihlal ettiği açıktır. İdarenin bu açık ve ağır hizmet kusuru tazminat miktarının belirlenmesinde gözardı edilemez. Olayın oluş şekli, zararın niteliği, yalnız başına kalan bir kişinin/eylemcinin sokak arasında güvenlik güçleri ve bir grup vatandaşın saldırısına uğraması sonucu ölmesi dikkate alınarak, idarenin ağır hizmet kusurunu cezalandırıcı mahiyette manevi tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, bu hususları karşılamayan düşük bir miktarda manevi tazminat miktarı belirlenmesi yönünde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.”



Yazar Hakkında