Karantinada Facebook'un keşfi

Facebook pek çokları için modası geçmiş bir platform olsa da benim için yeni, yeniden keşfedilmiş bir mecra.

Sevgili okur yaklaşık 10 aydır bu köşede kıymetli vaktinizi ayırıp okuduğunuz yazıları Malta'dan yazıyorum. Güzel ülkemiz Türkiye gibi Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanmasa da sevimli bir balık siluetinde gözüken küçük, tatlı bir adadan.

Geçtiğimiz hafta karantinada olduğumuzu yazmış ve insanın kendini dışarı kapattığında, nasıl da içine doğru derinleştiğini, yeni şeyler keşfettiğini yazmıştım.

Bu keşiflerimden biri de -lütfen gülmeyiniz- Facebook!

Facebook kullanmayı yanlış hatırlamıyorsam 10 yıl önce bırakmıştım. Belki biraz daha az; ama 10 yıl deyip yemin etsem başım ağrımaz.

Peki ne oldu da Facebook'a tekrar girmeye ihtiyaç duydum?

Efendim Malta'da 10 aydır bu servise üye olmamak için direniyorum, fakat hangi kapıyı çalsam aynı yanıtı alıyorum.

Araba alacağım, nereye baksam diye soruyorum, Facebook deniyor. Ev kiralayacağız, dediğinizde "Facebook'da falanca gruba katıl."; ikinci el kitap için ne yapmam lazım? "Facebook, tabii ki!"

Gözlemlerime dayanarak ülkemizde Facebook'dan ziyade insanlar daha rafine iletişim kanalı olan Twitter ve Instagram'ı takip ediyor, diye biliyorum. Nitekim bendeniz de -geçtiğimiz haftalarda sonlandırdığım 8 aylık perhizi saymazsak- 2016'dan beri Twitter'ı kullanıyorum.

Malta'da Facebook'a olan bu yoğun ilgiyi görünce doğrusu çok şaşırmıştım.

Son yaşadığım iki hadise kendimi Facebook'un mavi sularına atmaya ikna olmam için bardağı taşıran son damlalar oldu.

Birincisi, korona virüs kapsamında Malta'da alınan tedbirlerden biri olan okulların kapatılması vuku olunca Malta School of Music'deki klasik vokal eğitimim yarım kaldı. Bayan Andriana'nın ilk sorduğu soru "Facebook'un var mı?" oldu!

Diğeri de Malta'da ne zamandır yokluğunu hisettiğim Türkçe konuşan topluluğa hitap eden bir çevrimiçi haber topluluğunun eksikliği idi.

Malta'da gün içerisinde okuduğum haberlerin küçük bir paragraf özetini yazıp, dil bariyeri ya da farklı sebeplerden ötürü bu haberlere erişemeyen Türkçe konuşan topluluk ile paylaşmak istiyordum. Twitter'da açtığım maltahaber hesabı pek rağbet görmedi. Hâlâ 50 kişilik, çoğunluğu da Türkiye'den ve belki de bendenizin hatırına takipçisi olmuş bir kitlesi var.

Malta ahalisinin Facebook'a olan alakası hatırıma düşünce orada bir sayfa açıp, Twitter ile entegre edeyim, diye düşündüm. Yani Twitter'a girdiğim haber hooop Facebook'daki Malta Haber sayfasına düşsün.

Bir de ne göreyim henüz bir hafta olmadan yoğun bir ilgiye mazhar oldu. Yüzlerce kişi takip etmeye başladı.

Bu arada şunu farkettim ki Facebook gerçekten bir derya deniz. Uzak kaldığım yıllar boyunca hakikaten de bir dünya oluvermiş.

Facebook'a bir dünya dersek ya da dijital bir ülke dersek haksızlık etmiş sayılmayız. Üzerinde F harfi olan mavi bayrağı, hâlâ üzerinde çalıştıkları kripto para Libra ve milyarlarca kişilik nufusu ile belki "benim" diyen ülkeleri kıskandıracak bir ülke!

Facebook'da pazar yerleri, sayfa ve grupların etkinlikleri ve daha pek çok şey; teknolojiden uzak bir ihtiyarmışçasına beni şaşırttı.

Malta Haber konusuna geri dönelim. Hatta dönmeyelim, spoiler de vermeyeyim. Merak edenler Maltahaber.com 'u ziyaret ederek bu küçük adanın bitmek bilmeyen havadislerine ulaşabilirler.

Şu teklifimden ötürü geçenlerde bir okur yorum alanında bana vermiş veriştirmişti ama yine de tekrar edeyim, Malta'ya yolunuz düşerse çaya beklerim. Gerçi çay için çok fazla imkân yok, ben size Hasan Turkish`s Kebap'da bir Amerikano ısmarlarım.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum